Finansman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Finansman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KOBİ’ler Ve Finans Sorunları

5 Eylül 2008 Cuma

Bugün Türkiye’de sanayi kuruluşlarımızın çözüm bekleyen sorunları var.Bu sorunların çok daha fazlasını Kayseri’de bizim küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz (KOBİ) yaşıyor. Dünyada çok hızlı bir değişim var. Bizim insanımız bu değişimi çok iyi yakalıyor. Öyleyse onları etkileyen hızla ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayan KOBİ’lerin problemlerini çok acil olarak çözmemiz, Türkiye’deki bütün problemleri bir kenara bırakarak öncelikle bunların problemleriyle ilgilenmemiz lazım.

Biz odalar olarak zaman zaman temsil ettiğimiz kesimler adına hükümete raporlar veriyoruz. Hazırladığımız raporların başında öncelikli olarak KOBİ’lerin çözüm bekleyen sorunlarını içeren raporlar geliyor. 30-40 senedir bu işlerin içindeyim. Tüccar, esnaf ve KOBİ’ler sıkıntıda. Oysa Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının yüzde 95’ini KOBİ’ler oluşturuyor. Şayet Türkiye son 5 yılda büyüme gösteriyorsa, ekonomisi büyüme kaydediyorsa bunun mimarları hiç şüphesiz KOBİ’lerdir.

Bizler oda ve sivil toplum kuruluşları olarak hazırladığımız raporlarda sıkıntıları, çözüm bekleyen sorunları dile getirmeye çalışıyoruz. Özenle ve dikkatle hazırladığımız bu raporları, özellikle bizimle ilgili bakanlıklara veriyoruz. Bir bakıma bu makamları bilgilendirerek sorunlara çözüm yolları aramaları konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Onlara düşen KOBİ’lerin sorunlarını Türkiye’nin birinci gündem maddesi haline getirerek çözmeleridir.
KOBİ’ler bütün dünyada olduğu gibi bizim ekonomimizin de hayati organlarıdır. Dünya ekonomisindeki son gelişmelere ve değişimlere baktığımızda KOBİ’lerin, bir ülkenin ekonomik kalkınmasında temel dinamiği oluşturduğu bir gerçektir.

Ekonomide dinamizm, sağlıklı rekabetçi bir piyasa geliştirmek ancak KOBİ’lere gelişme imkanları sağlandığı oranda olacaktır.

KOBİ’ler için ülkemizde mali disiplin sağlanmalıdır. Bu diğer işletmeler için de geçerli olmalıdır. Sorunların çözümlenmesi için özelleştirmeler de amacına uygun biçimde yine hızlı bir şekilde yapılmalıdır.

Devletin, KOBİ’leri ve dolayısıyla bu alandaki girişimciliği, kredilerle desteklemek dışında mevcut vergi oranlarını aşağıya çekerek, bu işletmeler üzerindeki vergi yükünü düşürmesi de çok daha doğru bir politika olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda biz meslek kuruluşları olarak ısrarcıyız. KOBİ’lere, mevzuat engelleri ve maliyet yükleri ortadan kaldırılarak Avrupa Birliği ile eşit şartlarda rekabete girme olanağı sağlanmalıdır.

Biz hiçbir zaman komplekse girmedik. Türk sanayicisinin, Türk girişimcisinin hedefinde Avrupa Birliği var. Nitekim Avrupa Birliği üyesi ülkelerle rekabet edebilecek nitelikte ürünler üretiyorlar ama aşırı maliyet fiyatlarından dolayı, onlarla ciddi sayılabilecek bir rekabete girmekten yoksun kalıyorlar.

Kısacası KOBİ’lerin finans imkanları sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı. Finansman mevzuatı öncelikle bu işletmelerin gelişimini hedeflemeli ve bu doğrultuda teşviklerle, vergi kanunlarıyla bu kuruluşlarımızın önü mutlaka açılmalıdır. Kayseri Ticaret Odası olarak, KOBİ’lerin sorunlarıyla mümkün olduğunca yakından ilgileniyoruz. Mevcut yapılanmalarına ya da gelişmelerine yönelik bilgilendirme toplantıları, kurslar, seminerler düzenleyerek sıcak ilişkiler içinde olmaya çalışıyoruz. Zira bu tür toplantıların, Kayseri’deki KOBİ’lerin gelişmesine katkı sağlayacağı inancındayız.

Kaynak:www.bankaciyiz.biz

Read more...

Paranızı Hızla Kaybediliyorsanız Ne Yapılmalısınız?

Eski arkadaşımla birlikte vergi işi yapan bir franchise satın almıştık. Bu franchise’ı seçmiştik çünkü başlangıç maliyeti karşılayabiIeceğimiz bir düzeydeydi ve operasyonunu gerçekleştirebileceğimiz bir işti.


Günlük işimin dışında geleceğe dönük bir yatırım oluşturacak bir şey yapmak istiyordum. Diğer kişilerden ekibe katılmalarını istedim. Onlar da isteğimi yerine getirdiler. Eşim yaptığımı bütün kalbiyle destekledi. Desteğin gösterme yollarından biri olarak, iş yatırımından benim payıma düşeni ödemek için kendi emeklilik fonunu kullandı. Ortaklanırının benden daha fazla esnekliği bulunuyordu çünkü an­laşmanın bir bölümü de benim var olan tam zamanlı işimde çalışmayı sürdürmemi öngörüyordu. Ortaklardan biri gayrimenkul yatırımcısı ve iş sahibiydi. Bir diğeri kamu sektöründen emekliydi. Onlar işi gündüzleri, ben de geceleri yürütüyordum.

İlk vergi dönemimizden 2003 yılında geçtik. Nisan veya Mayıs civarında, işlerin yoğun olmadığı aylarda neler yapacağımızı tartışıyor­duk. İlk dönemimiz başarılı geçmişti; yapacağımızı düşündüğümüz­den iyiydi ama iyimser hedeflerimizin altında kalmıştık. Daha önce vergi işi yapmamıştık ve başladığımızda bu bizde asabiyete neden ol­muştu. Ancak franchise veren şirketin reklamlarında ortaya. Koydukları tutmuştu ve iyi gidiyorduk.

Bankada paramız vardı. Kapatırsak, faturalarımızdan kalanı öde­yebilir ve yılın kalanını da çıkarabilirdik. O ilk yılda mantığa göre de­ğil, adrenalin ve duygularımızla çalışıyorduk. Biz ne düşünüyorduk? Yerimizle ilgili üç yıllık finansal kiralama­mız vardı ve kapımızı çalıp bize vergi işi cirosu sağlayacak kimse bulunmadığı için finansal kiralama maliyetini karşılamak için bir şey yapmamız gerekiyordu.

Böylece başka bir işin de aynı derecede iyi gideceğini düşünerek, vergi işini tamamladığını düşündüğümüz çek bozma işine girdik. Ha­talıydık. Aynı şey olmadığını kısa sürede anladık. Biz işi öğrenene ka­dar Eylül geldi ve bankada kalan paramız sadece birkaç bin Dolar’dı. Hala, vergi mevsiminin başlamasında kalan üç ay boyunca genel gi­derlerimizi ödemenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Korku ve belirsizlik bize egemen oldu. Nakdimiz tükeniyordu ve bir sonraki vergi mevsimine kadar nasıl idare edeceğimizi belirlemeye çalışıyorduk. Ben işe daha fazla para koymamız gerektiğini düşünü­yordum. Daha önce iş tecrübesi yaşamış olan ortağım Aislee Jackson, bunu kesinlikle red­detti. Sönen bir ateşe daha fazla yakıt dökme­yecekti. O, bakış açısını şu sorularla ortaya koydu: Neden para kazanamıyoruz? Düzelme umudu olmadan paramızı hemen bir şeye ne­den daha fazla para koyayım ki?


Daha fazla yatırımı eklemeden bunu yapmanın bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Aislee konuşmaya başlayınca, kötü bir duruma yatırdığımız paradan kazanç elde edemeyeceğimizi fark ettik. Sonunda daha fazla para batırmadan işi çevirmeyi başardık. İkin­ci işten olabildiği kadar fazlasını kurtararak bu işi kapamak. O telefon konuşmalarını yapmak insana azap çektiriyordu. Bize kredi verenlerle girişimciler gerçekleştirmek zorundaydık. İçlerinde en büyük ikisi, toprak sahibimiz ile telefon şirketiydi. Yerimize kesinlikle ihtiyacımız vardı. Telefonumuza kesinlikle ihtiyacımız vardı. Toprak sahibimizle, kiranın kalanını vergi mevsiminin ilk birkaç ayında ödemek için görüştük. O zaman paramız olacağını biliyorduk. Telefon şirketi ile de aynı anlaşmayı yaptık. Vartayı atlatmıştık. İkinci vergi döneminin başına geldiğimizde, artık duygularımızla hareket etmiyorduk. Reklam vermeye başlamak için hala kendi cebimizdeki paraya güvenmek zorundaydık. Ancak bu yatırım farklıydı. Reklam, parayı savurup batırmak anlamına gelmiyordu. Bir önceki se­ne işe yaramıştı ve bu satış sağlayarak kazanç getiren paraydı: "Tanın­mıştık, güven duyan birkaç kişiye sahiptik ve çok iyi faiz koşullarıyla şahsi kaynak olarak 4 bin Dolar toparlamıştık. Ortaklarımızdan biri yaklaşık 3 bin Dolar yatırdı ve bu parayı koşullara uygun olarak ona geri verdik. Bütün senetleri ödedik.



İkinci vergi dönemi de başarılı geçti. Dersimizi almıştık. Faaliye­timizi, bankada, bir sonraki vergi dönemine kadar harcamalarımızı karşılayacak kadar nakdimiz olarak kapattık. Ne öğrendim:

>>Başarmak için, para, zaman, enerji ve defalarca gerilim yaşa­mak gerekir.

>>Bazı zamanlarda bir sonraki günü çıkaracağımdan emin ola­madım. Ortaklara sahip olmanın yardımı oldu.

>>Başarısızlığa uğramak, inancım konusunda iyi bir sınav oldu ve muhtemelen beni güçlendirdi. Kendinizle ilgili birçok şey keş­fediyorsunuz. Tanrıya inancın gücü yardımcı oluyor.

Alman Dersleri Kendi İşinize Uygulama
>>Doğru kararlar almanız gerekiyor. İşiniz kar etme ya da nakit akışı sağlama konusunda gerçekçi bir fırsata sahip olmadan para kaybediyorsa, o zaman onu kapatmalısınız. Satıştan kazandığınız her dolar için iki sent zarar ediyorsanız, bu, satışınız arttıkça kaybı­nızın artacağı anlamına gelir. Zararına bir işte satış hacmini artır­mak sadece zararı büyütür. Kısa sürede kendinizi, paranın kapıdan girdiğinden büyük bir hızla çıkıp gittiği bir konumda bulabilirsi­niz. Sınırsız miktarda nakdiniz olmaması durumunda, işi kapat­manız gerekir.

Kaynak: Ruth King’in "Küçük İşletmeler İçin Büyük Fikirler" adlı kitabından alınmıştır.

Read more...

Abone Olursanız Haberiniz de Olur!

Aşağıdaki kutucuğa e-mail adresinizi yazıp gelecek olan onay linkine tıklayınız. Bu sayede en son borsa haberleri, borsa yorumları ve borsa tüyoları, e-mail adresinize gelecek.

|

Borsa-Tuyolari.Blogspot.Com

Bu sitede; başta Borsa Haberleri olmak üzere, ekonomi ile ilgili en son gelişmeleri bulabilirsiniz. Borsa Yorumları ve Borsa Tüyoları ile yatırımlarınız öncesi fikir edinebilir; Canlı Borsa bandı ile Hisse Senetlerini yakından takip edebilirsiniz. Bu site, yatırım danışmanlığı hizmeti vermemektedir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, bankalar ile kullanıcılar arasında imzalanan resmi bir sözleşme ile verilmektedir. Bu sitede, kişisel yorumlar da bulunabilir.
Bu blog, altyapısı Google tarafından sağlanan Blogger hizmetinden faydalanmaktadır.

Back to TOP