Dibi gördük diyenlere IMF de katıldı
24 Nisan 2009 Cuma
Büyük olasılıkla son kez olacağını düşündüğümüz küresel büyümede aşağı yönlü yeni revizyonların yer aldığı Dünya Ekonomik Görünümü raporu 25-26 Nisan'daki Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası toplantıları öncesinde yayınlandı.
Haluk Bürümcekçi / REFERANS
Küresel daralma yüzde 1,3 oranında tahmin edilirken, bunun II. Dünya Savaşı sonrası dönemin en derin resesyonuna işaret ettiği belirtildi. Büyümenin 2010 yılında yeniden söz konusu olabileceği ancak yüzde 1,9 ile önceki toparlanma dönemlerine göre zayıf kalacağı vurgulandı.
En kötü geride kaldı
Raporda çizilen bu karanlık tabloyu şaşırtıcı bulmazken, bizi daha fazla heyecanlandıran bir tam bölümün Resesyon'dan Toparlanmaya: Ne Kadar Yakın ve Ne Kadar Güçlü? başlıklı analize ayrılması oldu. Bizce, bu değerlendirme IMF'nin de resesyonda en kötü noktanın geride bırakıldığı görüşüne katıldığını yansıtmakta.
Ancak, birazdan değineceğimiz gibi IMF geçmiş resesyonların analizinden hareketle toparlanmanın bu kez daha yavaş olacağını düşünüyor. Raporda yer verilen ekonomik döngülerin ortalama sürelerine ilişkin verilere bakarak da, toparlanmanın en az resesyon döngüsü kadar sürebileceği ve bir yıl içinde ulaşılan noktanın daralmaya göre zayıf kalabileği sonucuna kolaylıkla varılmaktadır.
Bu görüşe katıldığımızı ve daha önce de aktardığımız gibi Türkiye ekonomisinde beklediğimiz toparlanmayı 2001 krizine göre daha yavaş bir şekilde çizdiğimizi de vurgulamayı gerekli görmekteyiz. Bu raporda aktarılan görünümün uzunca bir süre hakim olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Çıkış yavaş olacak
Buna göre, bir finansal kriz ile birleşmiş resesyonlar diğer şoklardan kaynaklanan resesyonlara göre daha derin ve daha uzun olmaktadır. Bu resesyonlardan çıkış ise, zayıf iç talep ve sıkı kredi koşulları nedeniyle tipik olarak daha yavaş olacaktır.
Öyle ki, GSYH'nın resesyon öncesindeki zirvesine toparlanması resesyon kadar sürerken, dip noktasından sonra gerçekleşen dört çeyrek kümülatif büyüme normal resesyonlara göre düşük kalmaktadır.
Bunun nedenini tekrar belirtmeye gerek var mı bilmiyoruz ama, bir finansal krizin tetiklediği ve bir çok ülkenin etkilendiği senkronize (eş zamanlı) resesyonlarda dış talep ve kredi kanalı diğer resesyonlara göre çok daha olumsuz seyreder ve toparlanma sürecini hem yavaşlatır hem de geciktirir.
Dolayısı ile, piyasalarda dip göründü coşkusunu nasıl normal karşıladıysak, bunu takip eden dönemde piyasa oyuncularının algılamasının, toparlanmanın gücüne yönelik belirsizliklerle ortaya çıkan endişelerin hakim olduğu bir görünüme dönüşmesi ihtimaline de böyle bakmalıyız. Bu görünümün, 9 Mart öncesi düşük seviyelerin tekrar görülmesini getirmesi şart olmasa da, borsalardaki toparlanmanın gücünü ve hızını azaltması bile önemli bir maliyet olacaktır...
0 yorum:
Yorum Gönder
1-) Yorum yazarken imla kurallarına uyunuz ve küfür etmeyiniz.
2-) Yorum yazmak için, "Yorumlama Biçimi" bölümünden "Adı/URL" seçeneğine tıklayarak, adınızı ve URL (Varsa site adresinizi)'nizi yazınız ya da "Anonim" seçeneğine tıklayarak yorumunuzu "Adsız" olarak yazınız.
Yorumunuz için şimdiden teşekkür ederiz.