Son 7 aylık ihracat yüzde 34 düştü

30 Temmuz 2009 Perşembe

Türkiye'nin ihracatı yılbaşından bu yana 51.5 milyar dolar oldu. Günlük ihracat kayıtlarına dayanılarak yayınlanan verilere göre, 28 Temmuz itibariyle ihracattaki düşüş oranı yüzde 34'e dayandı.

Türkiye'nin 2009 yılı ihracatı, 28 Temmuz itibariyle 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 33.9 düşüşle 51 milyar 488 milyon 186 bin dolar düzeyinde gerçekleşti.

28 Temmuz 2009 tarihi itibariyle 7 milyar 591 milyon 41 bin dolar olan aylık ihracat geçen aya kıyasla yüzde 2.0 arttı.

Temmuzda yapılan aylık ihracat geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 29.1 geriledi.

Son 12 aylık ihracat ise 101 milyar 101 milyon 792 bin dolar oldu

Read more...

Dövize müdahale olabilir

Küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağını, istihdam artışı sağlanana kadar 'iyileşmeden' söz edilemeyeceğini belirten Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, önümüzdeki üç yılda faizlerin tek hanede kalabileceğini söyledi.

Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, gelecek üç yılda faizlerin tek hanede kalabileceğini, piyasalardaki olumlu havaya rağmen kalıcı toparlanmadan bahsetmek için istihdamda iyileşmeler görülmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş ve kademeli bir seyir izleyeceği, tasarruf oranlarının yüksek seviyelerde kalacağı ve küresel faiz oranlarının uzunca bir süre düşük düzeylerde seyredeceğine dair algılamaların güçlenmesinin, para politikasının geleceğine dair daha somut bir perspektif vermesine olanak tanıdığını söyledi. Yılmaz, bu çerçevede tahminler oluşturulurken gelecek dönemde kısa vadeli faizlerin bir miktar daha indirildiği ve 2010 yılının sonuna kadar artırılmadığı bir görünümün esas alındığını dile getirerek, "2011 ve sonrasında ise para politikası enflasyon görünümünü etkileyen değişkenlerin seyrine bağlı olarak şekillenecektir. Krizden çıkışla birlikte mali disiplinin kademeli ve güçlü bir şekilde yeniden tesis edilmesi durumunda kısa vadeli faizlerin üç yıllık tahmin ufku boyunca tek haneli seviyelerde kalabileceği öngörülmektedir" dedi.

Yılın üçüncü enflasyon raporunu açıklamak üzere dün bir basın düzenleyen Yılmaz, piyasa faizlerinin de politika faizleriyle uyumlu olabilmesi ve tek haneye inmesi için hükümetin güvenilir ve inandırıcı bir Orta Vadeli Program açıklaması gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz, "Kapsamlı bir Orta Vadeli Program yapılır, bu kamuoyuyla paylaşılırsa, politika faizlerinin ve piyasa faizlerinin tek haneye ineceğini söylüyoruz. Eğer bu gerçekleşmezse, para politikasının duruşu değişir. Orta Vadeli Program üzerinde çalışmalar sürüyor. Para politikası konusunda bizim de katkımız var. Bir an önce kamuoyunla paylaşılmasında fayda var. En azından bütçe çalışmaları tamamlanmasından önce, Orta Vadeli Program'ın açıklanması gerekir" dedi.

Enflasyon tahmini düştü

Yılmaz, yakın dönemde politika faizlerinde bir miktar daha indirim gerçekleştirildiği ve sonrasında faizlerin 2010 yılı sonuna kadar sabit tutulduğu varsayımı altında enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2009 yıl sonunda orta noktası yüzde 5,9 olmak üzere yüzde 4,9 ile 6,9 aralığında, 2010 yıl sonunda ise orta noktası yüzde 5,3 olmak üzere yüzde 3,7 ile 6,9 aralığında gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini söyledi. Yılmaz, enflasyonun 2011 yıl sonunda yüzde 4,9, 2012 yıl ortasında ise yüzde 4,8 seviyesine gerileceğinin öngörüldüğünü kaydetti. İkinci raporda orta noktası yüzde 6 olmak üzere yüzde 4,8 ile 7,2 aralığında açıklanan enflasyon tahmini böylece aşağıya çekilmiş oldu. Küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş olacağının anlaşılmakla birlikte krizin en kötü döneminin geride bırakıldığına dair algılamaların güçlenmesinin emtia fiyatlarındaki hareketlenmeyi beraberinde getirdiğini ifade eden Yılmaz, petrol fiyatlarının 2009 yılında ortalama 60 dolar, 2010 ve sonrasında 70 dolar civarında gerçekleşeceğinin varsayıldığını söyledi. Yılmaz, tahminler güncellenirken 2009 yılı ikinci yarısında fiyat ve vergi oranlarındaki ayarlamaların enflasyon üzerindeki etkisinin 1.5 puana yaklaşacağı bir kısa vadeli görünümün çizildiğini dile getirdi.

Krizden çıkış istihdama bağlı

Mali disiplinin yeniden sağlanması amacıyla şu an itibariyle doğru adımların atıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını dile getiren Yılmaz, "Bunun arkasının gelmesi gerekir, hem gelirler tarafında, hem harcamalar tarafında" dedi. Borsa ve döviz kurundaki gelişmelerin krizden çıkış işareti olarak değerlendirilmesi konusunda görüşünün sorulması üzerine Yılmaz, krizden çıkışın yavaş ve kademeli olacağını, ihtiyatlı davranmak gerektiğini söyledi. Krizden çıkışta istihdam verilerinin taşıdığı önemi vurgulayan Yılmaz, "Belirleyici olan özellikle iç talep açısından; istihdamda iyileşmenin görülebilir noktaya geldiğinde herhalde çıkıyoruz diyeceğiz. Şu anda işsizlikteki artış oranı devam ediyor" diye konuştu.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelerin de devam ettiğini dile getiren Yılmaz, "Bu noktada ümitsiz olacak bir husus yok. Biz üzerimize düşen görevi yapmaya devam ediyoruz. IMF'li veya IMF'siz" dedi. Yılmaz tünelin ucunda bir ışık göründüğünü de belirterek, "Bir ışık var ama net değil, dikkatli yürümeye devam edelim" dedi.

Dövize müdahale olabilir

Döviz kurlarındaki düşüş karşısında Merkez Bankası'ndan müdahale beklendiğini hatırlatan, ama döviz kurlarının Merkez Bankası'nın politika aracı olmadığını vurgulayan Yılmaz, kurların tamamen piyasa koşullarında belirlendiğini söyledi. Merkezi hükümetin borçlarının servisini yapan Merkez Bankası'nın bunun için rezerve ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Piyasada döviz arz talep koşulları izin verdiği sürece fiyatları etkilemeden rezerv biriktirme amacımız halen var ve bunu da belki tekrar gündeme alabiliriz. Şu anda bunun üzerinde çalışıyoruz. Döviz kurlarındaki oynaklık, talep ekonomik göstergelerden uzaksa, yansıtmıyorsa doğrudan piyasaya müdahale edebiliriz, bu açık ama bugün için söz konusu değil. Son 5-10 günde gözlemimiz o ki bir miktar giriş olmaya başladı ama bu ne kadar kalıcı, değil, bunu bir gözlemleyelim, ona göre de tekrar döviz alım ihalelerini başlatıp başlatmamak konusunda arkadaşlarımıza talimat verdik, çalışma yapılıyor" açıklamasında bulundu.

Net hata noksanda 4.4 milyar dolarlık para bulundu

Durmuş Yılmaz, son günlerde tartışma konusu olan net-hata noksan kalemindeki artışın Türkiye'ye özgü olmadığını belirtti. Avrupa Merkez Bankası verilerine göre euro bölgesinin ödemeler dengesi istatistiklerinde 2008 yılı üçüncü çeyreğinde yaklaşık eksi 40 milyar euro olan net hata ve noksanın son çeyrekte 3 kat artarak eksi 116 milyar euroya yükseldiğini belirten Yılmaz, 2009 yılı ilk çeyreğinde de eksi 83 milyar euro olarak devam ettiğini anlattı. Merkez Bankası'nın da yurtiçinde yerleşik kişilerin yurtdışı mevduatına yönelik 2008 yılı çalışmalarının tamamlandığını kaydeden Yılmaz, "Söz konusu mevduatta, 2008 yılının son çeyreği için yaklaşık 4.4 milyar dolarlık bir azalış gözlenmiştir. Dolayısıyla yılın son çeyreğinde görülen 11.3 milyar dolar tutarındaki net hata ve noksan rakamı 6.9 milyar dolara düşmektedir" dedi. Bu doğrultuda 2008 yılına ilişkin hesaplanan tutarların açıklanan net hata ve noksan kaleminden çıkarılarak sermaye ve finans hesapları içinde gösterileceğini vurgulayan Yılmaz, 10 Ağustos 2009 tarihinde yayımlanacak olan ödemeler dengesi istatistiklerinde bunun yer alacağını söyledi. Yılmaz, 2009 yılına ilişkin çalışmaların ise devam ettiğini kaydetti. İranlı bir işadamının 18.5 milyar dolar parayla Türkiye'ye girdiği ancak bu paraya el konulduğu iddiasıyla ilgili soruya karşılık da Yılmaz, bunun yaklaşık 100 ton edeceğine dikkati çekti. Böyle bir iddiayı ilk kez duyduğunu ifade eden Yılmaz, "Bizde böyle bir bilgi yok, olacağını da düşünmüyorum" yanıtını verdi...

Read more...

3G ile tanışma günü

Cep telefonundan hızlı ve zengin içerikli veri akışına vegörüntülü konuşmaya imkan sağlayacak Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G) hizmeti bugün başlıyor.

Geçen yıl aralık ayında ihalesi yapılan ve teknik adı IMT-2000/UMTS olan 3G hizmet ve altyapılarına ilişkin A tipi lisansı alan Turkcell, B tipi lisansı alan Vodafone ve C tipi lisansı alan Avea bugün 3G hizmeti sunmaya başlayacak.

3G ile şu anki internet bağlantı hızının 10 katı hızda erişim mümkün olacak.

Uygulamaya göre, 3G için abonelik başvurusunda bulunulması gerekiyor. Kullanıcılar, kısa mesaj göndererek 3G hizmeti almaya başlayacak.

3G hizmeti almak için, Turkcell aboneleri, 3G yazıp 2323'e, Vodafone aboneleri 3G yazıp 3636'ya ve Avea aboneleri de 3G yazıp 3334'e kısa mesaj gönderecek.

Mevcut aboneler, herhangi bir abonelik ücreti veya vergi ödemeden 3G'ye anında geçiş yapabilecek.

Abonelerin, 3G şebekesindeki tüm servislerden yararlanabilmesi için çift kameralı 3G destekli cep telefonuna sahip olması gerekiyor.

Kullanıcılar, yurtiçinde ve yurtdışında, 3G dolaşım anlaşması yapmış tüm operatörlerin şebekelerinde 3G hizmetlerinden yararlanabilecek.

3G'de neler var?

3G'de görüntülü konuşma servisleriyle mesafe farkı olmaksızın görerek konuşma yapılabilecek. 3G, bunun yanı sıra, çok yüksek hızlarda internet erişimi imkanı da sunuyor. Böylece, aboneler diledikleri zaman 3G şebekesinin desteklendiği yerlerden yüksek hızlarda mobil bağlantı yaparak cep telefonundan kolayca internete bağlanabilecek.

3G aboneleri, cep telefonlarından televizyon izleyebilecek, müzik veya film indirebilecek ve online oyun oynayabilecek.

Hız farkı olmayacak

3G ihalesi sonucunda, 40 MHz'lik A tipi lisansı 358 milyon euro ile Turkcell, 35 MHz'lik B tipi lisansı 250 milyon euo ile Vodafone ve 30 MHz'lik C tipi lisansı 214 milyon euo ile Avea almıştı.

Bu lisanslar arasında sadece bant genişliği farkı bulunuyor. Ancak 3G'de bantlar arasında bir hız farkı bulunmuyor, hepsi teorik olarak saniyede 14,4 megabit hızıyla çalışıyor. Yani, A, B ve C bantlarının kalitesi aynı olduğunu için operatörlerin verdiği 3G hizmetinde hız açısından herhangi bir farklılık olmayacak çünkü operatörlerin aldıkları bant genişlikleri ile abone sayıları birbirine orantılı.

Türkiye'de mobil telekomünikasyon süreci

Türkiye'de mobil telekomünikasyon sektörünün ilk uygulamasını oluşturan 1G sistemleri üzerinden sadece ses hizmetleri sunulabilirken 2G sayısal sistemlerinde daha kaliteli ses hizmetlerinin yanı sıra SMS gibi basit veri hizmetleri de verilmeye başlandı.

Türkiye, 2,5G olarak adlandırılan geçiş döneminde ise mobil şebekeler üzerinden internete erişim imkanına kavuştu. Böylece veriye dayalı hizmet türlerinde artış yaşandı. Mobil telekomünikasyonun her neslinde ses hizmeti sunulabilirken, 3G, daha kaliteli ses hizmetinin yanında daha hızlı ve zengin içerikli veri iletişimine imkan sağlıyor.

1500 Türk mühendisine iş olanağı

3G imtiyaz sözleşmelerine göre, nüfusu bin ve üzeri olan yerler, 10. yıl sonunda aşamalı olarak 3G ile kapsanmış olacak. Sözleşmede yer alan bir başka düzenlemeye göre de her operatörün aşamalı olarak 500 Türk mühendisi çalıştırma zorunluluğu bulunuyor.

Sözleşmeye göre, tesis edilecek sistemlerin yazılım ve donanım açısından en az yüzde 40 yerli olması gerekiyor.

Vodafone'nin 3G tarifesi

Vodafone 3G servisleri için uygulayacağı fiyat tarifesini açıkladı.

Vodafone'dan yapılan yazılı açıklamada, abonelerin, 1 GB'lık internet paketinden 30 liraya veya 175 kontöre faydalanabilecekleri, 3 GB'lık internet paketini ise faturalı hat sahibi abonelerin aylık 50 liraya kullanabilecekleri belirtildi.

Açıklamada, 5 Ağustos itibariyle 50 liraya 3 GB'lık internet kullanımı sunan internet paketinin, 45 liraya 5 GB kullanım olanağı sağlar hale getirileceği kaydedildi.

Daha az yoğunlukta internet kullanmayı tercih eden faturalı ve ön ödemeli hat sahibi abonelerin, her 100 ve 150 KB'lık kullanım için sırasıyla 9 kuruş ve 1 kontör ile ücretlendirileceği kaydedilen açıklamaya göre, standart tarifede günlük ücretlendirme, kullanım miktarı ne olursa olsun 5 lira/35 kontörü aşmayacak.

Aboneler, standart tarifedeki bu limitsiz kullanım olanağına ek olarak, yine 5 lira/35 kontör karşılığında Günlük Limitsiz pakete kayıt olabilecek ve 7.2 Mbps hızında istedikleri her yerden internete sınırsız erişim sağlayabilecek.

Düzenli internet kullanıcıları için sunulan aylık 250 MB'lik paket ise 10 lira/70 kontörden fiyatlandırılacak. Internet paketinin limiti aşıldığında her 100 MB'lık internet kullanımı 5 lira ile ücretlendirilecek. Yine Fatura Stop özelliğiyle aboneler aylık paket ücreti de dahil toplam 100 liralık ya da 700 kontörlük harcamaya ulaştıklarında o ay için başka herhangi bir ücret talep edilmeyecek.

Açıklamada, Vodafone 3G hizmetlerinde görüntülü konuşmalar için ilave ücret alınmayacağı ve görüntülü konuşmaların normal konuşmalarla aynı fiyata sahip olacağı da belirtildi...

Read more...

Bütçe açığı hükümeti de korkutuyor

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Bütçe açığı bürokratları da hükümeti de korkutuyor. Bir yandan IMF ile varılacak uzlaşmanın belirsizliği, alınacak önlemler, milli gelir ve büyüme revizyon tahminleri birbirine bağlı olduğu için Orta Vadeli Ekonomik Program'ın sonuçları da kamuoyuna açıklanamıyor.

Alınan önlemlerden sonra bütçe açığının ne kadar olacağı üzerinde çalışma yapan bürokratlar, bütçe açığını 60 milyar TL'nin altında tutmaya çalışıyor. Aslında bütçe açığının 70 milyar TL'ye kadar dayanacağı ancak son vergi zamları ve önümüzdeki dönemde alınması muhtemel önlemlerle bu açığın 60 milyar TL'nin altında tutulabileceği öngörülüyor. IMF ile süren görüşmelerin de özellikle mali kural üzerinde yoğunlaştığı belirtiliyor.

Ekonomideki daralma tahminleri çoktan aştı

Katılım Öncesi Ekonomik Program'ın (KEP) nisan ayında açıklandığı basın toplantısında, bu yılki bütçe açığının 48 milyar TL olacağı dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından belirtilmişti. Aradan geçen sürede öngörülen bütçe açığı artış eğilimini sürdürdü. 2009 yılı daralmasının yüzde 5'ler civarında olacağının anlaşılmasıyla milli gelirde de düşüş bekleniyor. Vergi gelirlerinde de beklenenin ötesinde düşüş olacağı tahmini nedeniyle bütçe açığının 70 milyar TL'ye kadar çıkabileceği tahminleri yapılıyor. KEP'te revize edilen rakamlar sonrasında vergi gelirlerinin 170 milyar TL seviyesinde olması bekleniyordu. Ancak bu rakamın altında kalınması bekleniyor. Vergi artışına ilişkin önlemlerden sonra açığın düşeceği tahminleri yapılıyor. Ancak açığın biraz daha düşürülmesi için bütçe harcamaları üzerinde de önlem alınmasına kesin gözüyle bakılıyor. Açığın 55-60 milyar TL seviyesinde tutulması için uğraşılıyor.

Orta vadeli program da hala açıklanmadı

Gelecek yıllara ilişkin tahminlerde, büyüme için de bir öngörü oluşturulmaya çalışılıyor. 2009 yılına ilişkin küçülme tahmininin yüzde 4,5 ile 5 arasında bir rakam olarak tahmin edileceği belirtilirken, 2010 yılına ilişkin çalışmalarda ise büyüme sürecine girilerek yüzde 2 ile 3 arasında bir rakamın yaşanacağının tahmin olarak yer alacağı belirtiliyor. KEP'te bu tahmin yüzde 3,3'tü. Dünya Bankası ve IMF ise Türkiye'nin 2010'da yüzde 1,5 büyüyeceğini tahmin ediyor.

Mayıs ayının sonlarında açıklanması gereken ancak önümüzdeki haftalarda çıkacağı belirtilen orta vadeli program piyasalara güven vermesi açısından prestijli bir şekilde hazırlanmaya uğraşılıyor. Geçmiş yıllarda açıklanan ancak daha sonra bütçe dönemlerinde yani sonbaharda hep revize edilen orta vadeli programın bu sefer değiştirilmeden 2012'ye kadar bir çerçeve vermesi isteniyor. IMF ile de bir yandan görüşmelerin sürdüğü bazı konularda ise görüşmelerin devam ettiği belirtildi.

IMF GÖRÜŞMELERİNDE KRİTİK KONU MALİ KURAL

Akaryakıtta ÖTV'nin artırılması, lokantalarda KDV'nin yükseltilmesi kararlarından sonra IMF ile taahhüt bazında bazı görüşmeler yapıldığı dile getiriliyor.

Bunun da daha çok 'mali kural' üzerinde yoğunlaştığı dile getiriliyor. Piyasa uzmanları eğer yasal bir değişiklik ya da alınması gereken bir önlem olsaydı, şimdiye kadar IMF heyetinin Türkiye'ye çağrılmış olacağını ve bir takvim üzerinden görüşmelerin başlamış olacağını söylediler. Bu nedenle aslında görüşmelerin gelecek yıllarda devreye girmesi beklenen mali kural üzerinde ve bu kurala uygun kriterlerin yerine getirilmesi için alınması gereken önlemlerde tıkandığı ifade ediliyor.

Bu nedenle de 2012'ye kadar belirlenecek ekonomik verileri gösterecek orta vadeli program netleştirilemiyor. Mali kuralda örneğin bütçe açığının harcamalara oranı gibi kriterler belirleniyor ve taahhüt çerçevesinde önlemler alınması gerekiyor. Mali kural için yasa çıkarılması gerekiyor

Read more...

Olumlu hava yeni programa bağlı

Mali disiplin konusundaki tedirginliğin büyümesi, piyasalardaki olumlu havanın devam etmesi konusunda endişeler yaratıyor.

Erdal Sağlam / RFERANS

Ekonomi bürokrasisi bu olumlu havanın sürmesinin üzerinde çalıştığı orta vadeli programın inandırıcılığına bağlı olduğunun farkında.

Ekonomi yönetiminin yeni orta vadeli program konusundaki hazırlıkları yoğunlaşırken, bürokrasi de son dönemdeki olumlu havanın sürmesinin hazırlayacakları programın inandırıcılığına bağlı olduğunun bilincinde.
Son günlerde piyasalarda yaşanan coşkunun kalıcı olup olmayacağı konusunda ciddi endişeler var. Bir yandan küresel piyasalardaki olumlu havanın sürüp sürmeyeceği merak edilirken, öte yandan ise dışarıdaki hava iyi gitse bile içerideki gelişmelerin bu havayı bozmasından korkuluyor.

Özellikle içeriden gelen verilerin bir türlü olumluya dönmemesi, mali disiplin konusundaki tedirginliğin büyümesi, ileriye dönük olarak olumlu havanın süreceği konusundaki endişelerin başlıca kaynağı.

IMF telaffuz edilmiyor

Endişelerin giderilmesi için ekonomi yönetiminin hazırladığı orta vadeli programın mutlaka inandırıcı olması gerekiyor. Piyasalar aslında bu programın inandırıcı olabilmesi için kesin çözümün Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni stand-by anlaşması olduğunu söylüyor. Ancak hükümetin ikircikli davranması nedeniyle, ne olur ne olmaz diye IMF ile anlaşma şartını çok fazla telaffuz etmiyor.

Ekonomi bürokrasisi de IMF ile anlaşma halinde piyasalara kesin bir güven verileceğinin farkında. Ancak siyasi bir karar olduğu için, daha doğrusu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kararını bilemedikleri için, IMF ile anlaşma konusunu telaffuz etmiyorlar, kendi içlerinde tartışmakla yetiniyorlar.

Bürokrasi bu nedenle IMF anlaşması olmasa bile piyasalara güven verebilecek bir orta vadeli program oluşturma peşinde. Aslında bunun için artık zamanın daraldığını da biliyor. Bir an önce orta vadeli program oluşturulması gerektiği, çünkü 2010 yılı program ve bütçe hazırlıklarının artık başlaması gerektiğini belirterek, mümkün olduğunca çabuk bu programı hazırlamak istediklerini söylüyorlar.

Kalıcı yapısal tedbir şart

Ancak bu noktadaki en önemli kısıt 2009 yılı rakamlarının düzeltilmesi için alınacak tedbirler. Artık sadece vergi geliri artışıyla mali disiplinin sağlanamayacağını, büyümeyi harekete geçirmek için özel sektörü harekete geçirmek gerektiğini biliyorlar, ama bunun nasıl yapılacağı konusunda kafaların karışık olduğu da görülüyor. 2009 yıl sonu rakamlarını düzeltebilmek için kalıcı biçimde yapısal tedbirlerin alınması ve özellikle kamu harcamalarındaki kısıntıların belli olması gerekiyor.

Ekonomi bürokrasinin şu an üzerinde çalıştığı en önemli unsurun harcama kısıntısı olduğu biliniyor. Bürokrasi Başbakan Erdoğan'ın kabul edebileceği harcama kısıntısı kalemleri üzerinde çalışıyor. Bu olmadan, IMF olsa da olmasa da, güven verecek bir orta vadeli program oluşturmanın zorluğunun bilincindeler

Read more...

Borsada gözler lokomotif hisselerde

20 Temmuz 2009 Pazartesi

İMKB'nin yüzde 60 değer kazandığı 17 Mart'tan bu yana lokomotif hisselerden 11'inin getirisi düşük kaldı. Bu dönemde en hızlı çıkış Sinpaş'ta yaşanırken, Turkcell ve Türk Telekom son iki sırayı paylaştı.

Küresel piyasalardaki dalgalı seyire rağmen son dört aydır yurtdışından ayrışan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) endeks 17 Mart'tan bu yana TL bazında yüzde 60, dolar bazında ise yüzde 80 yükseldi.

Bu dönemde borsadaki şirketlerin toplam piyasa değeri ise 97.7 milyar dolardan 167.1 milyar dolara ulaştı. İMKB'nin yurtdışı ile ayrışmasında, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmaya yönelik beklentilerin yanı sıra, 2008 yılında rekor tutarda satış yapan yabancıların piyasaya geri dönüşü etkili oldu. Nitekim 2008 yılında İMKB'de 3 milyar dolarlık net satış gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, bu yılın nisan, mayıs ve haziran aylarında ise toplam 1 milyar 338 milyon dolarlık net alım yaptı.

İMKB'deki hızlı yükselişte her zaman olduğu gibi belli başlı hisseler etkili oldu. Borsanın lokomotif şirketlerinden oluşan İMKB-30 Endeksi içerisinde yer alan hisselerin 19'u endeksteki yüzde 60'lık yükselişin üzerinde prim yaparken, 11 hisse senedindeki çıkış ise endeksin altında kaldı. Analistler, borsadaki hızlı çıkışa katılmayan hisse senetlerinin önümüzdeki dönemde piyasanın lokomotifliğini üstlenebileceğini ileri sürüyor.

Sinpaş fark attı

İMKB-30 Endeksi içerisinde yer alan hisseler arasında 17 Mart'tan bu yana en fazla yükselen hisse senedi yüzde 154 ile Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı oldu. Sinpaş hisselerindeki hızlı yükselişte, şirketin kriz dönemindeki hızlı değer kaybının yanı sıra, son dönemde gerçekleştirdiği projelerdeki konut satışları etkili oldu. Sinpaş GMYO, bu yılın ilk altı ayında 987 adet konut satarken, 30 Haziran 2009 itibariyle toplam konut satışı ise 3 bin 313'e ulaştı. Şirket, Lagün Projesi'nde 364, Ottomanors'ta 386, Bosphorus City'de 2 bin 130, Aquacity'de ise 433 adetlik konut satışı gerçekleştirdi.

İMKB'deki düşüş sürecinde hisse senetleri sert bir şekilde değer kaybeden Doğan Holding ise son dört ayda yüzde 139 ile en fazla değer kazanan ikinci hisse senedi oldu. Bank Asya yüzde 127, Vakıfbank yüzde 117 prim yaptı. 17 Mart'tan bu yana Tofaş yüzde 115, Türk Ekonomi Bankası (TEB) yüzde 112, Şekerbank yüzde 111, Halkbank yüzde 106, Garanti ve THY yüzde 104, Sabancı Holding yüzde 92, Aksigorta yüzde 90, Koza yüzde 88, BİM yüzde 85, Arçelik yüzde 83, Akbank yüzde 82, Petkim yüzde 75, Kardemir yüzde 69, Tekfen Holding ise yüzde 65 prim yaptı.

Telekomcular geride kaldı

İMKB-30 hisseleri arasında 17 Mart'tan bu yana en az değer kazanan iki hisse Turkcell ve Türk Telekom oldu. Borsadaki hızlı düşüş sürecinde de düşüşe direnen Turkcell'deki yükseliş yüzde 11,1'de kalırken, Türk Telekom'daki çıkış ise yüzde 28,9 oldu. Bu dönemde endeksin altında getiri sağlayan diğer hisseler ise yüzde 34,9 ile Enka, yüzde 39,5 ile Şişecam, yüzde 42,4 ile Tüpraş, yüzde 42,9 ile Anadolu Efes, yüzde 44 ile TAV, yüzde 52 ile Erdemir, yüzde 56 ile İş Bankası C ve Yapı Kredi ile yüzde 57 ile Koç Holding oldu...

Read more...

Akaryakıt zammı 1.4 milyar TL getirecek

17 Temmuz 2009 Cuma

Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerine yaptığı yüksek ÖTV zammının, 2009 yılı bütçe gelirlerini 1.4 milyar TL artıracağı tahmin ediliyor.

ÖTV artışından dolayı tüketim miktarının gerileyeceği ve kaçak oranının artacağı uyarısında bulunan uzmanlar, bu nedenle Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt ürünlerine yapılan ÖTV artışıyla elde etmeyi hedeflediği gelir artışını yakalamasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor.

ÖTV artışı nedeniyle tüketim miktarının azalacağı ve kaçak oranlarının artacağı görüşünü dikkate alınmadan yapılan hesaplamalara göre, Maliye Bakanlığı 2009 yılı sonuna kadar ÖTV artışından 1.4 milyar TL’lik ek gelir elde edecek. PETDER’in verileri, 2008 yılında Türkiye’de 3 milyon metreküp benzin tüketimi olduğu, kriz nedeniyle 2009 yılında bu miktarın yüzde 6 gerileyeceğini ortaya koyuyor. Bu verileri dikkate alarak yapılan hesaplamada, 2009’un ikinci yarısında gerçekleşmesi beklenen 1.4 milyon metreküplük benzin tüketimi karşılığında, Maliye Bakanlığı litre başına yaklaşık 20 kuruşluk maktu vergi artışıyla benzinde 290 milyon TL’lik ilave ÖTV getirisi elde edecek.

2008 yılında 15.5 milyon metreküp olan motorin tüketiminin ise 2009 yılında yüzde 5 azalacağı dikkate alınarak yapılan hesaplamada, yılın ikinci yarısında tüketilmesi öngörülen 7.7 milyon metreküplük motorinden, 1 milyar TL civarında ek bir getiri elde edilecek. Geçen yıl tüketilen 2.1 milyon metreküp LPG tüketiminin, 2009 yılında yüzde 8’in üzerinde artacağı göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamalarda, yılın kalan bölümünde tüketilmesi beklenen 1.1 milyon metreküp LPG, Maliye Bakanlığı’nın kasasına 100-110 milyon TL’lik ek bir vergi geliri sokacak.

KAYITDIŞI, MALİYE’NİN EK GELİR HESABINI BOZABİLİR

Yükselen vergi oranlarının kaçak ile yasal yakıt tüketimi arasındaki fiyat farkını büyüttüğüne dikkat çeken sektör temsilcileri, “Şu anda bir de tavan fiyat uygulaması gündemde. Bayinin marjı sıfırlanmış durumda. Küçük bayiler nakliyeyi bile sağlayamıyor. Bu durum bayileri ölme noktasına getiriyor. Bugün birçok bayi kapanma noktasına geldi. Tavan fiyat uygulaması zaten sektöre büyük darbe indirmişti. Bir de vergi artışı geldi. Şu anda benzinde vergi oranı yüzde 69, motorinde yüzde 61, LPG’de yüzde 63. Bu oranlar dünyanın hiçbir yerinde yok. Hükümet bu kararıyla kaçağı teşvik ediyor” uyarısında bulundu.

TURİZMDEKİ VERGİ ARTIŞI EK GELİR GETİRMEZ

Maliye Bakanlığı’nın birinci sınıf lokantalar ile 3 yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalarda uygulanan KDV oranını yüzde 8’den 18’e çıkarmasının, ciddi bir gelir artışı getirmeyeceği ileri sürülüyor. Turizm Yatırımcıları Derneği eski Başkanı Oktay Varlıer, “10 puanlık KDV artışının Maliye’nin gelirlerini çok artıracağından emin değilim. Maliye Bakanlığı, birinci sınıf lokantalarla, 3 yıldız ve üzeri otel ve tatil köylerinde KDV oranlarını yüzde 8’den 18’e çıkardı. Bunun bir ek gelir getireceğini sanmıyorum. Her ne kadar üst gelir dilimindekilerin yeme içme vergisinde yapılmış gibi görünen bu artış, sektörde büyük sıkıntı yaratacak. Özellikle her şey dahil sisteminde hizmet veren oteller, zaten sezonun tüm satışlarını eski sisteme göre yaptılar. Zaten her şey dahil sisteminin darbe vurduğu sektör, yüzde 10’luk KDV artışıyla büyük zarar edecek. Sektörün görüşü alınmadan apar topar alınan bu kararın, getirisinden çok götürücü var. Son derece riskli. Ayrıca birinci sınıf lokantalar ile ikinci sınıf lokantalar ile 3 yıldız ve üzeri oteller ile yıldız sayısı az olan oteller arasında haksız rekabet yaratıyor. Sektör, bu durumun haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi halinde, kararın iptal edileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Read more...

Kriz yokmuş, hepimiz yanılmışız!

Amerika’da açıklanmaya başlayan bilançolardan “olumlu sürprizler” geliyor. Wall Street’in son “sembol bankalarından” Goldman Sachs, ikinci çeyrekte; 2.2 milyar dolarlık kâr beklentisine karşın 3.44 milyar dolar kâr açıkladı. Hisse başına kâr tahminleri 4.49 ile 3.59 dolar arasında beklenirken, 4.93 olarak gerçekleşmiş.

Ali AĞAOĞLU/VATAN

Salı günü ABD’de piyasalar kapandıktan sonra bilançosunu açıklayan Intel de ikinci çeyrekte analistleri yanıttı. Dünyanın en büyük işlemcisinin geliri bir önceki yıla göre yüzde 15 düşmesine karşın, 8 milyar dolarlık bir gelire ulaşmış. Ancak bu gelir, analistlerin beklediği ortalama 7.27 milyar doların oldukça üzerinde. Yine bir Amerikan bankası olan JP Morgan da dün beklentilerin üzerinde kâr açıkladı. Geçen yıla göre kârını yüzde 36 artıran JP Morgan, hisse başına 0.04 dolar kâr beklentisine karşın 0.28 dolarlık bir kâr açıklamış.

Bugün de Citibank ve Bank of America’nın bilançoları açıklanacak. Onlar da beklentilerin üzerinde kâr açıklayacaklar gibi görünüyor. Beklentilerden iyi açıklanan kâr rakamlarıyla ilgili iki şey söylenebilir:

1- Beklentiler yanlış hesaplamalara dayanıyor. Bu varsayımda başka bir soruyu beraberinde getiriyor: Analistlerin hepsi mi yanlış varsayımlara mı dayandırdı hesaplamalarını?

2- Aslında kriz falan yokmuş, hepimiz yanılmışız. Yaşanan “çürükleri silkeleme” operasyonuymuş! Kriz korkusuyla, analistler kötümser varsayımları kullanmışlar hesaplamalarında. Buna paralel olarak kâr beklentileri düşürülmüş. Aslında ortalıkta kriz miriz olmadığından kârlar da iyi gelmiş. (Bizim bankalarımızın da iyi kâr açıklamalarından anlamalıydık.)

Bu kârlara rağmen krizi hatırlatan belki de tek şey işsizlik. ABD’de dün açıklanan verilere göre işsizlik başvurusu yapanların sayısı 513 bin beklenirken 522 bin olmuş. Kârlar artarken, işsizlik de halen daha yarım milyondan fazla artıyor. Yüksek kâr rakamlarının bir kısmı muhasebe “değişikliklerinden” gelse de bütüne bakıldığında sanal bir durum var izlenimi oluşturuyor.

Diğer yandan da ABD’de şirketlerin, özellikle de bankaların yüksek kârlar açıklıyor olması sistemik risklerin azalmaya başladığını, kilitlenen kredi mekanizmalarının yavaş yavaş açılmaya başladığına da delalet ediyor. Morali düzelten bir durum. Kârlar sanal gibi görünse de, kötümserliğin bir kısmı da sanaldı. Beklentilerden iyi gelen kârlarla, sanal kötülüğün bir kısmı da törpüleniyor.

Kâr rakamları, bir önceki haftaya göre “düşen” işsizlik verisi piyasaları, özellikle de hisse senedi borsalarını coşturdu. Bu yıldaki en yükseklere gelindi. Hatta Çarşamba itibariyle hem ABD borsa endekslerinde hem de İMKB’de teknik bazı eşikler geçildi. Dün de yatay geçen seanslarla gelinen seviyeler “hazmedilmeye” çalışılıyor. Piyasalar bir miktar daha yükselmeyi amaçlıyor gibiler.

Teknik olarak bakıldığında Dow Jones’ta bir sonraki hedef 8,745; S&P’de de 959 seviyeleri önemli. İMKB için bu hafta 37,650 seviyesi önemliydi. Bu seviyenin “kararlı bir şekilde” yukarı geçilmesi 38,650 seviyesinin önünü açmış oldu.

Piyasalardaki coşku ve olumlu hava devam edecek gibi. Bu durumda İMKB’deki bir sonraki hedef 39,830’da... Hadi diyelim 40,000. Aradaki 170 puanın lafı olmaz!

Merkez bankası “100 olsun düz olsun” fikrime pek sıcak bakmamış anlaşılan. PPK gecelik faizleri 50 baz puan indirerek 8.25’e düşürdü ve bir sonraki indirimin sinyalini verdi.

Bu kez fazla sürpriz yok. Zira piyasa katılımcılarının önemli kısmı 25 baz puandan 50 baz puana doğru yaklaşmıştı son günlerde... Hem sürpriz olması, hem de boşu boşuna bir sonraki toplantıyı beklememek için şimdiden 100 baz puanlık bir indirim yapılsaydı fena mı olurdu?

Read more...

Bütçe açığı rekora doğru gidiyor

Bütçe açığı ilk yarıda 23.2 milyar lira olurken yıl sonu için piyasa uzmanları 50 milyar lira, TEPAV ise 60 milyar liralık açık tahmini yapıyor.

Ebru Sungur - AHU ÖZYURT / MİLLİYET

Yılın ilk yarısında bütçe açığının 13 kat artışla 23.2 milyar liraya tırmanması ‘Yılı şimdiye kadarki en yüksek açıkla mı kapatacağız?” endişelerini gündeme getirdi. Önceki gün duyurulan veriler, açığın yılın ilk yarısında, 2009 öngörüsü olan 10.4 milyar liranın iki katını aştığını ortaya koydu. Hükümet yıl sonu için öngördüğü bütçe açığını, katılım öncesi ekonomik programı açıklarken 45 milyar liraya revize ettiğini duyurmuştu.

Piyasa uzmanları son veriler ışığında açığın, yıl sonunda 50 milyar lira olabileceğini tahmin ediyor. Bütçeye ve mali disipline ilişkin raporları ve uyarılarıyla bilinen ve TOBB bünyesinde yer alan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ise açığın 60 milyar liraya tırmanabileceği görüşünde.

Bu tahminlerle yılın rekor bütçe açığıyla tamamlanacağı kaygıları dile getiriliyor. Cumhuriyet tarihinde en yüksek bütçe açıkları 2002 ve 2003 yıllarında görülmüş, bu yıllarda açık 40 milyar lirayı aşmıştı. Son yıllarda tek haneli rakamlara düşen açığın bütçeye oranı da böylece yeniden yüzde 20’lerin üzerine tırmanabilecek.

Önceki gün açıklanan bütçe verilerini yorumlayan Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Maliye Bölümü Öğretim Görevlisi ve TEPAV Danışmanı Doç. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz, açığın kriz nedeniyle hızla arttığını, gelirlerin geçen yılın yüzde 1 altında kalmasının bunun göstergesi olduğunu söyledi. Daralan ekonomiye bağlı olarak gelirler azalırken giderlerin artmasının da açığı büyüttüğünü anlatan Doç. Dr. Yılmaz şöyle dedi:

‘Asıl risk yılın ikinci yarısında’

'En büyük artış cari transferlerde. O da sosyal güvenlik kurumunun finansman açığı, görev zararları ve yerel yönetimlerden kaynaklanıyor. Şu anda bütçede faiz dışı harcamaların dörtte biri bu kalemlere gidiyor. Harcamalar şu anda bütçeden ziyade bütçe dışı kurumların açığını karşılıyor.'

Bu durumun bir endişe kaynağı olduğunu ancak asıl riskin yılın ikinci yarısında ortaya çıkabileceğini dile getiren Yılmaz şöyle devam etti:
“Hükümetin aldığı kriz tedbirlerine dönük harcamalar yılın ikinci yarısında bütçeye yansıyacak. Bu dönemde ekonomi toparlanamazsa gelirlerdeki düşme devam edecek. Bu durumda bütçe açığı katılım öncesi programda belirlenen 45 milyar liranın üzerine çıkabilir, 55-60 milyar liraya ulaşabilir.'

Yılmaz, açığın bu hızla artmasının, faizlerin yükselmesine neden olacağını kaydetti.

‘Vergiler ezbere artırılıyor’

TEPAV’ın önceki raporlarında açığın bu derece artabileceği uyarısında bulunulduğunun altını çizen Yılmaz şunları söyledi:

'Önemli olan bu gibi dönemlerde insanlara doğru bilgileri doğru zamanda aktarıp bir anda şok olmalarının önüne geçmek. Bir anda akaryakıt ya da tütün ürünlerinin vergisinin artırılması, turizmdeki vergi indiriminin geri alınması geliri artırmaz, sadece gelirin daha az düşmesini sağlayabilir. Bu tedbirler çok tutarlı ve bütünsel bir tedbir politikasının olmadığını gösteriyor.

ÖTV artışıyla, ekonomiye ve hane halklarının gelirlerine bilinçsiz müdahale söz konusu. Ezbere bir iş yapılıyor.'

Read more...

Sigara yasağında yeni dönem

Sigara yasağı 10 Temmuz'dan itibaren genişletiliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yasağa ilişkin genelge dün yayımlandı.

Buna göre, konutlar hariç tüm binaların kapalı alanlarında sigara içmek yasaklanacak. Bu mekanların açık alanlarında ise sigara kullanılması durumunda dumanın diğerlerini etkilememesi için önlemler alınacak. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da sigara yasağı konusunda hiçbir tavizin verilmeyeceğini söyledi.

Erdoğan'ın, 4207 Sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun Hükümlerinin Uygulanması konulu genelgesi, Resmi Gazete'de dün yayımlandı. Genelgeye göre taksi hizmeti verenler dahil olmak üzere tüm toplu taşıma araçlarında tütün ürünleri tüketilmeyecek. Her türlü eğitim kurumlarının açık alanlarında da tütün ürünü tüketilmeyecek.

Yaşlı bakım evlerinde, akıl hastanelerinde ve hapishanelerde toplam alanın yüzde 10'unu geçmeyecek şekilde tütün ürünleri tüketilmesine mahsus alanlar oluşturulabilecek. Otellerde ise sigara içen müşteriler için özel sigaralı odalar bulunacak. Açık havadaki spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerlerde de sigara içmek yasak. Ancak toplam seyir alanının yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde özel alanlar oluşturulabilecek.

İşletmeler zarar görmez

Dün sigara yasağıyla ilgili yerel yönetim, emniyet, jandarma, ve bürokrasiden yetkililerle biraraya gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ da; toplantının ardından yaptığı basın toplantısında yasağa halkın verdiği destekten memnun olduğunu söyledi. Akdağ, yapılan anketlerde vatandaşın yüzde 90'lık bir kesiminin devletin vatandaşı sigaradan uzaklaştırması gerektiğini düşündüğünün ortaya çıktığını belirtirken, kademeli geçilen yasağın etkisiyle her 100 kişiden 7'sinin de sigarayı bıraktığını bildirdi.

Akdağ ayrıca, yasakla birlikte Türkiye'nin Avrupa'da 3'üncü ve dünyada 6'ncı ülke olacağını öğrendiğini de kaydetti.
Akdağ, sigara yasağından sigara üreten ve satanların dışındaki işletmelerin zarar görmesini beklemediklerini belirtti. Böylelikle bir anlamda işletmelerden gelen teşvik taleplerine yanıt veren Akdağ, Ne lokantalar, ne kahve işletmecileri, ne pastaneler, ne kafeler, ne de eğlence yerlerinin bundan zarar görmesini beklemiyoruz.

Çünkü geçmişte bunu yaşayan birçok ülkenin tecrübeleri bize şunu gösteriyor; bu kanunla işletmelerin bir kısmında müşteri değişikliği, bir kısmında da müşteri artışı oluyor dedi. Akdağ ayrıca, işletmelerin kendi içlerinde sigara içilecek özel mekanlar oluşturma yönündeki isteklerine de son noktayı koydu. Böyle bir uygulamayı şimdi de gelecek dönemde de düşünmediklerini kaydeden Akdağ, işletmelerden yasağa bakış şekillerini olumlu yönde değiştirmesini istedi.

Baykal'a davet gönderildi

İşletmelerle bu süreçte sürekli biraraya geldiklerini söyleyen Akdağ, ancak sektörün 'kapalı mekanlarda iyi klima sistemleriyle özel yerler oluşturup burada sigara içilmesine müsaade edilmesi' şeklindeki talebinin karşılanamayacağını belirtti. Bilim adamları ile Dünya Sağlık Örgütü'nün yol göstericileriyle konuyu çok tartıştıklarını bildiren Akdağ, bu tarz mekanlarda ne kadar iyi havalandırma sistemi de kurulmuş olsa kanserojen madde anlamında riskin bulunduğunu söyledi.

Akdağ, Aynı şekilde uygulamayı taleplere göre değiştirmeyi de asla düşünmüyoruz dedi. Esnafı tedirginliğe sevk edenleri çok iyi bildiğini ifade eden Akdağ, oysa vatandaşın büyük ihtiyaç duyduğu kahvehane, lokanta ve pastane gibi mekanlardan yasak nedeniyle vazgeçmesinin mümkün olmadığını belirtti. Ancak uygulamayla sigara içenlerin tükettiği sigara sayısında azalma olacağını vurgulayan Akdağ, Bu nedenle esnafımızın bu hususta tedirgin olmasına hiç gerek yok dedi.

Akdağ, CHP Lideri Deniz Baykal'ın sigara yasağı kampanyası afişlerinde yer almamasına ilişkin soruyu da yanıtladı. Baykal'la daha önce görüştüğünü ve kendisinin sigara yasağına destek verdiğini bildiğini belirten Akdağ, ancak bunun ardından da yapılan 2 davete rağmen CHP Lideri'nin kampanyada neden yer almadığının gerekçesini bilmediğini bildirdi.

Read more...

Bono piyasasında faiz 11,54 oldu

14 Temmuz 2009 Salı

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören gösterge kağıdı 2 Şubat 2011 vadeli tahvilin, bugün valörlü işlemlerinin saat 10.00 itibarıyla basit getirisi yüzde 11,90'a, bileşik getirisi yüzde 11,54'e düştü.

Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 11,97, bileşik getiri yüzde 11,60 olmuştu.

DOLAR KOTASYONLARI

Bankalararası piyasada dolar kotasyonlarında alışta en düşük fiyat 1,5370 TL, en yüksek fiyat 1,5400 TL, satışta en düşük fiyat 1,5440 TL, en yüksek fiyat 1,5470 TL düzeyinde bulunuyor.

PARİTE

Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,3972, sterlin-dolar paritesi 1,6256, yen-dolar paritesi ise 93,14 düzeyinde seyrediyor.

Read more...

Borsa ilk seansta yükseldi!

Borsa ilk seansı 123 puanlık yükselişle 37 bin 128 puandan tamamladı. Hisse senetleri bu seviyede yüzde 0,33 oranında değer kazandı.

Read more...

Borsa güne hafif yükselişle başladı!

10 Temmuz 2009 Cuma

Endeks güne 16 puanlık yükselişle 37 bin 4puandan başladı. Bu seviyede hisse senetleri ortalama yüzde 0.04 oranında değer kazandı.

Read more...

Doğan Grubu’ndan sermaye artırımı

Doğan Grubu, üç ayrı şirketinde 275.5 milyon TL’si nakit olmak üzere toplam 276.7 milyon TL sermaye artırımına gitmek için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) onay aldı.

SPK, Doğan Yayın Holding’in 183.5 milyon TL nakit, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık’ın 92 milyon TL nakit, Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama’nın 1 milyon 276 bin TL’lik temettüden karşılanmak üzere toplam 276 milyon 776 bin TL tutarında sermaye artırımı için onay verdi.

Böylece Doğan Yayın Holding’in kayıtlı sermaye tavanı 1 milyar TL, çıkarılmış sermayesi 802 milyon TL, Hürriyet Gazetecilik’in kayıtlı sermaye tavanı 800 milyon TL, çıkarılmış sermayesi 552 milyon TL, Doğan Burda Dergicilik’in kayıtlı sermaye tavanı 40 milyon TL, çıkarılmış sermayesi 19.6 milyon TL oldu

Read more...

Elektrik borcu olan yandı!!!

İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. (AYEDAŞ), en az 3 ay birikmiş borcu bulunan abonelerin elektriğini kesme işlemine başladı.

AYEDAŞ, bünyesindeki teknik personelin katılımıyla Sultanbeyli'de başlattığı çalışmada, önceden belirlenen ve en az 3 adet gecikmiş fatura borcubulunan abonelerin adreslerine giderek elektrik kesme işlemini gerçekleştirdi.

SEYYAR VEZNE KURULDU

AYEDAŞ yetkilileri, yapılan bu çalışmanın, Hem alacakları tahsil etmek, hem de toplu tahsilat ve kaçak takip çalışması olduğunu belirttiler. Yetkililer, haftada bir gün yapılacak bu çalışmada, borcunu ödemek isteyen aboneler için de seyyar vezne kurularak kolaylık sağlanacağını ve bu veznelerin gece saat 22.00'ye kadar açık olacağını, borcunu ödeyen abonelerin elektriğinin hemen bağlanacağı bildirdiler.

AYEDAŞ'ın, bu yıl başlattığı uygulama çerçevesinde, birikmiş borcu bulunan abonelere önce sms, e-posta ve kesme ihbarı göndererek ya da bırakarak tebligatta bulunduğu, ancak tebligata rağmen borcunu ödemeyen abonelerin elektriklerinin kesildiği öğrenildi. Uygulama sonrasında da tahsilat oranında yükseliş gözlendiği kaydedildi...

Read more...

500 dev 25 trilyon dolarda

Fortune’un Global 500 listesinde Koç Holding bu yıl 14 basamak birden yükselerek 172’nci sıraya yerleşti.

En büyük 500 şirketin cirosu 2 trilyon dolar yükselerek 25 trilyon doları bulurken Koç’un cirosu da 44 milyar 167 milyon doları aştı. Koç Holding, PepsiCo, Kraft Foods, Novartis gibi şirketleri geride bırakmayı başardı.

ABD’li Fortune Dergisi’nin her yıl açıkladığı Global 500 listesinde Koç Holding bu yıl 14 basamak birden yükselmeyi başardı. Küresel krize karşın en büyük 500 şirketin cirosunun 2 trilyon dolar yükselerek 25 trilyon doları bulması da dikkatlerden kaçmadı. Koç Holding 186’ıncı sıradan 172’inci sıraya kadar yükselirken cirosu 44 milyar 167 milyon doları buldu. Cirosu bir önceki yıla göre yüzde 12 artan Koç’un kârında ise yüzde 11.7’lik gerileme yaşandı.

Pepsi’yi geride bıraktı

73 bin 677 kişiye istihdam sağlayan Koç, listede ünlü ilaç firması Roche’un bir basamak altında kaldı. Koç, PepsiCo, Kraft Foods, Novartis gibi dev fimaları ise geride bırakmayı başardı. Global 500 listesinde bir numaraya oturan ise 458 milyar 361 milyon dolarlık cirosuyla Royal Dutch Shell oldu. Shell’i geçtiğimiz yıl ikinci olan Exxon Mobil, yine aynı sırasını koruyarak takip etti. Bir önceki yıl liste başında yer alan Wal Mart ise 405 milyar 607 milyon dolarlık cirosunda bir önceki yıla oranla yüzde 7.1’lik artışa rağmen ancak üçüncü sıraya yerleşebildi. Petrol şirketleri bu yıl petrol fiyatlarındaki yükselişin meyvesini yedi. Ancak, şimdi 32 dolar seviyelerine kadar inen petrolün bu firmaları önmümüzdeki yıl nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.

ABD yine birinci

Ülke bazında bakıldığında da bu yıl listeye en fazla şirket sokan ülke ABD oldu. 140 şirketi ile birinci sırada yer alan Amerika’yı 68 şirket ile Japonya izledi. Fransa’nın 40 Almanya’nın 39 şirket sokmayı başardığı listede İngiltere ise 26 şirketiyle yer aldı. En hızlı büyüyen şirketlere bakıldığında ise birinciliği listede 287’nci sırada yer almasına karşın 30 milyar dolar artışla cirosunu 292.3 milyar dolara çıkartan Wesfarmers aldı. Imperial Tabacco Group ise 208 milyar dolarlık cirosuna 19.9 milyar dolarlık katkıyla ikinciliğe oturdu.

Gıda birinci oldu

Sektör bazında incelendiğinde de gıda üretimi 2007’den bu yana gösterdiği yüzde 48.8’lik büyümeyle birinci, enerji ise yüzde 34.9’luk büyümeyle ikinci oldu. Petrol Rafinericilik sektörü yüzde 27.8 ile üçüncü sırayı alırken en hızlı küçülen sektör iseiki yılda gösterdiği yüzde 3.6’lık gerileme ile motorlu taşıtlar ve yedek parça sektörü oldu. Küçülmede ikinciliği sağlık ve bireysel sigortacılık sektörü, üçüncülüğü ise gayrimenkul ve hayat sişgortacılık sektörü aldı.

En fazla parayı kimler kaybetti

FORTUNE 500 listesine girenler arasında bu yılın kayıp rekorunu finans sektörü ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren şirketler oluşturdu. Kayıplarda dağılım şöyle gerçekleşti:

ABD’nin en büyük mortgage kuruluşu Fannie Mea yılı 58 milyar 707 milyar dolar zararla kapattı.

İngiltere’de Kraliçe’nin bankası olarak da anılan Royal Bank of Scotland 43 milyar 166 milyon dolar kayıp yaşadı.

ABD’nin zordaki otomotiv devi 30 milyar 860 milyon dolar kayıp ile üçüncü oldu.

Citigroup 27 milyar 684 milyon dolar ile üçüncü oldu.

İsviçreli UBS 19 milyar 301 milyon dolarlık zararıyla beşinci oldu

Read more...

2009`da kamuya yeni personel alımı yok

ÖSYM’nin sınav takvimi ve kapasitesi dikkate alındığında 2009 yılı içerisinde yeni bir genel Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) yapılmasının mümkün olmadığı, genel KPSS’lerin planlandığı gibi 2010 yılında Devlet Personel Başkanlığı ve ÖSYM Başkanlığı’nca belirlenecek tarihlerde gerçekleştirileceği bildirildi.

Son günlerde KPSS tarihleriyle ilgili farklı değerlendirme, yorum ve beklentiler üzerine Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın Basın Müşavirliğinden yazılı bir açıklama yapıldı. Devlet Personel Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarının uzman, mühendis veya müfettiş gibi kadrolara nitelikli eleman bulamadıklarına” dikkat çekilen açıklamada, “2009 yılı içerisinde yeni bir genel KPSS’nin yapılması, ÖSYM’nin sınav takvimi ve kapasitesi dikkate alındığında mümkün olamayacağından, Genel KPSS’ler planlandığı gibi 2010 yılında Devlet Personel Başkanlığı ve ÖSYM Başkanlığı’nca belirlenecek tarihlerde gerçekleştirilecektir” denildi

Read more...

IMF Başkanı umutlu konuştu

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünyanın çifte derin durgunluğa girmeyeceğini söyledi.

Straus-Kahn, İtalya'daki G8 Zirvesi çerçevesinde yaptığı açıklamada, halen devam eden durgunluğun devamı olarak gösterilebilecek çifte bir derin durgunlukla karşılaşılmayacağını kaydetti.

IMF Başkanı, dünya ekonomisinin, gelecek yılın ilk çeyreğinde toparlanmaya başlayacağını da vurguladı

Read more...

Bakanın Çin boykotu hükümetten döndü

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Yozgat'ta Çin malları için boykot çağrısı yaptı. Ancak kısa süre sonra danışmanı Bakanın kendi görüşü. Hükümetin böyle bir kararı yok dedi.

Hürriyet gazetesinde yer alan haberin tam metni:

Bakan Ergün, Çin’in Sincan özerk bölgesinde çok sayıda Uygur Türkünün ölümüyle sonuçlanan olaylar üzerine Çin malları için boykot çağrısı yönünde mesajlar verdi.

Ergün, “İnsan haklarına saygı yoksa bu ülkenin ürünlerine karşı tavrımızı ortaya koymamız lazım. Ucuz mal diye kötü malı almak zorunda değiliz. Başka bir şey daha arayalım malını tükettiğimiz ülkelerin ‘insanlığa saygısı var mı?’ diye bakalım. İnsan haklarına saygı duyuyorlar mı?, başkasının hukukunu gözetiyorlar mı?, eğer malını tükettiğimiz ülkelerde insana, insanlığa saygı yoksa o zaman bizim bu tüketimi gözden geçirmemiz, bu ürünlere karşı da tavrımızı, tutumuzu açıkça ortaya koymamız lazım” dedi.
Kişisel görüşüdür

Bakan Ergün bu açıklamayı Ticaret ve Sanayi Fuarı’nın açılışı için geldiği Yozgat’ta yaptı.

Ancak kısa bir süre Reuters Haber Ajansı’na yansıyan haberde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Devlet Arık, “Bunlar Sayın Bakan’ın kişisel görüşüdür. Hükümetimizin bu konuda bir kararı yoktur” sözleriyle düzeltme yaptı.

Bu açıklamaların ardından gazeteciler Bakan Ergün’e yeniden aynı konuyla ilgili sorular sordu.

Ergün bu kez, “Hükümet düzeyinde devlet düzeyinde almış olduğumuz böyle bir karar yok ancak, toplumda birtakım tepkiler var. Dolayısıyla bu tepkilerin sivil toplum örgütleri, tüketici örgütleri, tüketicinin bizatihi kendisi tarafından karar verilmesi gereken konular. Çin yönetiminin de bunları görmezden gelmemesi gerekir. Türkiye’de toplumun bir tepkisi olduğunun görülmesi lazım dedi...

Read more...

Kredi kartı borçluları dikkat!

7 Temmuz 2009 Salı

Kredi kartı borçlarının yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenleme Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

Buna göre, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle ödeme ihtarı çekilen, icra takibi başlatılan veya banka tarafından takip olunan kredi kartı borçları için 60 gün içinde başvuru yapılacak.

“Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” uyarınca, sözleşmede belirtilen asgari ödeme tutarı, dönem borcunun yüzde 20'sinden aşağı olamayacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasının olumlu görüşünü alarak, bu oranı yüzde 40'a kadar artırmaya, artırdığı oranı yüzde 20'ye kadar düşürmeye veya belirtilen sınırlar dahilinde bu oranı kart hamili grupları itibarıyla farklılaştırmaya yetkili olacak.

Kart sahibi, hesap özetinde yer alan asgari ödeme tutarını son ödeme tarihinde ödemezse, sözleşmede öngörülen gecikme faizi dışında bir yükümlülük altına sokulamayacak.

31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle, haklarında ihtar çekilenler veya icra takibi başlatılanlar ya da Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde üçüncü, dördüncü veya beşinci grup krediler ve diğer alacaklar içinde sınıflandırılmış kredi kartı borcu bulunan kart hamilleri, düzenlemeden yararlanmak için 60 gün içinde bankalara, bankaların avukatlarına, varlık yönetim şirketlerine veya temsilcilerine yazılı olarak başvuracak. Kart sahipleri, icra takibine konu olmuş takip, dava masraf ve harçlarını ve nispi kanuni vekalet ücretinin yüzde 25'ini de kabul edilen plan çerçevesinde borçlarını ödeme hakkına sahip olacak.

Kart sahibine ödenmesi için ihtar çekilen veya hakkında icra takibi başlatılan kredi kartı ana para ve faiz borcu ya da kart sahibinin söz konusu tarih itibariyle kredi kartı ana para borcu ile bu hesaplarda sınıflandırılma tarihine kadar işletilmiş bulunan faiz borcu, 31 Mayıs 2009 tarihine kadar Merkez Bankasınca 3 aya kadar vadeli ağırlıklı ortalama mevduat faiz oranı esas alınarak ilan edilecek aylık endeks katsayısıyla çarpılmak suretiyle ödeme planına esas borç tutarı hesaplanacak.

ÖDEME SEÇENEKLERİ

Hesaplanan ödeme planına esas borç tutarı, başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde bir defada ya da taksitle ödenirse herhangi bir ilave borç hesaplamasına gidilmeyecek.

Ödeme planına esas borcun vadeli olarak ödenmesi talep edilirse, aylık eşit taksitler şeklinde ödenecek borç tutarı 6 aylık vade için 1,04, 12 aylık vade için 1,08, 24 aylık vade için 1,18, 36 aylık vade için 1,26 ile çarpılacak. Hesaplanacak tutar ay sayısına bölünerek belirlenecek. Vadeli ödemelerde ilk taksit peşin olarak ödenecek.

Kredi kartı borçlusunun başvurusu ve yapılan ödeme planı doğrultusunda, taksit tutarlarını ödemesi şartıyla, yapılmış işlemler saklı kalmak kaydıyla icra işlemleri duracak, İcra ve İflas Kanununda belirtilen süreler işlemeyecek. Kredi kartı borçlusu bu ödeme planına karşı ancak plan doğrultusunda ödeme yapmak ve ödemelere devam etmek koşuluyla itiraz yoluna başvurabilecek.

Yeniden yapılandırılan borçlarda, borçlunun yapılandırma öncesi dönemde borca vaki itirazları ortadan kalkacak. Ödeme planı uyarınca son taksitin de vadesinde ödenmesi üzerine icra takibi sona erecek.

Altı aylık vade de dahil olmak üzere kabul edilen taksit planına göre 1 yıl içinde 3 taksitin ödenmemesi halinde, sağlanan haklar, ilgili kart çıkaran kuruluşça ya da varlık yönetim şirketince ortadan kaldırılabilecek ve yasada belirtilen gecikme faizi üzerinden mevcut icra takip işlemlerine devam edilebilecek.

Bankaların kredi kartı alacaklarını temlik almış olan varlık yönetim şirketleri de kredi kartı borçlularının talebi halinde işlem yapmak zorunda olacak. Temlik alacaklıları da bu kapsamdaki alacaklarıyla ilgili olarak bankaların yararlandıkları harç muafiyetlerinden yararlanacak. Düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihinden önce yapılmış ödemeleri geri isteme hakkı olmayacak.

Read more...

1 milyon kişi işsiz kalacak

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Türkiye Kahveciler ve Büfeciler Federasyonu Başkanı Murat Ağaoğlu, 19 Temmuz’da yürürlüğe girecek kapalı mekanlarda sigara içme yasağı uygulamasının küresel mali krizin etkisindeki sektörü daha zora sokacağını belirterek, sektörde çalışan yaklaşık 1 milyon kişinin işsiz kalma korkusu yaşamaya başladığını söyledi.

VATAN GAZETESİ

Ağaoğlu, Türkiye’de kent merkezleri ile kırsallarda yaklaşık 250 bin kahvehane bulunduğunu ve bu işletmelerde ortalama 1 milyon kişinin çalıştığını söyledi. Kahvehanelerin çoğunluğu işsiz ve emekli olmak üzere ortalama 20 milyon müşteriye hizmet verdiğini belirten Ağaoğlu, sektörün yaşanan küresel mali kriz nedeniyle son günlerde sıkıntılı bir dönemden geçtiğini kaydetti.

İşlerinin azalmasının yanı sıra son günlerde de 19 Temmuz’dan itibaren kahvehanelerde sigara içilmesinin yasaklanacak olmasının kaygısını yaşadıklarını ifade eden Ağaoğlu, şöyle devam etti:

“Şu an kahvehane sahipleri büyük bir endişe içerisinde. Çünkü bu uygulama kahvehanelerin durgun olan işlerini tamamen bitirir. Kriz nedeniyle zaten evimize ekmek götürmekte zorlanıyoruz. Bir de bu yasak uygulanırsa iş yerlerine kilit vurur, işsizler ordusuna katılırız. Keşke uygulama öncesi biz sektör temsilcilerinin de görüşleri alınsaydı. En azından daha uygulanabilir bir çözüm yolu bulunmasına katkı sağlardık.”

Read more...

İşçi ve Bağ-Kur emeklisine yüzde 1.83 zam

İşçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarına 6 aylık enflasyon doğrultusunda bu ay yüzde 1,83 zam yapılacak. Zamla birlikte en düşük işçi emeklisi aylığı yaklaşık 11 TL artışla 632 TL, en düşük Bağ-Kur emekli aylığı yaklaşık 5 TL artışla 310 TL olacak.

Yılın ilk yarısındaki enflasyon oranının açıklanmasıyla işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarına bu ay yapılacak zam oranı da belli oldu.

Buna göre, işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarına, yılın ilk yarısında ortaya çıkan yüzde 1,83'lük enflasyon oranında zam yapılacak.

Artışla birlikte en düşük işçi emeklisi aylığı 11,36 TL artışla 621,24 TL'den 632,60 TL'ye yükselecek. Bağ-Kur emeklilerinde ise en düşük aylık 5,57 TL'lik artışla 304,79 TL'den 310,36 TL'ye çıkacak.

Öz evlat, üvey evlat muamelesi yapılmakta

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Başkanı Kazım Ergün, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine, yılbaşında yüzde 3,84 zam yapıldığını anımsattı.

Emekli aylıklarına bu aydan itibaren yapılacak yüzde 1,83'lük zamla işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan yıllık kümülatif zammın yüzde 5,74 olduğuna işaret eden Ergün, İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine yıllık 5,74 zam yapılırken, memur emeklilerine yılbaşında yüzde 4 ve Temmuzda yüzde 4,5 olmak üzere yıllık kümülatif yüzde 8,68 zam yapıldı.

Emekliler arasındaki bu ayrımcılık işçi emeklilerini ve Bağ-Kur emeklilerini ciddi şekilde endişelendirmektedir dedi. İşçi emeklilerinin taban aylıklarındaki 11,36 TL'lik artışın günlük 37 kuruşa karşılık geldiğine işaret eden Ergün, bu parayla bir simit bile alınamadığını söyledi.

Bir aylık artış miktarıyla sadece 600 gram et alınabileceğini ifade eden Ergün, şöyle konuştu:

Yetkililerimiz bu artışla hayatta kalmamızı beklemektedir. Bu ciddi bir problemdir. Emeklinin hali ortadadır ama kimse bu sorunu çözmeye, emeklinin mağduriyetini gidermeye çalışmamaktadır. Yüzdeli artışlara karşı olduğumuzu yıllardır ifade etmemize rağmen bu sistemin uygulanmasında ısrar edilmektedir. Yapılmayan intibaklar nedeniyle emekliler arasındaki eşitsizlik giderek artmaktadır.

Sosyal güvenlikte tek çatı adı altında kurulan sistem eşitlik yönünden de iflas etmiştir. Memur emeklilerine yıl içerisinde kümülatif olarak yüzde 8,68 zam yapılırken; işçi ve Bağ-Kur emeklilerine sadece yüzde 5,74 zam yapılmıştır. Yani bazı emeklilere ayrı muamele yapılmıştır. O zaman bunun tek çatılı bir sistem olduğunu söyleyenler artık bu ifadeyi kullanmamalıdırlar. Tek çatı ne yazık ki ortadan kalkmıştır. Emekliler arasında öz evlat, üvey evlat muamelesi yapılmaktadır. Bu sakıncalı bir ayrımcılıktır ve ciddi sorunları beraberinde getirecektir.

Memur emeklileriyle fark açılıyor

Kazım Ergün, Ocak 2009'da en düşük işçi emeklisi aylığının 621,24 TL, en düşük esnaf Bağ-Kur emeklisi aylığının 459,94 TL, en düşük memur emekli aylığının da 788,30 TL olduğunu söyledi.

İşçi ve memur emeklilerinin taban aylıkları arasındaki farkın Ocak 2009'da 167,06 TL, Bağ-Kur ve memur emeklilerinin taban aylıkları arasındaki farkın 295,83 TL olduğuna dikkati çeken Ergün, bu aydan itibaren yapılan zamlarla işçi ve memur emeklileri arasındaki farkın 191,17 TL'ye, Bağ-Kur ve memur emeklilerinin taban aylıkları arasındaki farkın 355,42 TL'ye çıktığını belirtti

Read more...

Bono piyasasında faiz geriledi

4 Temmuz 2009 Cumartesi

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören 2 Şubat 2011 vadeli, bugün valörlü tahvilin bileşik faizi, önceki kapanışa göre 0,16 puan düşerek yüzde 11,63'e indi.

Bu tahvilin basit getirisi yüzde 12,02'den kapandı. Bu kağıdın önceki kapanıştaki basit getirisi yüzde 12,19, bileşik getirisi yüzde 11,79 olmuştu.

KOTASYONLAR

Bankalararası piyasada dolar kotasyonları, saat 14,40 itibariyle, alışta en düşük 1,5275 lira, en yüksek 1,5320 lira, satışta en düşük 1,5335 lira, en yüksek 1,5390 lira seviyesinde bulunuyor.

REPO

İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında 3 gecelik işlemler en düşük yüzde 8,75, en yüksek yüzde 8,80 ve ortalama yüzde 8,75'ten yapılıyor.

PARİTE

Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4015, sterlin-dolar paritesi 1,6354, yen-dolar paritesi ise 95,93 düzeyinde seyrediyor.

Read more...

Borsa haftayı düşüşle tamamladı!

Borsa günü 240 puanlık düşüşle 36 bin 797 puandan tamamladı. Hisse senetleri bu seviyede yüzde 0,65 oranında değer kaybetti.

Read more...

Enflasyon hedefin altında kaldı

3 Temmuz 2009 Cuma

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayında tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 0,11, üretici fiyatları endeksinin (ÜFE) ise yüzde 0,94 yükseldiğini açıkladı.

TÜİK'in 2003 baz yıllı verilerine göre, Haziran ayı itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 5,73 artarken, ÜFE'de yüzde 1,86 geriledi.

Yılın ilk yarısında, TÜFE yüzde 1,83, ÜFE yüzde 3,27 oranında artış gösterdi.

Haziran ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 9,08, üretici fiyatlarında yüzde 7,34 düzeyinde gerçekleşti.

Türkiye'de Haziran ayı itibariyle yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 5,73 artarken, üretici fiyatlarında (ÜFE) yüzde 1,86 gerileme kaydedildi.

Geçen yılın aynı ayında yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 10,61, ÜFE'de yüzde 17,03 olmuştu. Böylece, haziran ayı itibariyle yıllık enflasyon, geçen yılın aynı ayının, TÜFE'de 4,88 puan, ÜFE'de 18,89 puan altında gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, haziran ayı itibarıyla aylık enflasyon TÜFE'de yüzde 0,11, ÜFE'de yüzde 0,94 arttı. 2008 yılı Haziran ayındaki artış ise TÜFE yüzde 0,36 gerilerken, ÜFE'de yüzde 0,32 olmuştu. Buna göre aylık bazda enflasyon, geçen yıl haziran ayına göre TÜFE'de 0,47 puan, ÜFE'de ise 0,62 puan düşüş gösterdi.

Öte yandan TÜFE'de haziran ayında endekste yer alan 449 maddeden 95 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı, 203 maddenin ortalama fiyatında artış, 151 maddenin ortalama fiyatında ise düşüş gerçekleşti.

ÜFE'de ise haziran ayında endekste bulunan toplam 768 maddeden 201 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı, 311 maddenin ortalama fiyatında artış, 256 maddenin ortalama fiyatında ise düşüş oldu.

ÖZEL KAPSAMLI TÜFE GÖSTERGELERİ

Haziran ayına ilişkin özel kapsamlı tüketici fiyatları endeksi göstergelerine bakıldığında, “çekirdek enflasyon” yerine açıklanan TÜFE göstergeleri geçen ay, mevsimlik ürünler hariç yüzde 0,56, işlenmemiş gıda ürünleri hariç ise 0,63 arttı.

Fiyatlar, enerji hariç yüzde 0,15 gerilerken, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç yüzde 0,42 arttı. Fiyatlar, enerji hariç ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç yüzde 0,17, enerji hariç ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç ve fiyatları yönetilen/yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç enflasyonda da yüzde 0,49 düştü.


Enerji hariç ve alkollü içkiler ve tütün ürünleri, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 0,07, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji ve alkollü içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç yüzde 0,41, enerji hariç, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç fiyatlarda yüzde 0,59 yükseliş meydana geldi.

Read more...

Krizden etkilenene dokunulmayacak

Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunun bu yılki vergi denetimleri, ekonomik krizden az etkilenen sektörlerde gerçekleştiriliyor.

AA

Hesap Uzmanları Kurulu, Ankara, İstanbul ve İzmir Grup Başkanlıklarının bu 3 ilde yapacağı vergi denetimleri ile yaz aylarında yürütülecek ve Eylül-Ekim aylarında sona erecek olan turne denetimleri öncesinde, bir analiz çalışmasında bulundu. Bu çalışmada, ekonomik krizden az etkilenen sektörler tarandı.

Türkiye İstatistik Kurumu, Devlet Planlama Teşkilatı ve Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden de yararlanılarak yapılan analiz çalışması sonucunda, turizm, enerji, sağlık, kozmetik, deterjan ve hizmetler sektörünün krizden fazla etkilenmediği belirlendi.

SAĞLIK SEKTÖR DENETİMİNE ALINDI

Bu çerçevede, sağlık sektörünün 3 büyük ilde sektörel incelemeye alınması kararlaştırıldı. Ankara, İstanbul ve İzmir'deki özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili bilgiler toplandı. Daha sonra da söz konusu 3 ilde büyük hastanelerden başlanarak, özel sağlık işletmelerinde geniş kapsamlı bir vergi denetimine başlandı.

Bu arada turnelere dönük de yeni bir Denetim Planı da oluşturuldu. Bu planda, 3 büyük ilde Grup Başkanlıkları bünyesinde görev yapan hesap uzmanlarının çalışma yürütmesi, oluşturulan diğer ekiplerin de Kocaeli, Bodrum, Muğla, Tekirdağ, Adana, Antalya ve İskenderun'da yoğun vergi incelemeleri gerçekleştirmesi kararı yer aldı.

Plan doğrultusunda gerek 3 büyük ilde, gerekse diğer merkezlerde vergi denetimlerine geçildi.

Denetimler sırasında Antalya ve Bodrum gibi turizm merkezlerinde, yabancılara mülk satışı rakamlarına da bakılacak. Tapu kayıtlarıyla banka bilgileri karşılaştırılacak. Mülk satışlarında satış tutarlarının tapu kayıtlarına doğru yansıtılıp yansıtılmadığı incelenecek.

2008 yılında Antalya, Bodrum ve Kuşadası'nda gerçekleştirilen yabancılara mülk satışı incelemelerinde 38 mükellef için 132 rapor düzenlenmişti.

Bu raporlarda mükelleflerin yabancılara 158 milyon 21 bin 866 liralık mülk sattıkları yönünde beyanda bulundukları, buna karşılık 209 milyon 419 bin 251 liralık satışı devlete bildirmediği belirtildi.

Hesap uzmanları, tapuda düşük beyan sonucu oluşan bu fark için mükelleflere 19 milyon 121 bin 673 lira vergi çıkardı, 19 milyon 307 bin 891 lira da ceza kesti.

Yabancılara mülk satışında Antalya, adeta vergi kaçırma merkezi oldu. Bu ilde her 3 liralık satışın sadece 1 lirası devlete beyan edildi. Antalya'da incelenen 47 milyon 559 bin 228 liralık matrahta, 144 milyon 487 bin 866 liralık fark bulundu.

Antalya'da yüzde yüzde 303,8 olan kaçak oranı, Kuşadası'nda yüzde 77,3, Bodrum'da ise yüzde 38,3 olarak hesaplandı. Kuşadası'nda 57 milyon 998 bin liralık beyana karşılık 44 milyon 850 bin 153 lira, Bodrum'da ise 52 milyon 464 bin 638 liralık beyana karşılık 20 milyon 81 bin 232 liralık kaçak tespit edildi.

Read more...

Çin`den dünya ekonomisine dört öneri

Çin Uluslararası Ekonomik Temaslar Merkezi Başkanı ve eski başbakan yardımcısı Zıng Peyyan, Küresel Düşünce Kuruluşları Zirvesi'nde dünya ekonomisinin gelişmesiyle ilgili dört öneride bulundu.

AA

Çin Uluslararası Radyosunun haberine göre, küresel ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde ortaya konan bu dört öneri, “uluslararası finans sistemindeki reformların istikrarlı şekilde ilerletilmesi, dünyadaki ekonomik yapının düzeltilmesi çalışmalarının yoğunlaştırılması, ekonominin küreselleşmesinde ısrarcı olunulması ve ekonominin çevre dostu yeşil teknolojilere dayalı olarak toparlanmasının hızlandırılması” şeklinde sıralanıyor.

Zing, dünyada giderek artan sorunları çözmek için küresel düşünce kuruluşları arasında esnek ve etkili bir işbirliği mekanizmasının oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Başkan, Çin'deki düşünce kuruluşlarının, dünyanın diğer ülkelerindeki düşünce kuruluşlarıyla işbirliği yapmaya, temasları ve akademik alışverişi sürekli olarak genişletmeye ve dünyanın uyumlu şekilde gelişmesine düşünce ve danışmanlık hizmeti sağlamaya hazır olduğunu kaydetti.

Read more...

Petrol fiyatlarında sert düşüş

Petrol fiyatları, ABD işsizlik verilerinin ekonomik kaygıları artırması nedeni ile hızlı düştü.

ABD'de işsizlik verilerinin beklenenden kötü çıkmasının, dünyanın en büyük ekonomisinin sıkıntılarının süreceğini göstermesi, petrol fiyatlarında büyük düşüşe neden oldu.

Ham petrol fiyatı işsizlik verilerinin küresel ekonomiye ilişkin yarattığı kaygı nedeniyle 3 dolara yakın değer kaybetti.

Dün 70 dolarları gören ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün 66.75 dolara kadar geriledi.

Petroldeki düşüşün devamı halinde iç piyasada da akaryakıt fiyatlarının inmesi bekleniyor.

Read more...

Krizde bunlara para harcıyoruz...

Şu sıralar birkaç istisna dışında insanlar daha az harcama yapıyor.

Çeviri; Özge KASTAN

Anneler günü hediyelerinden tutun da organik süte ve ev tekstiline kadar birçok alanda daha az harcama yapılıyor. Görüldüğü gibi ekonomik durgunluk her kesimden insanı etkiliyor,bu insan ister doktor olsun ister CEO.

Artık toplum ne zaman nerede ve nasıl harcaması gerektiği konusunda yeterli bilgiye sahip. İnsanlar geceleri dışarı çıkıp eğlence mekanlarında para harcamak yerine evde stresten uzak bir gece geçirmeyi tercih ediyorlar. Fakat ekonomik krize ve piyasaların durgunluğuna rağmen bazı harcamalar değişmiyor.Peki bunlar neler?

Şans Oyunları: İnsanların bahis ve şans oyunlarına harcadığı miktar 2008’in son aylarından beri artışta. Görünüşe göre ekonomik kriz ve piyaslardaki durgunluk bir şans kapısı oluyor. İnsanlar krizden kurtulma ve kısa yoldan para kazanma umudunu şans oyunlarına bağlamış gözüküyor. Malesef bu oyunlar yarar sağlamaktansa zarara sebep oluyor. Zaten az parası olanlar elindeki parayı da kaybediyor.

Cep telefonları & cep bilgisayarları: Masaüstü bilgisayarlar ve büyük hacimli elektronik eşyaların satışları düşerken,daha pahalı ama daha küçük olan telefon ve bilgisayarların satışları hızlı bir şekilde artıyor. (iphone ve blackberry gibi)

Kondom: Prezervatif sayısındaki artış geceyi evde geçirmenin bir trend olduğunun göstergesi. Çiftler bütçelerine yeni birinin katılması konusunda gerçekten dikkatliler.

Sinema: 2saatlik ucuz bir eğlence...Sinemaya gitmek önüne geçilmez bir eğlence. Durgunluğun arttığı 2009 yılında bilet satışlarında önemli bir artışlar gözlemleniyor.

Mc Donald’s: Satıştaki büyüme belli dönemlerde yavaşlasa da, Mc Donald’s insanların cebine uygun fiyatlar sunuyor. Fast-food sektöründeki durgunluğa rağmen Mc Donald’s fast-food sevenleri yalnız bırakmıyor.

Bahçe İşleri: Bahçe ile ilgilenmek sadece stres atma yöntemi değil para biriktirme olarak da görülüyor. Kendi bahçesine ektiği ürünlerle kendi ürünlerini yetiştirenler bazı yiyecekleri için ekstra para harcamıyor.Bu yüzden tohum satışları %75 oranına ulaşmış durumda.

Yoga: Egzersiz ve stres atmak için birebir olan yogayı öğrenmek isteyenlerin sayısı artıyor. Bazı yoga sınıflarında indirimli fiyatlar sunuluyor.

Evcil hayvanlar: İnsanlar söz konusu evcil hayvanları olacağı zaman tüketiciler harcamalarından kısmıyor. Evcil hayvanların yemek sağlık ve diğer ihtiyaçları için gerekli olan masraflar günden güne artıyor.

Read more...

Kredi kartlarının “bedava”ları

Nakit para taşıma, kullanma zorunluluğunu büyük ölçüde ortadan kaldıran kredi kartları, artık sadece bir finansal ödeme aracı olmanın ötesinde çeşitli ürün ve hizmetler de sunuyor.

Türkiye'de bankaların kredi kartı sahiplerine sunduğu hizmetlerin çeşitliliği her geçen gün artarken, kredi kartlarını kullanarak taksit ve puan biriktirmenin yanı sıra seyahat, sürücü hizmetleri, hava limanlarındaki lounge'lardan ve otoparklardan yararlanma, seyahat sigortası, VIP transfer, yardım ve tıbbi hizmetler gibi farklı alanlarda bankaların sunduğu değişik asistanlık hizmetlerini “bedava” almak da mümkün...

Kredi kartları, kullanıcılarına bedava uçak, otobüs ve tren bileti, deniz otobüsü ve feribot seferlerinde yolculuk, otel konaklaması, araç kiralama, aracın çekilmesi, GSM şirketlerinden kontör/dakika kazanma, sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlama, çilingir, tesisat, ambulans, çiçek gönderimi ve araç muayenesi gibi yardım hizmetleri ile tıbbi yardım gibi değişik ihtiyaçları karşılama olanağı sağlıyor.

Kredi kartları konusunda Türkiye'nin dünyanın birçok ülkesine göre gelişmiş ve öncü bir pazar olması nedeniyle yurt dışındaki bankalar da, özellikle taksit ve puan uygulamaları konusunda Türkiye'den bilgi alıyor.

Türkiye İş Bankası'nın, seyahate yönelik avantaj ve hizmetlere duyarlı müşterileri için bu yılın Ocak ayında sunduğu Maximiles kredi kartı ile yapılan her 100 lira tutarındaki alışveriş üzerinden 1 MaxiMil kazanılıyor. Kazanılan her MaxiMil bedava alınabilecek 1 liralık uçak biletine eşit.

MaxiMiles sahipleri, sabit bir mil tutarına ulaşmayı beklemeden, istedikleri hava yolunun istedikleri uçak bilet fiyatına eşit tutarda MaxiMil biriktirerek bedava uçuş yapabiliyor.

Sadece uçuş veya mil odaklı bir kart olmayan Yapı Kredi'nin adios'u ile seyahat harcamalarında sunulan fırsatlardan yararlanılırken, diğer taraftan Worldcard'ın özelliklerden de faydalanılabiliniyor. Nisan ayında piyasaya sunulan Adios kart sayısı şimdiden 100 bini aştı.

Garanti Bankası'nın, verdiği concierge hizmetleri kapsamında, bir üyenin isteği üzerine Ürdün'den kafeinsiz diet kola temin edildi ve adresine teslim edildi, bir üye için Almanya F1 pistinde Ferrari test sürüşü organize edildi, Alaska'ya gitmek isteyen bir üye için kruvaziyer turu ve husky köpeklerle safari ayarlandı, UEFA Şampiyonlar Ligi maçı için son gün bilet bulundu.

Akbank ve Boyner'in kredi kartı FISH ile bugüne kadar yaklaşık 4,2 milyon lira değerinde ödül dağıtıldı.

İŞ BANKASINDAN ALIŞVERİŞ SİGORTASI

Türkiye İş Bankası Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Yalçın Sezen, Maximum, Maximum Aktif Kart ve Maximiles müşterilerinin, 200 binin üzerinde Maximum anlaşmalı işyerinde taksitli alışveriş yapma, yaptıkları alışverişler üzerinden MaxiPuan kazanma ve kazandıkları MaxiPuanları bedava alışveriş yapmak için kullanma olanağına sahip olduğunu söyledi.

Sezen, İş Bankası kredi kartı müşterilerinin, İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes hava limanları dış hatlar terminallerinde yer alan İş Bankası Millennium Lounge'lardan beraberlerinde getirdikleri bir misafirleri ile birlikte ücretsiz olarak yararlanabildiğini ifade ederek, İstanbul Atatürk Havalimanı'na kendi özel araçları ile gitmek isteyen kredi kartı müşterilerinin İstanbul Atatürk Havalimanı TAV otoparkından yüzde 50 indirimli olarak faydalandığını, aynı yerde bulunan Sonax Araç Bakım ve Koruma Merkezi'ndeki araç yıkama hizmetinden de yüzde 50 indirimli yararlanabildiğini ifade etti.

MaxiShuttle hizmeti ile kredi kartı müşterilerine hava limanı transferlerinde de ayrıcalık sağlandığını kaydeden Sezen, İş Bankası kredi kartı müşterilerinin, sunulan sigorta imkanları ile kendilerini ve alışverişlerini güvence altında tuttuğunu, İş Bankası kredi kartlarının kaybolma ve çalınma durumuna karşı güvence altında olduğunu, bankanın kredi kartı müşterilerine istenmeyen olaylara karşı ücretsiz ferdi kaza sigortası teminatı sunulduğunu anlattı.

Sezen, “İş Bankası kredi kartları ile alınan ürünün kaybolması veya hasar görmesi halinde müşteriler, Alışveriş Sigortası tarafından korunmaktadır. Ayrıca kart sahiplerine kart türü doğrultusunda seyahat kaza sigortasından acil kart yenileme hizmetine, bagaj kaybı sigortasından tıbbi ve hukuki danışmaya, acil tıbbi harcamadan araç ve konut yardımına kadar çok sayıda sigorta ve hizmet ücretsiz olarak sunulmaktadır” şeklinde konuştu.

Bu yılın Ocak ayında tanıtımını yaptıkları, yurt içi ve dışında sıklıkla seyahat eden, seyahate yönelik avantaj ve hizmetlere duyarlı müşterilerine sunulan Maximiles ile yapılan her 100 lira tutarındaki alışveriş üzerinden 1 MaxiMil kazanıldığını, kazanılan her MaxiMil'in bedava alınabilecek 1 liralık uçak biletine eşit olduğunu belirten Sezen, Maximiles müşterilerinin, Maximum işyerlerinden yaptıkları alışverişlerden de MaxiPuan kazanabildiğini ve kazanılan MaxiPuanları uçak bileti satın alırken birebir MaxiMil'e çevirebildiğini söyledi.

MaxiMiles sahiplerinin, sabit bir mil tutarına ulaşmayı beklemeden istedikleri hava yolunun istedikleri uçak bilet fiyatına eşit tutarda MaxiMil biriktirerek bedava uçuş yapabildiğini ifade eden Sezen, “Örneğin 80 liralık Ankara-İstanbul uçuşuna bilet almak isteyen müşterinin 80 MaxiMil biriktirmiş olması, 150 liralık İstanbul-Antalya uçuşuna bilet almak isteyen müşterinin 150 MaxiMil biriktirmiş olması yeterlidir” dedi.

Sezen, Maximiles sahiplerinin yurt dışı uçak bileti alırken MaxiMillerini 1,5 kat değerli kullanabildiğini, müşterilerin almak istedikleri bilet için yeterli MaxiMilleri olmasa dahi Avans MaxiMil kullanarak uçak biletlerini hemen alıp bir yıl içinde kazanacakları MaxiMillerle avanslarını kapatabildiğini anlattı.

“YENİ KATEGORİLERDE ÇIKAN ÜRÜNLERLE REKABETİN ALANI GENİŞLEMEKTEDİR”

Yalçın Sezen, Mayıs 2009 itibariyle İş Bankası kredi kartı sayısının 5 milyon 70 bin 991 adede ulaştığını belirterek, kredi kartı müşterilerinin harcama davranışları incelendiğinde, taksitli alışveriş imkanı ile puan kazanma fırsatlarının alışveriş tercihlerini belirleyen en önemli faktörlerden olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Kart pazarında mevcut kart programları arasında rekabetin devam ettiğini, buna ilaveten yeni kategorilerde çıkan ürünlerle bu rekabet alanının genişlediğini ifade eden Sezen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Müşteri odaklılığın ve teknolojik altyapı gelişiminin bir sonucu olarak bankalar, günümüzde müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini daha yakından analiz ederek ve harcama davranışlarını izleyerek ihtiyaçlarına daha sofistike çözümler sunmak üzere ürün geliştirme çalışmalarına devam etmektedir. Temassız ödeme teknolojisinin kullanımıyla çok sayıda banka bugün müşterilerine düşük tutarlı ve daha çok bozuk para kullanılarak alışveriş yapılan noktalarda, hem alışveriş süresini kısaltmak ve zaman tasarrufu yaratmak hem de alışveriş deneyimini iyileştirmek üzere temassız kredi kartlarıyla alışveriş imkanı sunmaktadır. Söz konusu kartların özellikle büyük şehirlerde yaşayan genç, teknolojiyi takip eden, zamanı etkin kullanmak isteyen, kredi kartı kullanım sıklığı yüksek bir müşteri kitlesini hedeflemesi ve temassız özellikli kartların söz konusu kitle tarafında alışverişlerde ilk tercih edilen kredi kartı olma potansiyelini taşıması nedeniyle bu konudaki rekabetin devam etmesi beklenmektedir. Ayrıca mobil ödeme uygulamaları da (NFC teknolojisi) önümüzdeki dönemlerde sektörde ön plana çıkacaktır.

Kredi kartı sektöründe rekabetin yoğunlaştığı diğer bir ürünün, yurt içi ve dışında sıklıkla seyahat eden, belirli bir sosyo-ekonomik statüye sahip müşteri kitlesi tarafından tercih edilen uçuş kartları olduğu gözlenmektedir. Bu çerçevede, uçuş kartları konusunda rekabetin artarak devam edeceği öngörülmektedir.”

Sezen, teknolojik altyapının gelişmesi ile birlikte müşteri davranış, beklenti ve ihtiyaçlarının daha yakından izlenmesinin, bankalara kart programlarını müşteri ihtiyaçları doğrultusunda segmente etme, kart programlarını hiç olmadığı ölçüde kişiselleştirme fırsatlarını beraberinde getirdiğini, bu kapsamda puan ve taksit avantajlarını merkeze alan, farklı müşteri ihtiyaçları doğrultusunda kişiselleştirilmiş avantaj ve hizmetler sunabilecek altyapıda yeni kart programlarının geliştirilmesinin beklendiğini kaydetti.

SEYAHAT HARCAMALARI

Yapı Kredi Perakende Bankacılık Yönetimi Pazarlama Grupları Başkanı Hakan Kaplan da, Yapı Kredi Worldcard'ın 7 milyonu aşkın kullanıcısı olduğunu belirterek, bankanın Nisan ayında kredi kartları arasına adios'u da eklediğini, adios'un, seyahati “demokratikleştiren” bir kart programı olduğunu, seyahatin tüm aşamalarında ve her türünde kullanıcısına faydalar sağladığını kaydetti.

Kaplan, adios'un Worldcard'ın tüm özelliklerine sahip bir kart olduğunu, kart sahiplerinin tüm World kampanyalarından ve fırsatlarından faydalanabildiğini, biriken Worldpuanlarını seyahat harcamalarında daha değerli kullanabilirken, sokakta günlük alışverişlerinde de harcayabildiğini anlattı.

Adios ile biletlerin fiks bir puan karşılığı bulunmadığını, kart sahiplerinin güncel bilet fiyatları ne ise, birebir o değer üzerinden bilet ve seyahatlerini alabildiğini ifade eden Kaplan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Üstelik Worldpuanlar seyahat harcamalarında çok daha değerli kullanılabiliyor. Worldpuanların mile çevrilmesi gibi bir dönüşüm olmadığı için de ne alışverişte ne de seyahat harcamasında diğer kartların aksine hiçbir kayıp yaşanmıyor. Bu da tüketici açısından çok daha adil bir ödüllendirme sistemi yaratıyor. Adios sahipleri dilerlerse tek yön bilet de satın alabiliyor. Worldpuanlar ile alınan uçak biletleri için ayrıca alan vergisi ödemeye gerek kalmıyor. Worldpuan'ın yeterli olmadığı durumlarda Avanspuan kullanma imkanına sahip olan adios'lular internet dahil yurt dışı alışverişlerini 3 taksit ile gerçekleştirebilirken, yurt dışı seyahatlerinde Atatürk Havalimanı'ndaki World Lounge'un yanı sıra Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki Yapı Kredi Valet Parking hizmetinden ve Yapı Kredi Shuttle ile indirimli hava limanı transferlerinden de yararlanabiliyor. Adios'un sunduğu seyahat sigortası sayesinde vize işlemlerinde talep edilen sigorta poliçesinin ayrıca alınmasına da gerek kalmıyor. Ayrıca adios ile kazanılan puanlar belirli aralıklarla silinmiyor. Tüketici puanını istediği zaman istediği gibi harcayabiliyor. Adios sahipleri refakatçi bileti uygulaması ile bedeli ödenmiş bir bilet ile uçarken ikinci biletlerine yüzde 25 oranında daha da indirimli sahip olabiliyor, 2 yaşına kadar bebekler için bilet ücreti ödemiyor ve aynı soyada sahip olan kart sahipleri arasında Worldpuanların yetersiz kaldığı durumlarda puanlar birleştirilip bile seyahat harcaması yapabiliyorlar.”

Kaplan, Yapı Kredi'nin, genç tüketiciler için pazara sunduğu Play kartın, tüm harcamalardan hem Worldpuan hem Turkcell kontör/dakika kazandırdığını, başvurusu onaylanana hediye Turkcell 100 kontör/25 dakika verdiğini, Worldharçlık ile öğrencilere özel olarak her ayın iki günü nakit çekim ücreti ya da faizi ödemeden 100 liraya kadar nakit çekme avantajı, özel ücret ve faiz uygulaması sağladığını kaydetti.

Yapı Kredi'nin “yıllık bazda en fazla puan kazandıran banka” özelliğine sahip olduğunu belirten Kaplan, Nisan 2009'da piyasaya çıkardıkları, sadece bir mil programı olarak değil, bir seyahat programı olarak oluşturdukları adios'a olan ilginin artarak devam ettiğini ve kart sayısının şimdiden 100 bini aştığını, Play kart sayısının ise 320 binin üzerinde olduğunu bildirdi.

“KREDİ KARTLARI, TÜKETİCİYE 360 DERECE FAYDA SUNABİLİYOR”

Hakan Kaplan, Türkiye'de kredi kartlarının, sadece ödeme anında ortaya çıkan ve hayatın kısıtlı alanlarında hizmet sunan bir ürün olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye pazarında kredi kartı dediğimizde; ürün özellikleri, kampanyalar ve ek hizmetler anlamında tüketiciye 360 derece fayda sunabilen, tüketicinin tüm yaşam alanlarını ve ihtiyaçlarını çevreleyen, pek çok noktada hayatına dokunan, kişilerin spesifik hayat tarzı ve eğilimlerine göre tasarlanmış ve sürekli kendini geliştiren bir üründen bahsediyoruz. Yüksek rekabetçi bir pazarda ürün özelliklerinde fark yaratmak ve öncü konumunuzu devam ettirmek giderek daha da zorlaşıyor. Bu noktada empati gücü ve tüketiciyi çok iyi dinleyip analiz edebilmek devreye giriyor. Worldcard olarak piyasaya çıktığımız ilk günden beri her zaman yol göstericimiz bizzat müşterimizin kendisi oldu. Önümüzdeki dönemde de rekabetin farklılık yaratabildiği alan yine müşteri odaklılık olmaya devam edecek.

Kredi kartları sektörünün önümüzdeki dönemde dünyadaki yeni teknolojilerle beslenerek kullanımının kolaylaşması ve yaygınlaşmasını, ayrıca yeni kullanım alanları bulmasını öngörüyoruz. Özellikle temassız teknolojisinin kredi kartının önümüzdeki yıllardaki en önemli büyüme alanlarından biri olacağını düşünüyoruz. Kredi kartının bugüne kadar girmediği, sepet büyüklüğü küçük olan işlemlerde hacim yaratma anlamında temassız kartlar büyük rol oynayacak.”

Mobil çözümlerin de önümüzdeki yıllarda öne çıkan bir alan olacağını belirten Kaplan, “Özellikle NFC (Near Field Communication), temassız teknolojiyi karttan bağımsız olarak cep telefonu üzerinde çözen ve tüketicide hızlıca alışkanlık yaratacağını düşündüğümüz bir teknoloji. Ayrıca mobile- to mobile ve mobile- to- retailer gibi teknolojiler de, ödeme sistemlerinin bugün alıştığımız alanların dışında, yeni ve farklı alanlarda kullanılmasını sağlayacak önemli fırsatlar sunuyor” dedi.

Kaplan, Türkiye'nin kredi kartı konusunda dünyanın birçok ülkesinden daha gelişmiş ve öncü bir pazar olması nedeniyle yurt dışındaki bankaların özellikle de taksit ve puan uygulamaları konularında kendileriyle temasa geçerek tavsiye aldığını, konferanslara konuşmacı olarak davet ettiğini, bu alandaki tecrübelerinden ve vizyonlarından yararlanmak istediğini anlattı

Türkiye'nin kredi kartlarında dünyanın pek çok ülkesine göre çok daha inovatif ve öncü konumda olduğunu vurgulayan Kaplan, “Türkiye'deki ürün vaatlerine ve konumlandırmalarına göz attığımızda 'hayat tarzı pazarlamasının' oldukça ön planda olduğunu görüyoruz. Türkiye'de kredi kartı hayatın pek çok alanında avantaj ve imkan sağlayan bir ürün” dedi.

GARANTİ'DEN YENİ DOĞUM YAPMIŞ ANNELER “YENİ DOĞAN BEBEK” SERVİSİ

Garanti Ödeme Sistemleri Pazarlama Müdürü Selin Billi ise, kredi kartı sektöründe artık kart sayılarını artırmanın yanı sıra, var olan markalar arasında tercih edilmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, tüketicilerin, genel ihtiyaçlarının yanı sıra yaşam şekli ve kazanç gibi parametrelere göre değişen ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için segmente edilmiş ürün ve hizmetler geliştirmek gerektiğini kaydetti.

Billi, Garanti Ödeme Sistemleri'nin ürün ve hizmet gamında; Bonus Card ve Money Card'ın yanı sıra, kampanyasından taksit sayısına, kart ücretinden faizine kadar her özelliğini kart sahibinin belirlemesine imkan tanıyan Flexi'nın bulunduğunu anlattı. Billi, ürün ve hizmet gamlarında yer alan diğer kredi kartlarına ilişkin de şu bilgileri verdi:

“Sık uçan, restoran ve eğlence harcaması yüksek, zamanını en iyi şekilde değerlendirmek isteyenler için hem alışverişlerinde hem de Staralliance'a bağlı hava yolu şirketlerinde yaptıkları yurt içi ve uluslararası uçuşlarda mil kazandırıp kazanılan millerle bedava uçma imkanı sağlayan, &club ile seyahat ve concierge hizmeti sunan, temassız ödeme özelliğine sahip Master Card ve yüzde 25 daha çok mil kazandıran American Express logolu iki kredi kartını aynı anda sunan, avans mil ve Türkiye'de bir ilk olan hediye mil özelliğiyle, birikmiş mil olmasa da istenilen noktaya seyahat imkanı sağlayan, THY'nin resmi ve Türkiye'nin ilk uçuş milli kredi kartı Shop&Miles, yurt dışında eğlence harcaması yüksek olan, dünyanın neresinde olursa olsun finansal özgürlüğün yanında seyahat ve concierge hizmetler, tüm restoran harcamalarında yüzde 5, otel harcamalarında yüzde 3, Türkiye'deki seçkin restoranlarda yüzde 20'ye varan anında indirim sunan, F1 pistinde özel sürüş gibi hediyeleri, kazanılan MR (membership rewards) puanlarla alma imkanı sağlayan American Express Card bulunuyor.”

Kredi kartı programlarının sadece birer finansal ödeme aracı değil, hayatın her anında müşterilerinin yanında olabilmesini istediklerini, bu nedenle tüm kredi kartlarında asistan hizmetlerinin geniş bir şekilde yer aldığını ifade eden Billi, standart hale getirdikleri bu hizmetlere tüm Garanti kredi kartı sahiplerinin (0212) 213 33 33 numaralı telefondan haftanın 7 günü 24 saat ulaşabildiğini kaydetti.

ÜRDÜN'DEN KAFEİNSİZ DİET KOLA

En acil durumlarda müşterilerinin yanında olmak amacıyla kurdukları Garanti Asistan sayesinde müşterilerin yolda kaldıklarında arabalarını çektirebilir, camları kırılırsa, anahtarları kaybolursa veya tesisat problemi yaşarlarsa rahatlıkla yardım alabileceklerini belirten Billi, şunları kaydetti:

“Sağlıkla ilgili her tür ihtiyaçta da hizmet alınabilen Garanti Asistan'la, eve doktor, ambulans ya da uzman hemşire istenebilir, yeni doğum yapmış anneler 'yeni doğan bebek' servisinden faydalanabilir. Beyaz eşyadan seyahat firmalarına, rent a car firmalarından nöbetçi eczanelere ihtiyaç duyulan tüm telefon numaraları, tüm Türkiye'den Garanti Asistan aranarak öğrenebileceği gibi aynı zamanda Garanti Uçuş Hattı üzerinden taksitle uçak bileti alınabilir, otel rezervasyonu yapılabilir, uygun fiyatlarla araba kiralanabilir. DVD, çiçek siparişi verilebilir, vale parking ve shuttle hizmetlerinden faydalanılabilir. Daha üst segment kartlara gittikçe, bu servisler daha sofistike ve kişiye özel hale geliyor. Bu hizmetler için de dünya çapında hizmet veren Quintessentially ve American Express ile çalışıyoruz.”

Müşterilerinin kişisel ihtiyaçlarında da yanlarında olabilmek amacıyla alışılmış acenta modelinden bilir kişi destekli “kişiye özel danışman” sistemine geçtiklerini, Shop&Miles Card sahiplerinin artık seyahat ve concierge hizmeti &Club hizmetlerinden ücretsiz yararlanabildiğini ifade eden Billi, verdikleri concierge hizmetlerinden bazılarını şöyle sıraladı:

“Bir üyemizin isteği üzerine Ürdün'den kafeinsiz diet kola temin edildi ve adresine teslim edildi. Keman dersi almak isteyen bir üyemizin talebi doğrultusunda araştırma yapılarak TRT radyosunun keman virtüözüne ulaşıldı ve üye için özel ders ayarlandı. Bir üyemiz için Almanya F1 pistinde Ferrari test sürüşü organize edildi. Bir diğer üyemizin, televizyonda gördüğü ve markasını bilmediği bir ayakkabının hangi mağazada satıldığı, mağazanın telefon ve adres bilgileri bulundu. Alaska'ya gitmek isteyen bir üyemiz için kruvaziyer turu ve husky köpeklerle safari ayarlandı. UEFA Şampiyonlar Ligi maçı için son gün bilet bulundu. Bir üyemiz babasının doğum günü için bir gün öncesinde arayarak özel bir marka motosikletin alınıp adresine gönderilmesini istedi ve motosiklet alınıp belirtilen adrese, istenilen saatte gönderildi. Brezilya Portekizcesi öğrenmek isteyen bir üyemiz için Brezilyalı bir eğitmen bulundu.”

DÜNYA ÇEVRESİNDE YAKLAŞIK 3 MİLYAR KEZ BEDAVA UÇUŞ

Garanti Bankası kredi kartlarının bugüne kadar kazandırdığı bonus ile 3 milyar lira karşılığında bedava alışveriş sağlandığını kaydeden Billi, Shop&Miles kredi kartı ile yapılan alışveriş ve uçuşların 30 milyarın üzerinde mil kazandırdığını, bu rakamın dünya çevresinde yaklaşık 3 milyar kez bedava uçuşa denk gelecek kadar büyük olduğunu söyledi.

Banka bünyesinde yaklaşık 8 milyon kredi kartı bulunduğunu ifade eden Billi, tüketicilere dokunarak onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmek için pazarı çok iyi analiz ettiklerini, dünyadaki trendleri yakından takip ettiklerini, teknolojiden en üst seviyede faydalanarak yeni ürün ve hizmetler geliştirdiklerini anlattı.

Selin Billi, Garanti Ödeme Sistemleri'nin yenilikçi ve öncü uygulamalarının sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da çok yakından takip edildiğini belirterek, “Bonus Card'ın başarısı İzlanda, Ukrayna, Yunanistan, Kazakistan, İsrail, Fransa, G. Kore, Avustralya ve Almanya'dan pek çok bankaya danışmanlık hizmeti vermemizi sağlarken, aynı zamanda yurt dışındaki uluslararası konferanslarda örnek vaka olarak inceleniyor, Fransa'dan Amerika'ya birçok üniversitede ders konusu olarak okutuluyor” dedi.

FISH'DEN JAMAİKA BOND VİLLA'DA TATİL, AFRİKA'DA SAFARİ

Akbank yetkilileri de, Akbank ve Boyner'in kredi kartı FISH'de “hoşgeldin” hediyesi olarak 75 liralık hediye çeki verildiğini, kartını teslim alan müşterinin o andan itibaren hediye çekini FISH kartla birlikte yapacağı her 100 lira için 25 liralık hediye çeki olmak üzere tüm alışverişlerinde kullanabildiğini, ayrıca 3 aylık Back-up üyeliği de hediye edildiğini, 3 ay süresince ne olursa olsun 7 gün 24 saat Back-up'ın aranabileceğini, konser bileti temininden tatil organizasyonuna, yemek rezervasyonundan yol yardımına, tıbbi destekten moda danışmanlığına kadar birçok konuda yardım alınabildiğini anlattı.

Yetkililer, FISH'le birikmiş chip-paraların 444 29 29 aranarak dünyanın her yerine anında uçak bileti alınabileceğini, yeterli chip-para birikmemiş olsa da avans chip-para kullanarak uçak bileti almanın mümkün olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“FISH'te her gün bir süpriz var. FISH her 10 liralık alışverişe 10 binlerce katı kadar hediye kazanma şansı sunuyor. FISH'te bugüne kadar Jamaika Bond Villa'da tatil, NBA Finali'ne seyahat (2 kişilik ABD seyahati), Grönland kutup turu, Paris Disney seyahati–VISA, İtalya Toskana Vadisi bağ gezisi, Afrika'da safari, Çin Seddi ve Fiyortlar gibi hediyeler dağıtıldı. FISH, 2009 yılına da hediye vererek başlamıştı. FISH'in büyük hediyesi Ağaoğlu Eltes Güneşi'nde 4 1 daire, 4x4 Range Rover Sport otomobil ve Voyager 350 motoryat olmuştu. FISH Haziran ayı büyük ödülü ise Jeanneau Sun Odssey 30i yelkenlisi, Nisan ayı büyük ödülü BMW 316i, Mayıs ayı büyük ödülü ise Ağaoğlu Eltes Güneşi'nde 2 1 daireydi.”

Akbank yetkilileri, 2008 yılı sonlarında tanıtımını yaptıkları FISH ile 8,5 aylık sürede 325 hediye verildiğini, bugüne kadar yaklaşık 4,2 milyon lira değerinde ödül dağıtıldığını, 2 bin 700 kişinin 695 bin lira bedava alışveriş kazandığını bildirdi.

Read more...

İşsizlere iş fırsatı!!!

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve İzmir Kuyumcular Odası (İZKO) Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, 2 ay süreyle ücretsiz vitrin kuyumculuğu kursu düzenliyor.

VATAN GAZETESİ

Kurs süresince günlük 15 TL’den toplam 900 TL ücret de alacak olan işsiz kursiyerler, Türkiye’nin en gözde mesleklerinden birini de öğrenme şansı yakalayacak.

Ekonomik kriz nedeniyle artan işsizlik oranı İzmirli kuyumcuları harekete geçirdi. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile İzmir Kuyumcular Odası (İZKO) imzaladıkları protokol ile işsiz vatandaşları iş sahibi yapacak bir proje üretti.

Proje çerçevesinde, 18 Temmuz 2009 tarihine kadar İŞKUR’a müracaat eden 18-35 yaş arası işsiz kadın ve erkekler, 21 Temmuz 2009 tarihinde ön elemeden geçirilecek. İŞKUR ve İZKO yetkililerin hazır bulunduğu komisyon önce 20 asil, 20 de yedek kursiyeri belirleyecek.

İşsiz, 18-25 yaşları arasında ve en az ilkokul mezunu olmak şartlarının da bulunduğu elemelerde, lise mezunu ve üzeri ile yabancı dil bilen gençlerin tercih sebebi olacağı belirtildi.

İZKO Eğitim Salonu’nda 3 Ağustos 2009 tarihinde başlayacak ve 2 ay sürecek olan kursta, kursiyerler, uzman eğitmenler tarafından mesleğin tüm detaylarını öğrenme imkanı bulacak. İşsiz kursiyerler kursa katıldıkları süre boyunca da maaşa bağlanıp, sigortalanacak. Kurs süresince günlük 15 TL olmak üzere toplam 900 TL ücret sahibi alacak kursiyerlere, kurs sonunda Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verilecek. Sertifika sayesinde iş kapıları açılacak olan kursiyerlere İZKO yetkilileri de iş bulmada aracı olmayı vaat ediyor.

Türkiye’de ilk kez bir kuyumcu odasının İŞKUR ile protokol imzalayarak işsiz gençleri iş sahibi yapacak bir proje gerçekleştirdiğini belirten İZKO Genel Sekreteri Mehmet Gürol Atav, projenin başarılı olması durumunda tekrarlanacağını söyledi.

Read more...

Borsada yükseliş sürüyor

2 Temmuz 2009 Perşembe

Endeks ilk seansı 390 puanlık artışla 37 bin 636 puandan tamamladı. Hisse senetlerinin değer artışı ortalama yüzde 1,05 oldu.

Read more...

Toplu sözleşmede kritik gün

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Türk-İş ile hükümet arasındaki toplu sözleşme krizi sürüyor. Pazartesi günü yapılan toplantıdan da sonuç çıkmayınca gözler bugünkü Başbakan Erdoğan ile yapılacak görüşmeye çevrildi.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde müzakerelerin bittiğini ve her şeyin Hükümet tarafından verilecek ücret zamlarına kilitlendiğini belirterek, Temenni ediyoruz ve inanıyoruz ki, sayın Başbakan'la Çarşamba günü bu sözleşmeleri masa başında bitiririz dedi.

Kumlu, Kamu Koordinasyon Kurulu ile Devlet Bakanı Hayati Yazıcı arasında Başbakanlık Merkez Bina yapılan kamuda çalışan işçilerin toplu iş sözleşmelerine ilişkin toplantı çıkışında açıklamada bulundu.

Ocak-Şubat-Mart döneminden bu yana devam eden toplu sözleşme görüşmeleri için Devlet Bakanı Yazıcı ile görüştüklerini belirten Kumlu, görüşmeden bir sonuç çıkmadığını belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bugün bir araya geleceklerini bildiren Kumlu, Türk-İş'e bağlı sendikalardan bir kısmının grev kararı aldığını ve grev ilanlarını astığını, grev yasağı bulunanların Yüksek Hakem Kurulu aşamasına geldiğini ifade etti.

Kumlu, Müzakereler şu anda bitmiş durumda. Her şey Hükümet tarafından verilecek ücret zamlarına kilitlendi. Onun için üyelerimiz bizden dört gözle mesaj bekliyorlar dedi.

Sendika üyelerine seslenen Kumlu, bugün Başbakan Erdoğan'la yapacakları görüşme sonrası kamuoyuyla paylaşacakları mesajları dikkatle izlemelerini istedi. Toplu iş sözleşmelerinin masada bitirilmesinden yana olduklarını dile getiren Kumlu, Temenni ediyoruz ve inanıyoruz ki Sayın Başbakan'la Çarşamba günü bu sözleşmeleri masa başında bitiririz, diye düşünüyorum dedi.

Kumlu, Başbakan Erdoğan'ın bu işi masada bitirmek için çaba göstereceğine inandıklarını söyledi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kumlu, bir gazetecinin Hükümet'in teklifi ile Kamu Kesimi Koordinasyon Kurulunun talepleri arasındaki farkı hatırlatması üzerine, Biz, '1 Ocak 2009 tarihinde almış olduğumuz ücretlerin 31 Aralık 2009 tarihinde daha iyisini versinler, yüzde 3 3'e imza atalım' dedik. Bunun anlamı şu; 1 Ocak'ta aldığımız ücrette 31 Aralık'ta yüzde 6 vergiden kaybımız var. Yüzde 3 3'ten yüzde 6 zam oranı, yılın sonunda hiç zam almamış gibi gözükecek. Sigorta primleri daha önce özellikle ikramiyelerden kesilmiyordu. Şu anda 1.7-2 civarında sigorta primi kesiliyor. Böyle olunca yüzde 6 vergiden, yüzde 2 sigorta priminden toplam yüzde 8, yıl içinde kaybımız var. Böyle olunca zaten taleplerimizi revize etmiş durumdayız cevabını verdi.

Eylem kararı

Eylem kararı alınırsa işyerleri önünde oturma, işyerlerini terk etmeme eylemi yapılacak.

Ayrıca tüm illerde AK Parti örgütlerine kitlesel ziyarette bulunulacak ve Ankara'da miting düzenlenecek.

Türk-İş, hükümete sunduğu toplu sözleşme teklifinde, ücretleri bin 230 liranın altında olan işçilerin ücretlerine iyileştirme istiyor.

Toplu sözleşmeninin birinci yılında ise yüzde 20 zam talep ediyor.

Hükümetin önerisi ise düşük ücretlere 25 lira iyileştirme ve toplu sözleşmenin birinci yılı için yüzde 3+ 3 zam...

Read more...

Borsa ilk seansta 95 puan yükseldi!

Endeks ilk seansı 95 puanlık artışla 37 bin 44 puandan tamamladı. Hisse senetlerinin değer artışı ortalama yüzde 0,26 oldu.

Read more...

Bono piyasasında faiz 12,01 oldu

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören gösterge kağıdı 2 Şubat 2011 vadeli tahvilin, bugün valörlü işlemlerinin saat 10.10 itibarıyla basit getirisi yüzde 12,43'e, bileşik getirisi yüzde 12,01'e çıktı.

Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 12,34, bileşik getiri yüzde 11,92 olmuştu.

DOLAR KOTASYONLARI

Bankalararası piyasada dolar kotasyonlarında alışta en düşük fiyat 1,5310 TL, en yüksek fiyat 1,5350 TL, satışta en düşük fiyat 1,5380 TL, en yüksek fiyat 1,5440 TL düzeyinde bulunuyor.

PARİTE

Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4073, sterlin-dolar paritesi 1,6444, yen-dolar paritesi ise 95,74 düzeyinde seyrediyor.

Read more...

Abone Olursanız Haberiniz de Olur!

Aşağıdaki kutucuğa e-mail adresinizi yazıp gelecek olan onay linkine tıklayınız. Bu sayede en son borsa haberleri, borsa yorumları ve borsa tüyoları, e-mail adresinize gelecek.

|

Borsa-Tuyolari.Blogspot.Com

Bu sitede; başta Borsa Haberleri olmak üzere, ekonomi ile ilgili en son gelişmeleri bulabilirsiniz. Borsa Yorumları ve Borsa Tüyoları ile yatırımlarınız öncesi fikir edinebilir; Canlı Borsa bandı ile Hisse Senetlerini yakından takip edebilirsiniz. Bu site, yatırım danışmanlığı hizmeti vermemektedir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, bankalar ile kullanıcılar arasında imzalanan resmi bir sözleşme ile verilmektedir. Bu sitede, kişisel yorumlar da bulunabilir.
Bu blog, altyapısı Google tarafından sağlanan Blogger hizmetinden faydalanmaktadır.

Back to TOP