Ünlü ekonomist Yeşilada uyardı!
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Ünlü ekonomist Atilla Yeşilada son günlerde ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
İşte Yeşilada'nın yazısı...
Her geçen gün piyasalarda fırtına gibi esen rallinin ekonomideki gelişmelerle en ufak bir alakası kalmadığına biraz daha ikna oluyorum. Japon ekonomisi 1Ç2009 yıllık %15 daralmış. ABD’de Nisan’da yeni inşaatlar yön değiştirip %13 düştü.
Ama, piyasalar Almanya’da güven endeksinin artması gibi ucuz bahaneler bulup yukarı doğru tırmanıyorlar. Çünkü tüm kürede bir likidite bolluğu var. Bundan yararlanan Wall Street bankaları da eski iş modellerine geri dönüyor. Hepsinin derdi sermaye bulup TARP borçlarını ödemek ve bir an önce dünyayı yıkımın eşiğine getiren risk-kaldıraç sarmalını yeniden başlatmak. Eğer buna izin verilirse, bu kriz asla bitmez. Çünkü, yatırımcı hedge fonları affetti. Hedge fonlar da yatırımcıya kendilerini affettirmek için çok yüksek getiriler elde etmek zorunda.
LIBOR’un 75 puana kadar düşmesi ve bankaların batmayacağına dair garantilerin verilmesi ile artık hedge fonlara borç vermenin de hiçbir riski kalmadı. Piyasalar ve ekonomiyi ayakta tutmak için çok uzun süre sıfır faiz politikası uygulamak zorunda kalan merkez bankaları bir kez daha mali piyasalara esir düştüler. Bu ralliler resesyonlarda hep yaşanmış, ve ardından aynı hızla satışlar gelmiş. Bu sefer baloncuk nerde patlayacak bilemem. Ama, bu baloncuğun Türkiye’de yarattığı sahte güven duygusu, artık IMF ile anlaşmayı rafa kaldırttı. Dün akşam Finans Kulüp’te konuşan TCMB Başkanı Durmuş bile IMF’siz B Planın’dan bahsediyor. Bankalar da hazırlığa başladı.
Hazine cephesinde ise adeta bizi 2001’e sürükleyen süreçlerin bir tekrarı sahneliyor. Hükümet TMO’ya özel tertip kağıt ihraç ediyor. Belki de Kredi Garanti Fonu’nu Finanse etmek için bankalara da aynı yöntemi uygulayacak. Özel tertip DİBS ihracı. Arkasından, devlet bankalarına karşılığı ödenmeyen görev zararları ve müteahhit senetleri mi gelecek Normal zamanlarda piyasa disiplini bu tür sorumsuz davranışları cezalandırır. Ama piyasaların artık getiri elde etmek için en arsızlaştığı dönemdeyiz. Kendilerinin hergün yaptıklarını yapma hakkını Ankara’dan esirgemezler. Karşılıklı bir ahlaki riziko almış başını gidiyor.
Dikkat ederseniz “akıllı oyuncular”, yani bankalar ekonomin geleceğine hiç yatırım yapmıyorlar, yani kredi portföylerini artırmıyorlar. Döviz sepeti tüm sıcak para girişine rağmen aşağı gelmiyor. Ekonomiye güven duyduklarını her ankette ifade eden iş dünyası eline cebine sokup yeni fabrika kurmuyor. Çünkü, bu oyunun sürmeyeceğini aklı başında herkes biliyor. Bu şartlar altında piyasaları öngörmek rulette çıkacak numarayı tahmin etmeye benziyor.
Çünkü artık piyasaların ucuz mu pahalı mı, ya da hangisinin diğerine göre ucuz olduğunu değil, şişen birbalonun ne zaman patlayacağını öngörmek zorundayım. Bunu da bana okulda öğretmediler. Yarın da olabilir, daha 3 ay da sürebilir. Ama, mal pahalı, ben almam. Karımı nakde çevirir, balonun sönmesini beklerim. Çünkü o zaman da hak ettiğinden daha ucuz olacak, yepyeni fırsatlar çıkacak.
0 yorum:
Yorum Gönder
1-) Yorum yazarken imla kurallarına uyunuz ve küfür etmeyiniz.
2-) Yorum yazmak için, "Yorumlama Biçimi" bölümünden "Adı/URL" seçeneğine tıklayarak, adınızı ve URL (Varsa site adresinizi)'nizi yazınız ya da "Anonim" seçeneğine tıklayarak yorumunuzu "Adsız" olarak yazınız.
Yorumunuz için şimdiden teşekkür ederiz.