IMF parası için geri sayım başladı
20 Nisan 2009 Pazartesi
Son günlerde televizyonlarda izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz kadarıyla hükümet kısa bir sürede IMF ile anlaşma niyetindeymiş. Seçime kadar uzun bir süre ortada top çevirdikten sonra stand by için düğmeye basıldığı anlaşılıyor. IMF, nisan ayı başındaki, G-20 toplantısından sonra stand by için daha önceki taleplerinde fazla da ısrarcı olmayacağı mesajını verdiğinde; hükümet de seçimleri geçirmiş olmanın rahatlığıyla stand-by görüşmeleri için eskisinden daha hazır hale gelmişti.
Bundan sonra, 6 aydır bazen hızlanan, bazen yavaşlayan meşhur deyimle teknik çalışmalar yeniden ivme kazanacak gibi gözüküyor. Bu kez, iki taraf da eskisinden daha niyetli olduğuna göre, teknik çalışmaların bir 6 ay kadar vakit alacağını sanmıyoruz. Ama şunu da unutmamakta fayda var; milli gelirdeki düşüş oranı konusundaki uzlaşmanın sağlanmasıyla başlayacak çalışmaların, çok da kısa sürmesi beklenmemeli.
2011 seçim yılı olabilir
Her ne kadar IMF yapısal önlemlerin kısa vadede daha önce ısrarcı olduğu şekliyle değil, Türk tarafının önerileri doğrultusunda gerçekleştirilmesine olur vermiş olsa da, daha üzerinde fikir üretilmesi gereken çok konu var. Milli gelirdeki kayıp, bunun yol açacağı gelir kaybı, harcamalarda tasarruf imkanı, gelir artırıcı önlemler, ekonomiye verilecek desteklerin yöntemleri, bunların finansmanı, orta vadede yatırımlarını artırması gereken bir ülke olarak, bu artışa olanak verecek vergi tabanı artışının sağlanması, mali kural ve uygulanma tarihi ile Türkiye'nin IMF'den alacağı mali kaynağın tutarı gibi konularda uzlaşmak birkaç saatlik bir mesele değil. Detaylı çalışmalar gerektiği gibi, her konuda hemen uzlaşma sağlanamayacağına göre, tarafların birbirlerini ikna süreçleri de olacak. Sonuç olarak, önümüzdeki 6 ayın değil, 3 yılın programı oluşturuluyor. Hatta bundan sonra uygulamaya konulacak politikalarla 2009'u kurtarmak mümkün olmadığına göre, 2010-2011 yıllarında uygulanacak ekonomi politikaları belirleniyor olacak bu görüşmeler sırasında. 2011'in seçim yılı olması muhtemel.
Önümüzdeki 20 ay kritik
2007 ve 2009 seçimlerinden sonra kimse 2011 yılında hükümetin reformlara aynı hızda devam edeceğini, bütçe disiplinine sağdık kalacağını düşünmeyeceği için, ne yapılırsa önümüzdeki 18-20 ayda yapılabilir. Bu düşünceden hareketle, IMF yapısal önlemler için vadeyi çok uzatmamak isteyecek, hükümet ise zamana yaymayı tercih edecek.
Görüşmelerin ana eksenini yine maliye politikaları oluşturacak. Bundan 4-5 ay öncesinde amaç faiz dışı fazlayı 2009 yılında milli gelirin yüzde 1'ine doğru çekmekti. Aradan geçen sürede bir taraftan milli gelirin o zaman yapılan tahminlerin çok daha altında kalabileceği anlaşıldı; diğer taraftan da, hükümet ekonomiyi canlandırmak, stokların erimesine yardımcı olmak adına bazı gelir düşürücü önlemler aldı. Artık, 2009 yılında faiz dışı fazla üretme imkanı olmadığı açık. Faiz dışı açığın belli bir seviyede tutulması hedeflenecek. Esas hedef öncelikle borç stokunun artış hızını kesebilmek, sonra da takip eden yıllarda borcun artmaması için gereken faiz dışı fazlayı üretecek bir bütçe yapısı kurmak.
Büyük bir görüş ayrılığı olmasa bile, bu konularda uzlaşmak birkaç hafta alabilir. IMF heyeti Türkiye'ye davet edilmedi. Muhtemelen, önümüzdeki hafta sonuna doğru IMF-Dünya Bankası ilkbahar toplantıları sırasında bir miktar ilerleme sağlanacak ve toplantılardan sonra IMF heyeti Türkiye'ye davet edilecek. Ondan sonra da en azından iki-üç hafta daha vakit geçebilir, niyet mektubunun IMF İcra Komitesi'nde onaylanması için.
0 yorum:
Yorum Gönder
1-) Yorum yazarken imla kurallarına uyunuz ve küfür etmeyiniz.
2-) Yorum yazmak için, "Yorumlama Biçimi" bölümünden "Adı/URL" seçeneğine tıklayarak, adınızı ve URL (Varsa site adresinizi)'nizi yazınız ya da "Anonim" seçeneğine tıklayarak yorumunuzu "Adsız" olarak yazınız.
Yorumunuz için şimdiden teşekkür ederiz.