Dolar 1.7100 TL`nin üzerine çıktı

27 Şubat 2009 Cuma

Dünya borsalarında banka hisseleri önderliğinde yaşanan düşüşiçeride de etkili oluyor.

Özellikle ikinci seansta yaşanan satış baskısı ile dolar 1.71'in üzerine çıkarken borsa düşüyor.

ABD hükümetinin Citigroup'un hisselerinin yüzde 36'sını alacağını açıklamasına rağmen hisselerde yaşanan yüzde 44'lük düşüş piyasayı olumsuz etkiledi.

Finans hisselerindeki gerileme ile birlikte Avrupa borsalarındaki düşüş yüzde 4'e dayandı.

İçeride de İMKB ulusal 100 Endeksi ikinci seansın ortaları geçilirken yüzde 2 kayıpla 23 bin 700'ün altına sarktı.

Dolar da bankalararası piyasada 1.71'in üzerine çıktı. Dolar serbest piyasada ise yüzde 1.5 artışla 1.7060 TL'den el değiştirdi.

Read more...

Avrupa`dan Türkiye`ye dev kredi

Küresel ekonomik krizin Doğu Avrupa'da yarattığı "ağır hasar" sonunda Avrupa Birliği'ni (AB) harekete geçirdi.

24,5 milyar euro büyüklüğündeki destek paketinden Türkiye de yararlanacak. Türkiye'ye 2.2 milyar euro kaynak aktarılacak.
Küresel ekonomik kriz Doğu Avrupa ülkelerini sarsınca AB harekete geçmek zorunda kaldı.

Başta İtalya, Avusturya ve Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupalı bankanın Doğu Avrupa'daki yatırımları nedeniyle iflas riski yaşaması 24.5 milyar euro'luk bir paket oluşturulmasına neden oldu.

Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ile Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası'nın oluşturduğu fon, iki yıl boyunca Doğu Avrupa'ya destek verecek.

Destekten bankalar, KOBİ'ler ve zora düşen büyük firmalar yararlanacak. Hazırlanan destek paketinden Türkiye de 2.2 milyar euro'luk destek alacak.

Read more...

Kredi borçlusuna ikinci sürpriz

26 Şubat 2009 Perşembe

Halkbank, kredi taksitlerinden bunalan tüketicilere ikinci bir müjde vermeye hazırlanıyor.

Konut, taşıt, kredi kartı, tüketici kredisi gibi kredi ödemelerinden bunalanlar için başlatılan ‘dost kredi’nin yeni versiyonu hazırlanıyor. Banka 60 ay vadeli dost krediye 3 ay ödemesiz dönem eklemek için çalışma başlattı.

Halk Bankası'nın Kurumsal ve Ticari Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Baktır ile 2008 yılını ve 2009 beklentilerini konuştuk…

Yurtdışı müteahhitlik firmalarına ‘teminat mektubu’ vererek destek olan banka, önümüzdeki dönem Türkiye’nin yoğun ticaret yaptığı birçok ülkede şube açma planları yapıyor…2009’da bankaların kredi verme konusunda büyük bir rekabet yaşayacakları tahmininde bulunan Baktır, bunun ‘kredibil’ müşteriler için büyük avantaj sağlayacağını söylüyor…

Dost krediyle başlayalım, bu uygulamanızdan kimler yararlanabiliyor?

Dost Kredi tüm tüketici, konut, taşıt kredileri ile kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçlarını kapsıyor. Nakit akışını ayarlayamayan tüketicilerin önümüzdeki dönem nakit akışını ayarlayabilmesini hedefleyerek bu krediyi çıkardık. Borçlar aylık 1.68 faizle, 60 ay vadeye yayılıyor. Şimdi bu krediye 3 ay ödemesiz dönem eklemek için yeni bir çalışma başlattık.

Dost kredi borçluya nasıl bir soluklanma sağlıyor?

Örneğin 2 bin lira maaş alıyorsunuz; aylık bin 500 lira kredi borcu ödüyorsunuz. Kalan 500 lira ile de geçinmeye çalışıyorsunuz. Biz 60 ay vadeli bu kredi ile aylık taksit tutarını 400 ila 500 liraya düşürüyoruz; bin 500 lira da size kalıyor. Dolayısıyla borcunuzu öderken hem tasarruf yapma imkanınız doğuyor hem de ihtiyaçlarınızı karşılamaya devam ediyorsunuz.

Biz hem üreten Türkiye’nin bankasıyız hem de bireysel bankacılıkta varız. Üretimi, hizmeti, ticareti finanse etmiyorsanız daha sonra kredi kartı ve tüketici kredisi verecek insan da bulamazsınız. Biz hem üretimi hem de tüketimi finanse ediyoruz.

Küresel krizin başlangıcı olan 15 Eylül sonrasını ayrı değerlendirmek kaydıyla 2008 sektör açısından nasıl geçti?

Bankacılık sektörü geçen yıl üç çeyrek koşup, son çeyrekte durdu. Ama bu reel sektördeki durmayla birlikte oldu. Halk Bankası ise 3 çeyrek koştu; son çeyrekte de yine büyüdü. Sektörün kredilerdeki büyüme oranı 2008 yılı için yüzde 20 olurken, banka olarak bizim kredi büyümemiz bu oranın epeyce üzerinde gerçekleşti. Yani krize rağmen, son çeyrekte sektörün kredi hacmi küçülürken; biz sektörün üzerinde büyüdük. Sektörde ve bizde aktiflerdeki büyüme ise hemen hemen aynı düzeyde oldu.

Krediler büyürken, sorunlu alacaklar da büyüdü mü?

Evet sektörde sorunlu alacaklar daha da arttı. Bir önceki yıla göre sorunlu alacakların artış oranı yüzde 30 oldu. Ama banka olarak bizim sorunlu alacaklar artış oranımız sektör ortalamasının altında kaldı. Yani hem müşteri sayımız hem de kredi hacmimiz sektörden fazla büyürken; sorunlu alacak miktarı sektörün altında artmış oldu. Bu oranları açıkça ifade edemiyorum; çünkü biz halka açık bir şirketiz ve 2008 yılı son çeyrek rakamları henüz kesinleşmedi.

15 Eylül’de başlayan kriz sektörde nasıl bir davranış değişikliğine neden oldu?

2008 bilançoları açıklanmaya başladı; geçen yıla göre karlılık oranlarında düşüşler oldu. Bu son derece doğal. Çünkü geçen yıl üç çeyrek koşan bankacılık sektörü son çeyrekte ciddi bir rekabete girdi. Bu rekabet ise mevduat, kaynak rekabetiydi. Mevduattaki maliyetlerin artması pasifteki yükümlülüğü artırdı. Dolayısıyla son çeyrek karlılık açısından birçok banka için zor geçti. Sektör yurtdışından taze kaynak gelmeyecek; vadesi gelen sendikasyonlar çevrilemeyecek korkusu yaşadı. Ancak korkulan olmadı.

2008 son çeyrek gelişmeleri sizi nasıl etkiledi?

Mevduat maliyetlerindeki artış en önemli gelişmeydi. Biz mevduatta pazar payımızı koruduk; yani bedavadan kamu bankasıyız diye mevduatımızda olağanüstü artışlar olmadı. Kredide 4.çeyrekte de büyümeyi sürdürdük. Sadece artan kurla büyümedik gerçek anlamda kredi artışı sağladık. Bizi etkileyen konu şu oldu; son çeyrekte hem kredi riski hem de vadeye bağlı fiyat riskleri yaşandı. Vadeye bağlı fiyat riski özellikle aktifte yaşandı. Mevduatın maliyetleri yukarı çıkarken; sizin geçmişte verdiğiniz kredilerin maliyeti aynı kaldığı için doğal olarak faiz marjları daraldı. Bu daralma bankaların karlılığını etkiledi.

Dolayısıyla bazı bankalar kredilerini geri çağırdı….

Biz banka olarak kredinin geri çağrılması bir yana ilave krediler verdik. Özellikle daralan pazar nedeniyle bu dönemde insanların bir şekilde nakit akışkanlığının bozulması ve insanların yükümlülüklerini yerine getirememesi durumu ortaya çıktı. Biz bunu çok önceden sezinleyerek karşılıklar yönetmeliğine de aykırı olmadan firmalarımızla konuştuk; vadesi gelenleri yeniden vadelendirdik. Vadesi gelmeyenler için de konuştuk; önümüzdeki dönem nakit akışlarını birlikte ortaya koyarak, gerekirse piyasa gerekirse banka borçlarını ödemesini sağlayarak onlara yeniden bir ödemesiz dönem hizmeti de vermiş olduk. Dolayısıyla piyasayı fonladık.

225 milyon euro’yu dağıtacak firma aranıyor…

Sendikasyonununuz yok ise nasıl kredi veriyorsunuz?

Öz kaynak ve mevduatlarımızın yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası, Fransa Kalkınma Bankası, Dünya Bankası gibi yurtdışı kreditörlerden yaklaşık 12 ila 30 yıl vadeli temin ettiğimiz krediler var. 650 milyon euro seviyesindeki bu kaynağın 450 milyonunun dağıttık. 200-225 milyon euro kaynak ise hala elimizde ve bunu piyasaya aktarmak üzere aktif bir pazarlama startejisi yürütüyoruz.

Yani herkes kredi vermekten kaçarken, siz kredi verecek müşteri arıyorsunuz?

Bunlar yatırım kredilerinde 2 yıl ödemesiz 7 yıl vade; işletme kredilerinde ise 1 yıl ödemesiz 4 yıl vadeli olarak verdiğimiz krediler. Böyle bir ortamda firmalar için güzel bir ürün. Bunları aktif şekilde pazarlamak için dışarı çıktık. Hem firmalarımıza danışmanlık yapıyoruz hem de uygun koşullarda kredi veriyoruz.

Az önce saydığınız uluslar ararası kuruluşlardan yeni kaynak temin etmeyi düşünüyor musunuz?

Ciddi bağlantılarımız sürüyor. Onlar bize kredi kredi vermede istekliler; biz de alma konusunda ısrarlıyız. Önümüzdeki dönem kobilerimiz için ciddi miktarda yeni kaynaklar getireceğiz.

Banka rekabeti artacak

Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, bir süre önce sektörün elinde 18 milyar likidite biriktiğini söyledi. Elde tutulan kaynak banka için maliyet anlamına gelir.

Bankalar kredi mi vermiyor yoksa talep mi azaldı?

Son 5 yılda dünya ekonomisindeki büyüme emtia fiyatlarını da yukarı çıkardı. ABD’de başlayan daralma ile emtia fiyatları hızla aşağı düştü. Bu 2009’da finansal ihtiyaçları belirleyen en önemli enstrüman olacak. Yani bir firma üretebilmek için ihtiyacı olan bin ton hammaddeye bin dolar öderken; bugün 400 dolar ödüyor. Yani finansman ihtiyacında yüzde 60 oranında düşme oldu. İkincisi de Pazar daraldı. Dolayısıyla bu iki çarpanın, finansman ihtiyacındaki azalma ve talep daralmasının etkisiyle reel sektörün kredi talebi artmıyor, azalıyor. Bu da 2009’da bankalar arasında çok ciddi rekabete neden olacak..

Rekabet artacağına göre bankaların kredi verme koşulları esneyecek mi?

Bankaların genel kabul gördüğü kriterleri sağlayan firmalar bankalar tarafından büyük rağbet görecek.

Yani rekabet kredibl müşteriler üzerinden yaşanacak?

İster küçük ister büyük olsun; pazarını, alacağını ve stokunu yönetebilen; yatırımlarını planlı şekilde yapabilen şirketler bu dönemde şanslı şirketler olacak.

2009 yılına ilişkin olası gelişmeler sizi korkutuyor mu?

Biz kişisel korkuyla değil, kurumun cesaretiyle hareket ediyoruz. Bilgi işlemle desteklenen öyle bir altyapı oluşturduk, öyle parametrelerimiz var ki, kurumsal cesaretimizi buradan alıyoruz. 2009’da şube açılışlarına ve buna paralel olarak personel almaya devam edeceğiz. Ancak açılışların yılın ikinci yarısından itibaren yoğunlaşmasını planlıyoruz. İlleri tek tek dolaşıyoruz, geri kaldığımız illerde şube sayısını artırıyoruz İstanbul başta olmak üzere üç ile önem veriyoruz.. 30 ila 50 yeni şube açmayı planlıyoruz. Pasta küçülse bile biz payımızı artırmaya çalışıyoruz. Bankanın halen yurtiçi ve yurtdışı 637 şubesi; 12 bin 838 çalışanı var.

2009 şirketler için nasıl bir yıl olacak?

Firmalar bu dönemi avantaja dönüştürebilirler. Aşağı inen enflasyon, düşük faiz, finansman giderlerini ciddi anlamda kontrol altına alabileceğiniz bir dönem olacak 2009. Dünyada da Türkiye’de de sorunun kaynağı psikolojik, negatif beklentiler. Bu pozitife döndüğünde her şey düzelmeye başlayacak. Bankalar bu dönemde doğru müşteriye doğru kaynak aktarmak zorundalar.

Bu kadar çok sayıda doğru müşteri var mı?

Yeteri kadar olduğu düşüncesindeyim. Son on gündür küçük bankalar dahi piyasaya girme mücadelesi veriyor, ellerinde likidite bol. Sorunlu kredi kısmen de yaşanmaya devam edecek ama elinizdeki likiditeyi doğru müşteriye aktarmak zorundasınız.

Yurtdışında iş yapan müteahhitlere teminat mektubu vermeye başladınız mı?

Türk Müteahhitler Birliği ile iyi niyet çerçevesinde ciddi görüşmemiz oldu. Son yıllarda aktif olduğumuz v önümüzdeki dönem daha aktif olmayı planladığımız bir sektör yurtdışı taahhüt sektörü. Firmanın kredibilitesine, projenin uygunluğuna ve muhatap ülkenin riskine bakarak teminat mektubu veriyoruz. Bu sektör için banka bünyesinde bir de inşaat finansman daire başkanlığı kurduk. Burayı daha aktif hale getirmeye çalışıyoruz. Sektörün teminat sorunu çözülürse çok daha hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz.

Ziraat Bankası, Yunanistan’da iki şube açtı, sizin yurtdışı planlarınız nedir?

Yurtdışında şube açma konusunda çalışmalara başladık. KKTC, Bahreyn, Almanya ve İran’da varız ama özellikle Türkiye ile ilgili ticaretin geliştiği her yerde olmayı arzu ediyoruz. Dünya ile entegre olmayı istiyorsanız her yerde soluk almanız gerekir.

Read more...

Deutsch - Armut wird in der Türkei

Weltbank, wird die Armut in der Türkei im Zeitraum 2008-2010 hat Warnung.

Hacer BOYACIOĞLU / Zeitung REFERENZEN

Eine Präsentation der türkischen Bürokratie der Weltbank in den nächsten 2 Jahren, vor allem der Jugend, Kinder und ältere Menschen wird sich in die Armut, die informelle Arbeit in Bereichen außerhalb der Landwirtschaft wird die Erkennung bulunduğu angegeben. Die Bank 2009'un seit der zweiten Hälfte oder zweite Halbjahr des Jahres 2010 beginnen wird, um die Richtung der Wirtschaft über die beiden Alternativen Szenarien Arbeiten ausgeführt werden.

Die wirtschaftliche Erholung reagiert möglicherweise in der zweiten Hälfte des Jahres 2010

Nach Angaben der Weltbank-Delegation an der Bürokratie in der Wirtschaft und der globalen Krise, gab eine Vorschau über die nächsten möglichen Entwicklungen. Bank von der Präsentation von Informationen über zwei verschiedene Szenarien wurden importiert. Daher ist die Bank optimistisch und pessimistisch sind beide Szenarien. Optimistisches Szenario der wirtschaftlichen Verbesserung der zweiten Hälfte des Jahres 2009 ist davon auszugehen, dass Anfang ikibaren. Im pessimistischen Szenario der wirtschaftlichen Verbesserungen seit der zweiten Hälfte des Jahres 2010 werden.

Nach der Präsentation, Armut und informelle Arbeit in der Türkei, in Abhängigkeit von der wirtschaftlichen Entwicklung wird in eine Zeit des Abschwungs. Die Bank wird die Armut, vor allem in der Türkei im Zeitraum 2008-2010 zu bestimmen, wo es wurde festgestellt. Allerdings, je nach Beschäftigung in der Landwirtschaft in der informellen Beschäftigung erhöhen können. Bank, um den Effekt von Negativität, dass kann passieren, soziale Projekte und der Schwerpunkt dieses Projektes war, um den Anstieg.

In dieser Zeit der wichtige soziale Programme, um das Ziel der Bank ist es im Rahmen des bedingten Cash-Unterstützung für ein Projekt, das war positiv. Diese Erweiterung des Projekts auf ausdrücklichen Wunsch der Bank, für Arbeitsuchende und mesleksiz brachte neue Ansätze und Arbeiten, um die Nachfrage für das Projekt zu gewinnen Gewicht.

Read more...

English - Poverty will increase in Turkey

World Bank, will increase poverty in Turkey in the period 2008-2010 has warning.

Hacer BOYACIOĞLU / NEWSPAPER REFERENCES

Made a presentation to the Turkish bureaucracy World Bank within the next 2 years, especially the youth, children and the elderly will increase in the poverty, the informal work in sectors outside of agriculture will increase the detection bulunduğu specified. The Bank 2009'un since the second half or second half of 2010 will begin to correct the direction of the economy over the two alternatives scenarios work is carried out.

Economic recovery may hang in the second half of 2010

According to information from the World Bank delegation to the bureaucracy in the economy and the global crisis, gave a briefing about the next possible developments. Bank authorized by the presentation of information through two different scenarios have been imported. Accordingly, the bank's optimistic and pessimistic scenarios are both. Optimistic scenario, the economic improvement of the second half of 2009 is assumed to start ikibaren. In the pessimistic scenario, the economic improvements since the second half of 2010 will be accepted.

According to the presentation, poverty and informal work in Turkey, depending on economic developments will incur a period of downturn. The Bank's poverty will increase, especially in Turkey in the 2008-2010 period to determine where it was stated. However, depending on agricultural employment in the informal employment may increase. Bank to reduce the effect of negativity that can happen, social projects and the emphasis of this project was to request the increase.

In this period of important social programs to justify the target of the bank, it is applied in the context of conditional cash assistance for a project that was positive. This expanded scope of the project to be specifically requested the bank, for job seekers and mesleksiz brought new approaches and work to obtain the demand facing the project was to gain weight.

Read more...

Türkiye`de yoksulluk artacak

Dünya Bankası, Türkiye'de 2008-2010 döneminde yoksulluğun artacağı uyarısında bulundu.

Hacer BOYACIOĞLU / REFERANS GAZETESİ

Türk bürokrasisine bir sunum yapan Dünya Bankası'nın önümüzdeki 2 yıl içinde özellikle gençler, çocuklar ve yaşlılarda yoksulluğun artacağı, tarım dışı sektörlerde kayıtdışı çalışmanın da artacağı tespitinde bulunduğu belirtildi. Banka, 2009'un ikinci yarısından veya 2010'un ikinci yarısından itibaren ekonominin düzelmeye başlayacağı yönünde iki alternatifli senaryo üzerinden çalışmalarını yürütüyor.

Ekonomik düzelme 2010'un ikinci yarısına sarkabilir

Edinilen bilgilere göre, Dünya Bankası heyeti ekonomi bürokrasisine yaşanan küresel kriz ve bundan sonraki olası gelişmeler hakkında bir brifing verdi. Banka yetkilileri tarafından yapılan sunumda iki ayrı senaryo üzerinden bilgiler aktarıldı. Buna göre bankanın iyimser ve kötümser iki senaryosu bulunuyor. İyimser senaryoda, ekonomik iyileşmenin 2009 yılının ikinci yarısından ikibaren başlayacağı varsayılıyor. Kötümser senaryoda ise, ekonomik iyileşmenin 2010 yılının ikinci yarısından itibaren başlayacağı kabul ediliyor.

Sunuma göre, Türkiye'de yoksulluk ve kayıtdışı çalışma ekonomik gelişmelere bağlı olarak sıkıntılı bir sürece girecek. Bankanın özellikle 2008-2010 döneminde Türkiye'de yoksulluğun artacağı saptamasında bulunduğu belirtildi. Buna bağlı olarak tarım dışı istihdamda da kayıtdışı çalışan sayısında artış yaşanabilecek. Banka yaşanabilecek olumsuzlukların etkisini azaltmak için, sosyal projelere ağırlık verilmesini ve bu projelerin artırılmasını talep etti.

Sosyal programların hedeflerinin bu dönemde önemli olacağını kaydeden banka, bu kapsamda uygulanan şartlı nakit desteğinin olumlu bir proje olduğunu belirtti. Bu projenin özellikle kapsamının genişletilmesini talep eden banka, iş arayanlar ve mesleksizler için de yeni yaklaşımların gündeme getirilmesini ve iş edinmeye dönük projelerin ağırlık kazanmasını talep etti.

Read more...

General Motors üretim durduracak

25 Şubat 2009 Çarşamba

ABD'li otomotiv şirketi General Motors (GM) ABD ve Meksika'da düşen talep nedeniyle Meksika'daki üç fabrikasını geçici olarak kapatacak.

Şirketten yapılan açıklamada, Silao ve Toluca'daki fabrikalarında mart ayında üretime 5 gün ara verileceğini, Ramos Arispe fabrikasındaki iki üretim hattının da martta 6 gün çalışmayacağını, bu fabrikanın nisan ayında ise 5 günlüğüne tamamen kapatılacağını bildirdi.

Şirket, daha önce Ramos Arispe fabrikasından şubat ile mart aylarında 600 işçinin çıkarılacağını açıklamıştı. Geçen ay otomotiv ihracatı yüzde 57 gerileyen Meksika'da, içerdeki satışlar yüzde 28 ve üretim yüzde 51 geriledi.

Mitsubishi üretim artırıyor

Bu arada Japon otomotiv firması Mitsubishi Motors, stokların uygun seviyelere düşmesi nedeniyle mart ayında Colt ve Pajero modellerinin üretildiği fabrikalarında üretim artırmayı planlandığını açıkladı. Mart ayında sona erecek mali yılına göre 670 milyon zarar bekleyen şirket, aynı dönemde üretim hedefini 330 bin adete düşürdü.

Fransa'da ise otomotivciler devletten aldıkları yardımı en etkin kullanan sektör oldu. Fransız otomotivciler devletten yardım aldıktan sonmra yeni üretimlerde hızlanmaya başladı. Örneğin Peugeot aldığı yardımın akabininde 207 modelinin günlük üretimini nisan ayı itibariyle 900 adet artırma kararı aldı.

Read more...

Borsa düşüşle başladı!

24 Şubat 2009 Salı

Endeks güne 461 puanlık kayıpla 23 bin 529 puandan başladı. Bu seviyede hisse senetleri ortalama yüzde 1.92 oranında değer kaybetti.

Read more...

S&P`den piyasalara ciddi uyarı

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, kredisıkışıklığının henüz başlangıç aşamasında olabileceğini kaydetti.

Küresel krize ilişkin uyarılarda bulunan S&P, kredilerde daha büyük bir daralma yaşanabileceğini ve bunun ABD ekonomisi üzerindeki etkilerinin ciddi olabileceği uyarısında bulundu.

S&P, ABD’de 2008’in üçüncü çeyreğine kadar kredilerin arttığını ancak artış hızının 1945’ten bu yana en düşük seviyede gerçekleştiğini belirtti.

Kuruluş, bu durumun gerçek kredi sıkışıklığının daha başlamadığının bir göstergesi olabileceğini kaydetti.

Read more...

Doğan Holding`e 15 gün süre verildi

Doğan Yayın Holding A.Ş, Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden bugün şirkete tebliğ edilen yazı ile vergi aslı ve vergi zıyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizi olmak üzere toplam 914 milyon 820 bin 334 TL tutarı için şirketten teminat gösterilmesinin talep edildiği ve bunun için 15 günlük süre verildiğini açıkladı.

Doğan Yayın Holding A.Ş'den İMKB'ye gönderilen yazıda, Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından vergi inceleme raporları dayanak gösterilerek şirkete gönderilen toplam 132 milyon 921 bin 518 TL tutarında vergi aslı tutarı ile 693 milyon 179 bin 4 TL tutarında vergi ziyaı ve 165 bin TL tutarında özel usulsüzlük cezalarını içeren vergi/ceza ihbarnamelerinin şirkete tebliğ edildiğinin daha önce İMKB Başkanlığı'na duyurulduğu ve kamuoyuna açıklandığı hatırlatıldı.

Doğan Yayın Holding'in açıklamasında, Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden bugün şirketimize tebliğ edilen yazı ile yukarıda bahsi geçen toplam 826 milyon 100 bin 522 TL tutarındaki vergi aslı ve vergi ziyaı cezası ile 165 bin TL tutarındaki özel usulsüzlük cezası için, yazıları tarihi itibariyle hesaplanan 88 milyon 554 bin 813 TL tutarındaki gecikme faizi ile birlikte toplam 914 milyon 820 bin 334 TL tutarı için şirketimizden teminat gösterilmesi talep edilmekte ve bunun için 15 günlük süre verilmektedir. Konu ile ilgili çalışmalarımız devam etmekte olup, gelişmeler oldukça kamuya gerekli açıklamalar yapılacaktır denildi.

Read more...

Soros`tan korkunç kriz yorumu

22 Şubat 2009 Pazar

'Para sihirbazı' geleceği nasıl görüyor?

Kabus gibi haftaya rağmen Soros ‘Finansal çöküşün dibi görünmedi’ dedi.

Avrupa borsalarının yüzde 4’e varan düşüşler yaşadığı, Dow Jones’un ise son 6 yılın dibine indiği bir haftanın ardından ünlü dolar milyarder George Soros, finansal çöküşün dibinin görünmediğini söyledi. Dünya finansal sisteminin etkili biçimde parçalandığını ve krizin yakın dönemde çözümünün henüz görünmediğini söyleyen Soros, şimdiki durumu Sovyetler Birliği’nin parçalanmasıyla karşılaştırarak, ekonomik çalkantının gerçekten ‘Büyük Buhran’ dönemine göre çok daha ciddi olduğunu ifade etti.

Columbia Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Soros, Lehman Brothers bankasının geçen yıl Eylül ayında iflasının piyasa sisteminin çalışmasında dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek “Finansal sistemin çöküşüne tanıklık ettik. Dibin yakınında herhangi bir yerde olduğumuza dair bir işaret yok” dedi.

Read more...

The Economist: Industrie Absturz in der Türkei

20 Şubat 2009 Cuma

Globalen Finanzkrise, sagte der Industrie ist die Schaffung der Krise in der Türkei hat gezeigt, Beispiele. The Economist-Magazin, die Größe des verarbeitenden Krise liegt der Schwerpunkt immer noch nicht voll verstanden "Industrie, Brasilien, Malaysia und der Türkei in Osteuropa, wie Abstürze. Fall von Tausenden von verlassenen Fabriken in China ", schrieb er.

Trotz dieser, The Economist, die Abdeckung der neuesten Ausgabe der verarbeitenden Industrie zu retten, indem die Regierung dagegen.

Renommierten Wochenzeitschrift "The Economist", in der aktuellen Ausgabe "von der verarbeitenden Industrie aus çöküşüö nackt Abdeckung. Britische Zeitschrift, Redaktion Bewertungen des Problems wird die "Finanzkrise hat eine industrielle Krise yarattıö Stellungnahme. Im vergangenen Jahr destruktive Macht der globalen Finanzkrise ist eine Krise, aber die Größe der Produktion ist nach wie vor der Aufnahme der vollen Verständnis Zeitschriften, ein wichtiger Grund, dass gesagt wird, um auf nationalen Dimensionen.

Die Industrieproduktion in den Vereinigten Staaten in den letzten drei Monaten 3,6 Prozent, 4,4 Prozent Rückgang in İngiltere'dre wies darauf hin, dass die Analyse des Zusammenbruchs, abhängig von der Ausfuhr von Fertigerzeugnissen ist größer in Ländern betont. In diesem Zusammenhang ist der Rückgang im vierten Quartal von 6,8 Prozent in Deutschland, 21,7 Prozent in Taiwan und erreichte 12 Prozent in Japan ist schon bemerkenswert, dass die Zeitschrift, schrieb die folgenden:

"Industrie, Brasilien, Malaysia und der Türkei in Osteuropa, wie Abstürze. Tausende von Fabriken in China, wird aufgegeben. Arbeitnehmer, für das neue Jahr Häuser in den ländlichen Gebieten sind. Millionen nie wieder dönmedi.

Britischen Magazin, das Finanzsystem wieder aus der Regierung ist nun aufgefordert, die Unterstützung der Industrie durch die Angabe des "Branchen-Unterstützung ist ehrlich?" Frage mit "Nein" war die Antwort. Auf die Herausforderungen der Branche wieder Zeitschriften, hat die folgenden Ansichten:

"Die Regierungen, die gespeichert werden sollen, oder eines der Unternehmen der Branche wissen, was die richtige Größe? Entscheidung in dieser Frage gehört zu den Verbrauchern. Die sehr solide der Lobbyisten oder die intelligente der Industrie nicht nur Geld, wäre eine Verschwendung. Der Antrag für die Hilfe kann nicht helfen, aus der unglücklichen Sektor zu Sektor Glück Bereichen der Blasebalg, um nur in der Krise "

Read more...

The Economist: l'industrie des accidents en Turquie

Crise financière mondiale, a déclaré l'industrie est en train de créer la crise en Turquie a montré des exemples. Le magazine The Economist, la taille de la fabrication de la crise, l'accent n'est toujours pas entièrement compris "l'industrie, le Brésil, la Malaisie et la Turquie dans l'Europe de l'Est, tels que les écrasements. Affaire de milliers d'usines abandonnées en Chine ", écrivait-il.

Malgré cela, The Economist, la couverture du dernier numéro de l'industrie d'être secourus par les pouvoirs publics s'y opposent.

Prestigieux hebdomadaire The Economist, dans le dernier numéro de l'industrie manufacturière fait çöküşüö nu couverture. Magazine britannique, examine le problème de rédaction, la "crise financière a entraîné une crise industrielle yarattıö opinion. L'an dernier, la puissance destructrice de la crise financière mondiale est une crise, mais la taille de l'industrie manufacturière est encore l'enregistrement de la pleine compréhension des magazines, une raison importante qui plus est dit à apparaître sur les dimensions nationales.

La production industrielle aux Etats-Unis les trois derniers mois, 3,6 pour cent, 4,4 pour cent en baisse İngiltere'dre fait remarquer que l'analyse de l'effondrement, en fonction des exportations de produits manufacturés est plus grande dans les pays ont souligné. Dans ce contexte, la baisse du quatrième trimestre de 6,8 pour cent en Allemagne, 21,7 pour cent à Taïwan, pour atteindre 12 pour cent au Japon, est remarquable que le magazine, a écrit le texte suivant:

"L'industrie, le Brésil, la Malaisie et la Turquie dans l'Europe de l'Est, tels que les écrasements. Des milliers d'usines en Chine, est abandonnée. Les employés, pour la nouvelle année, les maisons de vacances dans les zones rurales ne sont plus là. Millions jamais retourné dönmedi.

Magazine britannique, le système financier de récupérer de la part du gouvernement est maintenant demandé de soutenir l'industrie en précisant le terme "industrie spécifique de soutien est honnête?" Question "non" était la réponse. Permanent sur les défis de l'industrie de récupérer les magazines, a exprimé l'opinion suivante:
"Les gouvernements, qui doivent être sauvegardés, ou l'une des sociétés de l'industrie de savoir ce que la bonne taille? Décision en la matière appartient aux consommateurs. Le son de la très lobbyiste ou le plus intelligent de l'industrie ne fait pas que donner de l'argent, serait une perte. La demande d'aide ne peuvent pas obtenir de l'aide de la malheureuse secteur à des domaines de la chance, les soufflets de se déplacer uniquement en crise "

Read more...

The Economist: Türkiye'de sanayi çöküyor

Küresel finansal krizin sanayi krizi yarattığı belirtilirken Türkiye de örnek gösterildi. The Economist dergisi, imalat krizinin büyüklüğünün hala tam anlaşılmadığını vurgularken “Sanayi, Brezilya, Malezya ve Türkiye’de gibi Doğu Avrupa’da da çöküyor. Çin’deki binlerce fabrika terk edilmiş durumda" diye yazdı.
Buna rağmen The Economist, son sayısının kapak konusu yaptığı imalat sanayinin hükümetlerce kurtarılmasına karşı çıktı.

Prestijli haftalık dergisi The Economist, son sayısında “İmalat sanayinin çöküşüö nü kapak yaptı. İngiliz dergisi, başyazısında sorunu değerlendirirken “Finansal kriz, bir sanayi krizi yarattıö görüşü dile getirdi. Finansal krizin yıkıcı küresel gücünün geçen yıl belli olduğunu ancak imalat krizinin büyüklüğünün hala tam anlaşılmadığını kaydeden dergi, bunun önemli bir nedeninin daha çok ulusal boyutta görünmesi olduğunu belirtti.

Sanayi üretiminin son üç ayda Amerika’da yüzde 3.6, İngiltere’dre ise yüzde 4.4 gerilediğine işaret edilen analizde çöküşün, imalat ürünleri ihracatına bağımlı ülkelerde daha büyük olduğu vurgulandı. Bu çerçevede dördüncü çeyrekteki düşüşün Almanya’da yüzde 6.8, Tayvan’da yüzde 21.7, Japonya’da ise yüzde 12’ye ulaştığına dikkat çeken dergi, şunları yazdı:

“Sanayi, Brezilya, Malezya ve Türkiye’de gibi doğu Avrupa’da da çöküyor. Çin’de binlerce fabrika, terk edilmiş durumda. İşçiler, yeni yıl tatili için kırsaldaki evlerine gitti. Milyonlarca hiçbir zaman geri dönmedi.ö
İngiliz dergisi, finansal sistemi kurtaran hükümetlerden şimdi sanayi de desteklenmesi istendiğini belirterek “Sanayiye özel bir destek sağlamak doğru mudur?" sorusuna “hayır" yanıtını verdi. Sanayinin kurtarılmasının zorlukları üzerinde duran dergi, şu görüşleri dile getirdi:

“Hükümetler, hangi şirketlerin kurtarılması gerektiğini veya herhangi bir sanayinin doğru büyüklüğünün ne olduğunu nasıl bilecek? Bu konudaki karara tüketicilere aittir. En çok ses çıkartan veya en zeki lobicileri olan sanayilere para vermek adil olmaz, israf olur. Talebi, yardım alamayan talihsiz sektörden yardım alan talihli sektöre kaydırmak sadece bunalımı körükler"

Read more...

Bourse déclin dans l'histoire américaine

Bourse déclin dans l'histoire américaine

Perte de sang en cours aux États-Unis, l'indice Dow Jones hier, le niveau le plus bas depuis l'année dernière, en baisse de 6.

Dow Jones, le 7 mille 466 points de pertes de 1h19 pour cent terminé, le S & P 500 a diminué 1,2 pour cent à 779, le Nasdaq a perdu 1,71 pour cent à 1443 points vers le bas.

Dow Jones 12 Mars 2003, la dernière baisse a été de 7 mille 416 points.

HP profit des estimations pour le marché boursier a connu une baisse au cours de la prochaine carte de crédit dette pour abaisser le taux d'augmentation ne peut pas payer l'efficacité de la pression a été créé.

Read more...

Börse Rückgang in der Geschichte der USA

Laufende Blutverlust in den USA, der Dow Jones gestern den niedrigsten Stand seit dem letzten Jahr um 6.

Dow Jones am 7. Tausend 466 Punkte Verluste von 1.19 Prozent, wird der S & P 500-Index sank 1,2 Prozent auf 779, der Nasdaq verlor 1,71 Prozent auf 1443 Punkte nach unten.

Dow Jones 12 März 2003, die jüngsten Rückgang bis zu 7 Tausend 416 Punkte.

HP-Gewinn-Schätzungen für die Börse mit einem Rückgang in den nächsten Kreditkarte Schulden, um die für die Erhöhung nicht zahlen kann die effektive Druck wurde erstellt.

Read more...

Merkez`in indirimi doları yükseltti

Merkez Bankası'nın dün yaptığı beklentilerin ötesindeki 1.5puanlık indirim dolar tarafında hareket yarattı.

Uzmanlar, Merkez Bankası açıklamasındaki indirimlerin devam edeceği yönündeki sinyalin de kurların yükselmesinde önemli olduğunu belirtiyor.

Faizde tarihi dip

Dün serbest piyasa kapanışında 1.6770 TL olan dolar kuru bugün bankalararası piyasadaki ilk işlemlerin ardından 1.7020 TL'ye çıktı. Dolar böylece son 3 ayın zirvesindeki seviyesini bir kez daha test etmiş oldu.

Henüz iki gün önce 1.7045'e kadar yükselen dolar 20 Kasım 2008'de de serbest piyasa verilerine göre 1.7150 TL'ye kadar çıkmıştı.

1.72'Yİ GÖREBİLİRİZ

Alternatifbank ekonomisti Serdar Şenol, dolarda yukarı eğilimin bir miktar daha devam edebileceğini belirterek, 1.72'yi görebiliriz dedi.

Goldman Sachs'dan yapılan değerlendirmede, faizin yıl ortasına kadar yüzde 10 seviyesine çekilmesi beklendiği ifade edildi. Faiz indiriminin ardından TL'nin üzerinde güçlü bir baskı oluşacağını öngören Goldman Sahcs, önümüzdeki 3, 6, 12 ay için Dolar/TL kuru tahminlerini 1.75, 1.80 ve 1.85 TL olarak vurguladı.

MERKEZ DÜN NE YAPTI?

Merkez Bankası piyasada 0.50 puan olan beklentilerin aksine 1.5 puanlık bir faiz indirimi yaparak faizleri yüzde 11.5'e çekti. Faizler böylece tarihin en düşük seviyesine geriledi.

MB'den yapılan açıklamada, bu indirime gerekçe olarak, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacak olması ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların sürmesinin beklenmesi gösterildi

Read more...

ABD borsalarında tarihi düşüş!!!

ABD'de devam eden kan kaybı, Dow Jones'u dün itibariyle son 6 yılın en düşük seviyesine indirdi.

Dow Jones günü yüzde 1.19 kayıpla 7 bin 466 puandan tamamlarken, S&P 500 Endeksi yüzde 1.2 düşüşle 779, Nasdaq da yüzde 1.71 kayıpla 1443 puana indi.

Dow Jones en son 12 Mart 2003'te 7 bin 416 puana kadar gerilemişti.

Borsalarda yaşanan düşüşte HP'nin kar tahminlerini düşürmesinin yanında kredi kartı borçlarını ödeyemeyenlerin oranının artmasının yarattığı baskı etkili oldu.

Read more...

Doğan Holding`e ceza mahkemelik oluyor

Doğan Yayın Holding, Maliye Bakanlığı'nın kestiği rekor cezaiçin mahkemeye gidiyor.

826 milyon liralık cezanın haksız olduğunu söyleyen Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik, uygulamaya üç temel noktada itiraz ettiklerini söyledi, uygulamada vahim hatalar var dedi.

Doğan Yayın Holding'e kesilen 826 milyon liralık rekor ceza, holding tarafından mahkemeye götürülüyor. Maliye'nin iddialarının vahim mevzuat hataları içerdiğini açıklayan Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik, uygulamaya üç temel noktada itiraz etiklerini söyledi.

Bu itirazlardan ilki Maliye'nin Axel Springer'e hisse senedi satışı 2 Ocak 2007'de değil 26 Aralık 2006'da gerçekleşti iddiası.

Soner Gedik, Maliye'nin bu iddiasının Türk Ticaret Kanunu'nun 416. maddesi ile çeliştiğini ifade ediyor.

Bu maddeye göre görüşmeler ne zaman başlarsa başlasın hisse senedi devrinin resmen tamamlanabilmesi için hisselerin ciro edilmesi, teslim edilmesi ve pay defterine yazılması lazım.

Soner Gedik bu işlemlerin 2 Ocak tarihinde yapıldığını, Axel Springer'in da 375 milyon euroluk ödemeyi bu tarihte yaptığını söyledi.

Doğan Yayın Holding'in rapora ikinci itirazı ise hisse satışına KDV uygulanması.

Çünkü Katma Değer Vergisi kanunun 17. maddesinin 4. fıkrasının G bendine göre hisse senedi işlemleri KDV uygulamasından muaf.

Gedik bugüne dek Türkiye'de 128 milyar dolarlık hisse devri gerçekleştiğini ve sadece Doğan Yayın Holding'in hisse devrinde KDV uygulandığını söyledi, bu büyük bir usulsüzlük dedi.

Holding'in ceza içeren rapora üçüncü itirazı ise faiz ve kur farkının gider olarak göseterilmesine Maliye'nin usulsüz demesi. Çünkü, Doğan Grubu'nun elinde işlem yapılmadan önce Maliye'den alınan uygun belgesi var.

İşte bu itirazlar kısa süre sonra vergi mahkemesinde hakim önüne götürülecek. Doğan Grubu dava açarak bize karşı usulsüzlük yapıldı diyecek.

DOGAN HOLDİNG'TEN SON AÇIKLAMA

Doğan Yayın Holding, yaptığı son açıklama ile Bunun siyasi ortamdan tetiklenen bir inceleme olduğu konusunda ciddi şüphelerimiz vardır. Bu şüpheyi besleyen bizzat sayın Başbakan'ın gerek parti kongrelerinde, gerek siyasi mitinglerde dile getirdiği Doğan Grubu'na yönelik suçlamaları ve ithamlarıdır denildi.

Doğan Grubu'nun 24 bini aşkın çalışanı bulunduğu ve her türlü hesabı şeffaf ve uluslararası denetimden geçen bir varlık olduğu kaydedilen açıklamada, Bu değere siyasi nedenlerle zarar vermek ülkeye hizmet değil, basit ve önyargılı duygulara teslim olmaktır ifadesine yer verildi.

Doğan Yayın Holding'in açıklaması şöyle:

Ülkemizin köklü kurumlarından biri olan Doğan Grubu, yıllardır Türkiye'ye hizmet etmekte ve ülkemizin büyük vergi mükelleflerinden biri olarak, bu hükümet dönemi dahil sürekli takdire mazhar olmaktadır.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin özellikle 2007 seçimlerinden sonraki iktidar döneminde, Gruba yönelik siyasi itham ve suçlamalara paralel olarak bürokratik baskı ve engellerin de arttığı görülmektedir. Son bir yıldır şirketlerimizde sürekli inceleme yapılmaktadır.

Bu incelemelerin sektör veya konu incelemesi olup olmadığı, bir sektördeki tüm şirketleri kapsayıp kapsamadığı, eğer konu incelemesi ise aynı konuda faaliyet gösteren diğer şirketlerin de inceleme kapsamında olup olmadığı belli değildir.

Köklü bir geleneği olan Maliye Bakanlığı'mızın tarihinde bir gruba ait 7 şirketin aynı anda beş yılının 40 küsur vergi inceleme elemanı ile 11 aydır incelendiği görülmemiştir. Bunun siyasi ortamdan tetiklenen bir inceleme olduğu konusunda ciddi şüphelerimiz vardır.

Bu şüpheyi besleyen bizzat sayın Başbakan'ın gerek parti kongrelerinde, gerek siyasi mitinglerde dile getirdiği Doğan Grubu'na yönelik suçlamaları ve ithamlarıdır.

Bu haksız saldırılar ve AKP iktidarının başvurduğu yıldırma ve yok etme kampanyası karşısında kamuoyumuza bir kez daha sesleniyoruz:

1- Doğan Grubu bir siyasi parti değildir. Ne bir siyasi partinin rakibi ne de yandaşıyız. Grup medyasının iktidar ya da muhalefet partileri ile hiçbir bağı ve bağlantısı yoktur. İktidarı da muhalefeti de yeri geldiğinde çekinmeden eleştiri hakkını hiçbir kısıtlama olmadan kullanır. Bunun en yakın örneği CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sevigen ile ilgili iddiaların grubumuz gazetelerinden biri tarafından ortaya çıkarılmasıdır.

2- Doğan Grubu medyası bu ülkede bağımsız ve tarafsız gazeteciliğin temsilcisidir. 60 yıldır bu kimliği ile her kesimden kaynaklanan yolsuzluklarla mücadele etmeyi bir görev bilmiştir. Ülkemiz demokrasisinin sağlam temeller üzerinde gelişmesi için üstüne düşen tüm sorumlulukları yerine getirmiş ve karşılaştığı tüm zorluklara göğüs germiştir.

3- Doğan Grubu hiçbir zaman ve hiçbir koşulda özel bir imtiyaz ve ayrıcalık peşinde olmamış, devletten sadece adalet ve eşitlik talep etmiştir.

4- Doğan Grubu, bünyesinde 24.000'i aşkın insana istihdam sağlayan, başta küçük yatırımcıları ve yabancı ortakları olmak üzere ülke ekonomisine önemli katkıları bulunan, her türlü hesabı şeffaf ve uluslararası denetimden geçen bir varlıktır. Bu değere siyasi nedenlerle zarar vermek ülkeye hizmet değil, basit ve önyargılı duygulara teslim olmaktır.

5- Doğan Grubu'nun her şirketi en ince hesabına kadar incelemeye açıktır. Her bir kuruşun hesabı verilir. Ancak otoriter bir siyasi güce karşı mücadele etmenin zorluğu da açıktır. Bu ülkede yatırım yapan, istihdam sağlayan, vergisini ödeyen tüm kurum ve kişilerin de yapılan haksızlıklara dur deme zamanı gelmiştir.

6- Doğan Grubu demokrasinin erdemine ve hukukun üstünlüğüne inanmakta ve en büyük güvencesini bağımsız yargıdan almaktadır.

Sonuç olarak ; Doğan Grubu sadece ve sadece adalet, hakkaniyet ve eşitlik peşindedir.

Maliye Bakanlığı ve çalışanlarıyla hiçbir sorunumuz yok

Doğan Yayın Holding'den yapılan açıklamada başka bir açıklamada ise Doğan Grubu'nun, ülke çıkarları için çalışan Maliye Bakanlığı ve bakanlığın özveriyle görev yapan binlerce çalışanı ile hiçbir sorunu olmadığı ve olamayacağı bildirildi.

Doğan Yayın Holding'in yazılı açıklamasında, Doğan Grubu'nun Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır ilkesine gönülden inandığı vurgulanarak şu hususlara yer verildi:

Doğan Grubu'nun, ülke çıkarları için çalışan Maliye Bakanlığı ve bakanlığın özveriyle görev yapan binlerce çalışanı ile hiçbir sorunu yoktur, olamaz. Onlar ülkemizin gelişmesi için her türlü gayret ve fedakarlığı yapmaktadır.

Doğan Grubu'nun kuşkusuz denetim görevlilerinin yasalarla belirlenmiş görev alanlarına müdahale etme yetkisi bulunmamaktadır. Ve son olarak ülke çıkarları için görev yaptıklarına inandığımız Maliye Bakanlığı ve çalışanlarını incitmek gibi bir niyetimiz de kesinlikle olamaz. Ancak, gösterilen tüm belgelere ve ilgili kanunların amir hükümlerine rağmen, grubumuzun ve yöneticilerinin itibarlarını yerle bir etmeyi amaçlayan, ölçeği itibarıyla eşine daha önce rastlanmamış bir ceza öngören bu vergi denetim raporuna tepki göstermemiz de doğaldır.

Bu raporun, Türkiye'de özgür basının sesini kısmayı amaçlayan ve Hükümet tarafından oluşturulan siyasi bir projenin parçası olduğu açıktır. Çünkü, Doğan Yayın Holding'in Maliye Bakanlığı çalışanlarını rencide ettiğini anladığımız açıklamasının yayınlamasına yol açan rapordaki iddialar, bizim açımızdan hukuki olarak temelsizdir. Bağımsız Türk mahkemelerinin en adaletli kararı vereceğine inancımız tamdır...

Read more...

German - Türkei, USA und Europa gefährdet

19 Şubat 2009 Perşembe

Schritte in Osteuropa nach der Wellen Flucht aus dem Risiko der Insolvenz des Landes, die die Gefahr der Ausbreitung CDS hat explodierte an einem Tag. Die Verbreitung bezieht sich auf die Differenz in der Türkei die Gefahr, die Krise in den USA und europäischen Ländern, auch der Bauch mehr als verdoppelt.

Osteuropa und den neuen Hinweis auf den Grund der industriellen Produktion mit Rabatten ab Anfang der Woche zu entkommen Ihre Augen, und was das nächste Opfer des Landes, nicht die Rückkehr zu mehr Risiko. Wichtig für globale Investoren, wie viel von diesem Land Risiko-Kriterien zu Beginn der nächsten.

Land Risikoversicherung für die Anleger gegen die Möglichkeit einer möglichen Konkurs können die CDs als US-Staatsanleihen mit dem Indikator für die Differenz zwischen der Anleihen wird auf den Unterschied. Spread Unterschied, wie viel Sie erhöhen das Land das Risiko erhöht.

Schließlich, in den osteuropäischen Währungen am Montag und Dienstag im Anschluss an eine harte Verluste, und diese Welle von Ländern aus der Region und in der Währung des TL und die Börse hat die Türkei weit verbreitet CDS.

Währung Forint seit Anfang des Jahres, rund 13 Prozent für die Ungarn verloren die 5-Jahres-CDS-Spread von Anleihen in Schritten von 24 Basispunkten auf 565 Basispunkte erhöht, der Türkei und Polen die CDS-Spread für einen Tag, hat 23 Basispunkte. Spread von 20 Basispunkten Unterschied in Russland um 766 Basispunkte erhöht, während es in Rumänien auch bis 765 Basispunkte.

Nach den jüngsten Daten, die Türkei 5-Jahres-CDS Bloomberg'ün Bindungen zwischen der US-Staatsanleihen mit 512 Basispunkte gestern, sich die Differenz. Am selben Tag im letzten Jahr die türkische CDS'lerinin verteilt wurde nur 230 Basispunkte. Am selben Tag den USA im vergangenen Jahr, den Unterschied in der 5-Jahres-CDS-Spread der Anleihe beträgt 15 Basispunkte auf rund. Globalen Märkten und den harten Verlust von Kara Oktober die türkische Anleihen CDS-Spread von 300 Basispunkten von 850 Basispunkte Differenz wurde wirft.

Selbst Länder, die sich nicht berühren ein geringes Risiko

Interessante Seite des Unternehmens sie nicht über die Krise in der Türkei am Ball spreadlerinin CDS-Krise, und viele der wichtigsten Zentrum der Entwicklungsländer von den CDS-Markt ist ein noch viel spreadlerinden. Also die Türkei, dass die Krise auf die USA und den meisten europäischen Ländern ist der Markt hat eine Laufzeit Brüder in Brasilien scheint noch riskant. Wie gestern von der britischen CDS'lerinin auf 175, die Vereinigten Staaten 94, Brasilien war die Grundlage 393,5 Punkte. Japan CDs verteilt 120,7 Basispunkte gestern, in Deutschland ist 77,5 Basispunkte. Island am Rande des Bankrotts nach Irland behauptete, dass die Differenz mit der Verbreitung des britischen 175, Frankreich 84,5 und 198,4 Basispunkte, wie von Italien statt. 512 Basispunkte Spread ist die Differenz in der Türkei mit diesem Bild ist der höchste Kosten der Versicherung, das war die riskanteste Märkte.

Risk-Based-Banking wächst in der Golfregion

Nach Angaben der Anleihen im Januar Markit'in CDS Verbreitung Unterschied ist, es liegt an der Gefahr der fortschrittlichsten Länder in die prozentuale Differenz 330'a sich in Schritten 95'lik war Südafrika. Türkei ist das Risiko 73 Prozent mehr im Januar und die Ausbreitung der Unterschied auf bis zu 378 Basispunkten erreicht wurde. Januar bis Ende dieser Woche, die türkische CDS-Spread der Anleihen für mehr als 100 Punkte ein Unterschied war werfen.

Brasilien am 13. Februar auf 372 Basispunkte diese Zahl, mit dem IWF im vergangenen Jahr 25,5 Milliarden US-Dollar-Fonds für die Unterstützung und das Verständnis in der letzten Periode, in der harten Währung Forint Aufmerksamkeit zu Blutverlust, für die Ungarn war 530 Basispunkte.

Laut Bloomberg-Daten und die Deutsche Bank, Südkorea CDs Verbreitung von Anleihen 375 Basispunkte Unterschied, Mexiko's 410 Basispunkte, 380 Basispunkte in Polen, Russland war die 735 Basispunkte. Entwicklung des Marktes als die Bindung zwischen der türkischen CDS-Spread ist die Differenz nur für die Ukraine und Anleihen wurden Venezüella'ya.

Spread Differenz der Ukraine 3216, 2581 Basispunkte und war Venezüella'nınki.
Rating-Agenturen am 17. Dezember auf den Bankensektor Credit Fitch'in nicht zum Verkauf in den Golf-Staaten verstärken ihre Gefahr. Trotz der Zunahme der Verbreitung Unterschied in diesem Land immer noch einen höheren Spread aus der Türkei in die Differenz weniger riskant.

Nach den Daten am Anfang der Monate Moody's'in CMA Datavision'ın Land Gutschrift wird auf negativ stabil 23 Januar Bahreyn'in CDS'lerinin Ausbreitung von 474 Basispunkte Differenz zwischen dem Golf-Länder, der Rekord wurde gebrochen. 283 mit der gleichen Zeit Abu Dabi'nin CDS verteilt auf höchstem Niveau. Katar und Saudi-Arabien, die sich auf rund 278 bis 267 Basispunkte

Read more...

Eng - Turkey, U.S. and Europe from the risky

Started in Eastern Europe after the waves escape from the risks of bankruptcy of the country, showing the risk of CDS spread has exploded in a day. The spread refers to the difference in Turkey's risk, the crisis in the United States and European countries, even the belly more than doubled.

Eastern Europe and the new note to the bottom of industrial production with discounts starting at the beginning of the week to escape your eyes, and what the next victim of the country failed to return to more risk. Important for global investors, how much of that country-risk criteria at the beginning of the coming.

Country risk insurance to investors against the possibility of a potential bankruptcy allows the CDS as U.S. Treasury bonds with the indicator on the spread between the bonds is calculated on the difference. Spread difference how much you raise, the country's risk is increased.

Finally, in the Eastern European currencies on Monday and Tuesday in the wake of a tough loss, and this wave of countries from the region and in the currency of the TL and the stock market has affected Turkey's throw CDS spread.

Forint currency since the beginning of the year, approximately 13 per cent for Hungary lost the 5-year CDS spread of bonds in increments of 24 basis points to 565 basis points increase, Turkey and Poland's CDS spread for a day, has expanded 23 basis points. Spread of 20 basis points difference in Russia increased by 766 basis points increase, while in Romania also up 765 basis points.

According to recent data, Turkey's 5-year CDS Bloomberg'ün bonds between the U.S. Treasury bonds with 512 basis points yesterday to spread up the difference. On the same day last year the Turkish CDS'lerinin spread level was only 230 basis points. The same day the U.S. last year, the difference in the 5-year CDS spread of the bonds is 15 basis points was around. Global markets and the tough loss of Kara October the Turkish bonds CDS spread of 300 basis points from 850 basis points difference level was throwing up.

Even countries that do not touch a low risk

Interesting side of the business they did not discuss the crisis in Turkey's touch spreadlerinin CDS crisis and many of the main center of the developing countries of the CDS market is a lot even spreadlerinden. So Turkey, the crisis that hit the U.S. and most European countries the market has accepted a term brothers in Brazil seems even more risky. As of yesterday the British CDS'lerinin spread 175, the United States 94, Brazil's was the 393.5 basis points. Japan's CDS spread 120.7 basis points yesterday, Germany's is 77.5 basis points. Iceland on the verge of bankruptcy after Ireland claimed to be the difference with the spread of the UK 175, France's 84.5, and 198.4 basis points as of Italy took place. 512 basis points spread is the difference in Turkey with this picture is the highest cost of insurance, that was the riskiest markets.

Risk-based banking is growing in the Gulf

According to the data of the bonds in January Markit'in CDS spread difference is it's up to the risk of the most progressive countries in the percentage difference 330'a spread out in increments 95'lik was South Africa. Turkey's risk is 73 percent more in January and spread the difference increased up to 378 basis points was reached. January until the end of this week, the Turkish CDS spread of the bonds for more than 100 points a difference was throwing.

Brazil on February 13 to 372 basis points this figure, with the IMF last year, a $ 25.5 billion fund for assistance and understanding in the last period in the hard currency Forint attention to blood loss, for which Hungary was 530 basis points.

According to Bloomberg and Deutsche Bank data, South Korea's CDS spread of bonds 375 basis points difference, Mexico's 410 basis points, 380 basis points in Poland, Russia's was the 735 basis points. Developing the market than the bond between the Turkish CDS spread is the difference only for Ukraine and bonds were Venezüella'ya.

Spread difference of Ukraine 3216, 2581 basis points and was Venezüella'nınki.
Credit rating agencies on December 17 on the banking sector credit Fitch'in not go on sale in the Gulf countries are increasing their risk. However, despite the increase in spread difference in this country still has a higher spread from Turkey to the difference seems less risky.

According to the data at the beginning of months Moody's'in CMA Datavision'ın country credit note is reduced to negative from stable 23 on January Bahreyn'in CDS'lerinin spread of 474 basis points difference between the Gulf countries, the record was broken. 283 with the same time Abu Dabi'nin CDS spread out to the highest level. Qatar and Saudi Arabia, while the spread was around 278 to 267 basis points.

Read more...

Piyasalarda riskten kaçış başladı

18 Şubat 2009 Çarşamba

Sanayi üretimi dip yapıp kredi notları tehlikeye girince Doğu Avrupalı gelişen piyasalardan kaçış başladı. Yatırımcıya kucak açan altının ons fiyatı 960 doları geçti. Risk dalgası Türkiye'yi de vurabilir. Bölgede trilyonlarca dolarlık pozisyonu olan Batılı bankaların kredi notları ise tehlikede.

Sıla ÖZÇELİK / REFERANS GAZETESİ

Kriz zırhlarını kuşanan ABD ve Avrupa bir türlü toparlanma gösteremeyince 2009'da sert çakılma yaşaması beklenen gelişmekte olan piyasalar da topun ağzına geldi. ABD ve Euro Bölgesi'nin resesyona girmesi nedeniyle para birimlerindeki kayıpları ihracat fırsatına dönüştüremeyen gelişmekte olan piyasalarda yeni bir riskten kaçış dalgası başladı.

Kaçışın ilk adresi ise dipteki sanayi verileri, euro ve dolar karşısında rekor kayıplar yaşayan para birimleri ve yeni kredi notu indirimlerinin beklendiği gelişmekte olan piyasaların en kırılgan ayağı olan Doğu Avrupa oldu. Aralarında Macaristan, Polonya ve Ukrayna'nın da bulunduğu bölge ülkelerinin para birimlerinde ikinci günde de devam eden değer kaybı karşısında maliyeti artan dış borçların döndürülemeyeceğine ilişkin endişeler alevlendi.

Geçen hafta kredi derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından kredi notu düşürülen Ukrayna'nın pazartesi günü de Standard&Poor's'dan (S&P) aldığı Biz de notunuzu düşürebiliriz mesajının ardından gelişen piyasaların kredi notlarına ilişkin kaygı arttı, bu piyasalardan kaçış hız kazandı. Piyasalar ise Moodys'in Doğu Avrupa ekonomilerinin Avrupa bankacılık sektörü için risk teşkil ettiğine ilişkin açıklamaları ile dip yaptı. İngiliz FTSE 100 endeksi yüzde 2,51 düşerken, Alman DAX endeksi yüzde 2,92, Fransız CAC 40 endeksi de yüzde 2,72 kan kaybetti.

TL 3 ayın dibinde altın 960 doları geçti

Gelişmekte olan piyasaların para birimlerindeki değer kayıpları ise Türk Lirası'na da bulaştı. İçeride dolar/TL paritesi 1.6850 ile 3 ayın zirvesine çıktı, yani gelişmekte olan piyasaların para birimleri adeta kan banyosu yaptı. Doğu Avrupa'dan gelen kötü sinyallere Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) faiz indirimine gideceği beklentileri de eklenince euro da riskten kaçma dalgasından nasibini aldı. Euro/dolar paritesi gün içinde 1.2602 seviyelerine kadar geriledi ve aralık ayından bu yanaki en dip seviyesini gördü. Uzmanlar ise küresel yatırımcının artık riskli gördüğü Doğu Avrupa'dan çıkmaya başladığına ve sermayelerini yeniden batı piyasalarına yönlendirdiğine dikkat çekiyor. Yatırımcının güvenli limanı kabul edilen altının fiyatı ise gelişen piyasalardan çıkan yatırımcının ilgisi ile ons başına 961.80 dolar seviyesine çıkarak 2009 zirvesini buldu.

Referans'a konuşan Finansbank ekonomistlerinden İnan Demir'e göre Doğu Avrupa ekonomileri ile birebir benzerliği olmamasına karşın Türkiye bu bölgedeki risk algısından etkilenecek. Türkiye'nin bankacılık sektörünün bu bölge ülkelerine kıysala daha sağlam olduğunu ve Doğu Avrupa ekonomileri ile paralellik kurmanın kolay olmadığını belirten Demir, cari açık ve reel sektördeki açık döviz pozisyonları açısından bakıldığında benzerlikler görüldüğüne dikkat çekiyor.

Macaristan, IMF ile yaptığı anlaşmaya rağmen riskten kaçış dalgasından korunabilmiş değil. IMF ile varılacak bir anlaşmanın Türkiye'yi benzer dalgalardan koruyup korumayacağına ilişkin bir soruya IMF ile anlaşma piyasa dalgalarından korumaz ancak reel sektöre güven verir şeklinde cevap veren Demir, son dönemde bankacılık kesiminin bütçe dengelerinden olumsuz sinyaller geldiğine, reel ekonominin de bundan etkilenmeye başladığına dikkat çekti.

Euro Macar Forinti karşısında tarihi zirvede

Aralarında geçen sene IMF'den 25.5 milyar dolar yardım almak için anlaşan Macaristan ile Polonya'nın da bulunduğu bölge ekonomisinden sanayiye ilişkin gelen veriler resmen dipte. Macaristan'da sanayi üretimi 1991 yılından bu yanaki en hızlı düşüşünü yaşıyor. Hükümetin ajandasında ise yeni vergi indirimi planları var. Üretimin aralık ayında yüzde 23,3 oranında çakıldığı Macar ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 civarında daralması bekleniyor. Polonya'da ise üretim son 17 yılın dibinde. Polonya'da ise üretim aralıkta yüzde 4,4 geriledikten sonra ocak ayında yüzde 11,7 civarında düşebilir. 2008'in son çeyreğinde ise ülkede ekonomik büyüme yüzde 1 ile son 10 yılın en kötü seviyesine inmişti. Para birimleri de euro ve dolar karşısında rekor kayıplarda.

İki gündür kan kaybeden Macar forinti dün euro karşısında yüzde 1 gerileyerek 309 seviyesine kadar indi. Euro böylece forint karşısında tarihi zirve yaptı. Forintin sene başından bu yanaki kan kaybı ise yüzde 12,6. Polonya'nın para birimi zloti de son 5 yılın dibini buldu. Zloti dün euro karşısında yüzde 2 düşerek 4,90'a kadar geriledi. Dün yeni bir kredi notu uyarısı ile karşı karşıya kalan Ukrayna'da ise para birimi son 6 ay içinde dolar karşısında yarı yarıya değer kaybetti.

İşin ucu dev bankalara da dokunacak

Aralarında UniCredit, Erste Group ve Raiffeisen International gibi isimlerin de bulunduğu dev bankalar kısa bir süre öncesine kadar hızlı büyüme potansiyeli gördükleri Doğu Avrupa bankacılık pazarında yüklü pozisyonlar almaya başlamıştı. Doğu Avrupa'da başlayan riskten kaçışın ucu gelişmekte olan piyasaların dışında şimdi bu Avrupalı bankalara da dokunuyor. Moodys'in dün yaptığı açıklamaya göre gelişmekte olan Avrupa ülkelerinde yaşanan derin resesyon bazı batılı bankaların kredi notları üzerinde de baskı yaratacak. İnan Demir'e göre Avrupa bankacılık sektörünü, özellikle de bölgede önemli bir varlığı bulunan İtalyan ve Avusturyalı bankaları yakından takip etmek gerekiyor.

Şimdiden bazı bankalar bu bölgedeki pozisyonları nedeniyle sıkıntıya düşmeye başladı bile. Alman Commerzbank'ın bölge ülkelerinde faaliyet gösteren birimi BRE Bank bu ay son 4 yıl içindeki en düşük net kârını açıkladı. Portföyünün yüzde 5 ila 8'i arasında bir bölümü Polonyalı bankaların elinde olan Bank Millenium ise dördüncü çeyrekteki zararını 152.1 milyon zloti olarak açıkladı. ABD'li Citigroup'a ait olan Bank Handlowy ise aynı dönemde 147 milyon zloti zarar yazdı.

Komünizmin çöküşünün ardından bankacılık sektörlerini bu ülkelere açan Avrupalı bankaların bu piyasalarda ABD'ye kıyasla daha fazla pozisyonu bulunuyor, bu da zaten zor durumdaki Avrupa bankacılık sektörü için yeni bir risk. BIS'in raporuna göre Avrupalı bankaların en büyük pozisyonu 276 milyar dolar ile Polonya'da, 215 bin dolar ile Rusya'da, 145 bin dolar ile Macaristan'da, 133 bin dolar ile Türkiye'de bulunuyor.

Read more...

`Ev yanıyor, itfayeciler gibi çalışmalıyız`

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünya ekonomisine dair iyimser düşüncelere sahip olmadığını belirtti.

Bir radyo programına katılan Strauss-Kahn, ulusal ekonomik teşvik paketlerinin daha güçlü olması gerektiğini vurguladı. Dominique Strauss-Kahn, bankalar da bulunan sorunlu varlıklara yönelik olarak da gelecekte bu tür sorunlarla karşılaşmamak için daha katı kuralların getirilmesi gerektiğini ifade etti. Strauss-Kahn, bugün global evin yanmakta olduğunu ve itfayeciler gibi çalışmak zorunda olduklarını söyledi.

Bankalar temizlenemiyor

Başkan Dominique Strauss-Kahn konuşmasında bankaların bilançolarındaki tahribatı temizleme çalışmalarının yeterince hızlı ilerlemediğinin de altını çizdi. Strauss-Kahn “Bankaların bilançolarını temizleme çalışmaları tamamlanmalı. Bu iş yeterince hızlı yapılmıyor” uyarısında da bulundu.

Strauss-Kahn ayrıca global kriz karşısında ülkelerin ekonomilerini toparlayabilmek için art arda almaya çalıştıkları ulusal çözümlerin yetersiz kaldığının belli olduğunu ve hükümetler arasında daha iyi koordinasyon sağlanması gerektiğini belirtti

Read more...

Kriz önlemleri paketinin 9 maddesine kabul

TBMM Genel Kurulu'nda, ekonomik krizi önlemeye ilişkindüzenlemeleri içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 1. bölümünde yer alan 9 maddesi kabul edildi.

Genel Kurul'da verilen önergeler doğrultusunda kabul edilen 9 maddeye göre, 2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma ödeneği için yapılan başvurularla sınırlı olmak üzere, kısa çalışma için öngörülen azami 3 aylık süre, 6 ay olarak uygulanacak.

Kısa çalışma ödeneği miktarı da yüzde 50 oranında artırılarak ödenecek. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmeyecek. Bu madde kapsamında uygunluk tespiti yapılmış olan başvurular için kısa çalışma süresi, işverenin talebi doğrultusunda uzatılacak.

Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce uygunluk tespiti yapılan kısa çalışma ödeneği başvurularında süre, işverenin talebi halinde aynı şartlarla ve 6 ayı aşmamak kaydıyla uzatılacak. Bu maddede öngörülen ödenek miktarı aynı kalmak kaydıyla kısa çalışma ödeneği süresinin 6 ay daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Ancak bu dönemde kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirtilen işsizlik ödeneği süresinden düşülecek.

Sağlık hizmeti sunucuları, sundukları hizmetlere ilişkin bir ay içinde düzenledikleri fatura ve ekindeki belgeleri, izleyen ayın 15'ine kadar Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) teslim edecekler. Fatura teslim tarihi süresi içinde teslim edilen faturalar için teslim edildiği ayın 15. günü, süresi içinde teslim edilmeyen faturalar için ise teslim edildiği ayı takip eden ayın 15. günü olarak kabul edilecek.

Fatura bedelinin tamamı, fatura teslim tarihinden itibaren 60 gün içinde sağlık hizmeti sunucularına avans olarak ödenecek. Fatura ve ekindeki belgeler üzerindeki incelemeler, teslim tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde tamamlanarak, avans hesabı kapatılacak.

Sigortalılığın sona ermesi

Sigortalılığı sona eren kişileri kanunda belirtilen süre içinde SGK'ya bildirmeyenlere, her bir sigortalı ve sandık iştirakçisi için asgari ücret tutarında idari para cezası verilecek.

Kanunla, kuruma yapılan bildirimlere ilişkin de yeni bir düzenlemeye gidilecek. İşverenler, işçi giriş ve çıkış bildirimini, SGK'ya verecek. Bildirimin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilme zorunluluğu ise kaldırılacak.

Sendikaların yetki başvurusu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde, kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alacak. Böylece çoğunluk tespiti; Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bildirimler üzerinden yapılacak.

Özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işlerini kurmaları, özürlülerin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojilerine ilişkin projelerine kamu kurum ve kuruluşların vereceği destekte, proje bedelinin yüzde 50'si sınırlaması bundan böyle uygulanmayacak.

Maliye Bakanlığı; tevkifat yapacaklardan 10 ve daha az hizmet erbabı çalıştıranlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanlara ilişkin olarak beyanname verme süresinden itibaren 3 ayı geçmeyecek şekilde, ödeme zamanını belirleyecek. Kabul edilen bir önergeyle AR-GE personelinin istihdam maliyetinin düşürülmesini öngören düzenlemeye gidildi.

Buna göre, 31 Aralık 2013 tarihine kadar AR-GE ve destek personelinin çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, hesaplanan gelir vergisinin doktorasını yapanlar için yüzde 90'ı, diğerleri için yüzde 80'i, verilecek muhtasar beyannamesi üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilecek.

Ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın artırılması ve bölgeler arası gelişmişlik düzeyi farkının en aza indirilmesi ve sektörel olarak da kümelenme olgusunun öne çıkartılarak yatırımların teşvik edilmesine yönelik indirimli kurumlar vergisi oranı uygulamasına imkan tanınacak.

İndirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanacak yatırımlar, teşvik belgesine bağlanacak. Bu yatırımlardan elde edilen kazançlar; yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar, indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacak.

İller gruplandırılacak

Bakanlar Kurulu; istatistiki bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir ve sosya-ekonomik gelişmişlik düzeyini dikkate alarak illeri gruplandırmaya ve gruplar itibariyle teşvik edilecek sektörleri ve bunlara ilişkin yatırım, istihdam büyüklüklerini belirlemeye yetkili olacak.

Her bir il grubu için yatırıma katkı oranının yüzde 25'i, yatırım tutarı 50 milyon lirayı aşan büyük ölçekli yatırımlarda ise yüzde 45'i geçmemek üzere belirlemek ve kurumlar vergisi oranında yüzde 90'a kadar indirimli uygulatmak da Bakanlar Kurulunun yetkileri arasında yer alacak.

Bakanlar Kurulu ayrıca, yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, kullanılmış makine, yedek parça, yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını, ayrı ayrı veya topluca sınırlandırabilecek.

Yatırıma katkı ve vergi oranı farklı illerde aynı mükellef tarafından yapılan yatırımlarda, toplam yatırımın her bir ile isabet eden oranına göre, ilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranı uygulanacak.

Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanacak. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda durumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanmasıyla belirlenecek.

Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarlarıyla dikkate alınacak. İndirimli oran uygulamasına, yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanacak...

Read more...

787 milyar dolarlık pakete onay

ABD Başkanı Barack Obama, ağırlıklı olarak kimi vergiindirimleriyle büyük altyapı projelerine harcanması ve ekonomiyi canlandırması öngörülen 787 milyar dolarlık teşvik paketini imzaladı.

ABD ekonomisinin tarihindeki en büyük kamu eliyle büyümeyi yaratacak olan 787 milyar dolarlık paket Obama tarafından Denver Colorado'da yapılan bir törenle imzalandı.

Törende yaptığı konuşmada Obama, ekonomik düzelmenin kolay olmayacağını söyledi ama Washington ve Wall Street olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirsek bu krizden daha da zenginleşerek çıkarız dedi.

Obama'nın paketinde 575 milyar dolarlık harcama ve yatırımlar 212 milyar dolarlık da vergi indirimleri ve muafiyetler yer alıyor.

Harcamaların alt kalemleri arasında sağlık sigortasına 90 milyar dolar, sağlık, istihdam ve eğitim sektörlerine 71.2 milyar dolar ayrıldı. Altyapı ulaşım ve enerji yatırımları için de toplam 165.9 milyar dolar ayrıldı.

Vergi indirimleri ve iadeler arasında ailelere yıllık 800 dolarlık vergi iadesi, yüksek öğretime devam eden çocuğu olan ailelere de yıllık 2500 dolarlık eğitim desteği yer alıyor.

Yıllık geliri 170 bin doların altında kalan ve evi olmayan ailelere de 8 bin dolarlık ev kredisi verilecek.

ABD Kongresi'nde geçen hafta kabul edilen teşvik paketi, Barack Obama'nın imzalamasıyla yasalaşmış oldu.

Obama, ekonomik paketi, ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik krizi çözmeye yönelik planın yalnızca bir parçası olarak gördüğünü söylemişti.

Obama'nın, yarın da konut piyasasındaki krizle ilgili yeni bir strateji
açıklaması bekleniyor. Denver'da bulunduğu sırada teşvik paketini imzalayan Obama, paketin kritik alanlarda ekonominin canlandırılmasına yardım edeceğini ve gelecek kuşaklar için kalıcı bir değişim getireceğini söyledi.

Beyaz Saray, 787 milyar dolarlık dev teşvik paketindeki paranın piyasaya akmasının ise 1 ayı bulacağını bildirdi.

Kimi ekonomistlere göre paket, 2009'u kurtarmak için çok geç kaldı. Paket, çalışan sınıfa vergi indirimleri, altyapı harcamaları, yoksul ve işsizlere yardım ile alternatif enerji kaynakları oluşturma çalışmalarında kullanılacak.

Obama, paketin gelecek 2 yıl içinde 3.5 milyon iş yaratmasını umduğunu söylemişti. Cumhuriyetçi Parti'nin itirazlarına karşın teşvik paketinin kongreden geçmesi, Obama'nın genç yönetiminin ilk büyük zaferi olarak yorumlanıyor.

İşsizlik oranının yüzde 7.6'ya yükseldiği ABD'de konut piyasasından başlayarak yayılan bankacılık krizi yüzünden, bankaların kredi muslukları neredeyse kesilmiş durumda.

ABD'de 100 sandalyeli senatoda yalnızca 3 Cumhuriyetçi Partili teşvik paketine evet demişti. Temsilciler Meclisi'nde ise hiçbir Cumhuriyetçi Partili pakete onay vermedi. Ancak Obama'nın Demokrat Partisi, kongrenin iki kanadında da istediği yasaları çıkarmaya yetecek ezici bir çoğunluğa sahip. Teşvik paketinin yüzde 36'sının vergi kesintisine, yüzde 64'ünün altyapı harcamalarına gitmesi öngörülüyor.

Read more...

Tüketici borçlu, biriktiremiyor

4 Şubat 2009 Çarşamba

İngiliz Aviva’nın tüketici davranış araştırmasına göre, Türk tüketicilerinin yüzde 51’i maddi güç yetersizliği, yüzde 40’ı ise mevcut borçları nedeniyle birikim yapamıyor. Borç oranlarında ise yüzde 36’yla kredi kartı ilk sırada yer alıyor.

İngiliz Aviva’nın global kriz nedeniyle gelecek kaygıları artan tüketiciler arasında yaptırdığı araştırmaya göre, insanlar kısa vadeli planlar yapıyor, mali hassasiyete sahip ve birikimlerini riskten uzak yatırım araçlarına yöneltiyor. The Futures Company, Aviva için ‘Tüketici Birikim Tutumları’ araştırmasını 25 ülkeden 100 bin kişiyle yaptı.

Araştırmanın Türkiye’deki sonuçlarına bakıldığında, Türk tüketicisinin yüzde 36’sının kredi kartı borcu, yüzde 22’sinin yakın çevresine borcu, yüzde 10’unun kredi borcu ve yüzde 3’ünün mortgage kredi borcu bulunuyor.

Türk tüketicisi, bireysel kredi ve mortgage kredileri oranlarında AB ülkelerinin çok gerisinde kalıyor. Sigorta konusunda da Türkler, AB ülkelerine göre geride. AB ülkelerinde yüzde 67 olan otomobil veya ev sigortası oranı, Türkiye’de yüzde 22 seviyelerinde. AB ülkelerinde yüzde 39 olan hayat sigortası sahipliği ise Türkiye’de yüzde 4’lerde bulunuyor

Yüzde 62 birikim yapmak istiyor

Türk tüketicilerinin birikim yapamama nedenlerinin başında yüzde 51’lik oranla maddi güç yetersizliği geliyor. Tüketicilerin yüzde 40’ı ise borç nedeniyle birikim yapamıyor. Toplu parayı değerlendirmede de Türkler, AB ülkelerindeki tüketicilerden ayrılıyor. Eline toplu bir para geçmesi durumunda Türklerin yüzde 39’u emeklilik için biriktireceğini, yüzde 35’i ev alacağını, yüzde 29’u da iş kuracağını belirtiyor. AB tüketicilerinin yüzde 29’u evini yenileyeceğini, yüzde 24’ü de kredi borcunu azaltacağını ifade ediyor.

Para biriktirme davranışında, Türklerin yüzde 62’si, AB tüketicilerinin ise yüzde 40’ı para harcamak yerine biriktirme eğiliminde.

Türkiye’de, tüketicilerin yüzde 34’ü birikimlerini bankada tutmak veya yatırım yapmak yerine elde bulundurmanın daha iyi olduğunu düşünüyor. Bu oran AB ülkelerinde ise yüzde 17 seviyesinde.

Emeklilik konusunda Türklerin yüzde 76’sı, yaşlıların geçimini sağlamanın devletin sorumluluğu olduğunu düşünüyor. Buna rağmen, yüzde 70’i devletin emeklilikte kendisine yeterli maaş vereceğine inanmıyor.

Bankaya, akrabaya, arkadaşa...

- Türk tüketicisinin yüzde 36’sının kredi kartı borcu,
- Yüzde 22’sinin yakın çevresine borcu,
- Yüzde 10’unun kredi borcu ,
- Yüzde 3’ünün mortgage kredi borcu var.

Satın alma endeksi kıpırdadı ve ocakta yüzde 32.9’a çıktı
ABN Amro’nun hazırladığı rapora göre, aralıkta yüzde 32.6 olan Türkiye Satın Alma Yönetici Endeksi (PMI), ocakta üst üste 4 aylık düşüşten sonra yüzde 32.9’a yükseldi. Raporda, üretim, yeni siparişler ve istihdam alanlarında belirgin düşüşler yaşanırken, girdi fiyatlarının Haziran 2005 tarihinden bu yana ilk defa düşmesi sonucunda ürün fiyatlarının rekor düzeyde azaldığı belirtildi.

Girdi stokları azaldı

ABN Amro ve Markit tarafından yayınlanan, Türkiye imalat sektörünün durumu hakkında bilgi vermek üzere tasarlanmış bir gösterge olan PMI’nın ocak verileri, imalat sektöründe 1 yıl önce gözlenmeye başlanan ciddi gerileme eğiliminin devam ettiğini gösterdi.

Ocak ayı PMI araştırma verileri, Türk imalat sektöründe büyük bir atıl kapasite ortaya çıktığını gösteriyor. Firmaların girdi alımlarını rekor düzeyde azaltmaları ise genel görünümün önümüzdeki aylarda da pek iç açıcı olmayacağına işaret olarak yorumlandı. Girdi stoklarında daha önce görülmemiş büyüklükte bir azalma olurken, nihai ürün stoklarında aralık ayının rekor düzeyine yakın bir gerileme gözlendi.

Türk imalatçılarının araştırma tarihinde gözlenen en büyük oranda işçi çıkardıkları ocak ayıyla birlikte işgücündeki azalmanın 12 aydır devam ettiğine dikkat çeken PMI, firmaların fazla işgücünün işten çıkarılmasının yanı sıra ücretsiz izinlerin de maliyetleri azaltmakta kullanılan başlıca yöntemlerden biri olduğunu belirttiklerini kaydetti.

Raporda, hem girdi hem de ürün fiyatlarının azalmasından görülebileceği üzere, ocakta Türk imalat sektöründe yaygın bir deflasyonist baskının varlığından söz edilebileceği ifade ediliyor.

Read more...

Devlet otomotiv alımını artırsın

3 Şubat 2009 Salı

Ekonomi dünyasının ‘krize karşı önlem alınsın’ uyarıları üzerine hükümet, bir dizi çalışma başlattı.

SONGÜL SELVİ / RADİKAL

Hükümetin hazırladığı 58 maddelik paket taslağında, ‘yoksul ailelere damızlık koyun ve öğrencilere fındık dağıtımı yapılması var’

Hükümetin ilginç önerilerinden bir diğeri de krizdeki otomotiv sektörüne yönelik. Buna göre otomotiv sektörünü canlandırmak ve duran çarkları harekete geçirmek için kamunun daha fazla otomotiv tüketmesi sağlanacak

İş ve ekonomi çevrelerinin ‘krize karşı önlem alınsın’ uyarılarına istenilen yanıtları vermediği iddia edilen hükümet harekete geçti. Ekonomi Koordinasyon Kurulu bünyesince başlattığı çalışmalar çerçevesinde oluşturulan ‘vergi’, ‘finansman ve kredi’, ‘istihdam’ ve ‘sektörel’ gibi çalışma gruplarından ilginç öneriler çıktı. Sektörel Tedbirler Çalışma Grubu, kamu kurum ve kuruluşlarının görüşüne sunduğu ‘krize karşı tedbir paketi taslağı’nda ‘yoksul ailelere damızlık koyun dağıtımı’, ‘öğrencilere okullarda fındık verilmesi’, ‘kamunun daha fazla otomotiv tüketmesi’ gibi ilginç maddeler yeralıyor.

Görüş alınması istendi

Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) başkanlığındaki Sektörel Tedbirler Çalışma Grubu (STÇG) krize karşı tedbir paketinin ham halini oluşturarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşüne iletti. Finansal krizin Türkiye’ye etkisini azaltacak tedbirler paketinde ‘turizm sektörünün canlanması için okulların iki hafta geç açılması’ gibi önlemlere yer verildi. Sözkonusu öneri doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı, okulların açıklandığı gibi 7 Eylül’de değil ramazan bayramından sonraki iş günü olan 24 Eylül’de açılacağını duyurdu. Listedeki başka bir öneri de stoktaki fındıkların yoksul ailelere ve öğrencilere dağıtılması oldu. Krizden en çok etkilenenler arasında yer alan otomotiv sektörü için yeni pazarlarla ilgili girişimlerin desteklenmesine yönelik ‘uzak yol navlun’ giderlerine yüzde 50 destek sağlayacak mevzuat düzenlenmesi önerisi yer aldı.

Maliye’den öneri

Paket taslağının otomotiv sektörü başlığında yer alan maddesinde, Maliye Bakanlığı tarafından ‘İç pazarda sürekliliğin devamı için kamu tüketiminin yönlendirilmesi’ önerisinde bulunuldu. Otomotivin yanı sıra son 6 ay içinde büyük bir durgunluğa giren inşaat sektörü için de ‘Yapıların deprem güvenliği açısından da çok önemli olan hazır betondaki haksız rekabet şartlarının giderilmesi için ilgili denetimler arttırılmalıdır.
Bu doğrultuda ‘G’ işareti ile alakalı yönetmelik çalışmaları hızlandırılmalıdır. Uçucu kül kullanan ve geri dönüşüm sistemi kuran hazır beton tesisleri teşvik edilmelidir’ denildi.

Boş koltuğa destek primi

Bu arada pakette global krizden en çok etkilenecek olan turizm sektörüne yönelik şu öneriler yeraldı:

‘Turizm sektörünün tüm unsurlarıyla KOBİ teşviklerinden faydalandırılması. Turizm gelirlerinin ihracat geliri olarak sayılması ve ihracat gelirlerine uygulanan teşviklerden sektörün faydalandırılması. Havayolları ve seyahat acentalarına getirdikleri turist sayısı ve ciroları da dikkate alınarak destekleme primi verilmesi. Hava ulaşımı hizmet bedellerinin (tax) turistik bölgelerde rakip olan ülkelerin fiyatlarına çekilmesi ve özellikle düşük sezonda devlet payının kaldırılması. Turizmin 12 aya yayılması amacıyla düşük sezonda ayak bastı parasının alınmaması.Charter uçak seferlerinin kesintisiz devamı için boş koltuklara destek primi verilmesi. Yurt dışındaki merkezlerden özellikle Antalya, Dalaman, Bodrum, İzmir gibi destinasyonlara, düzenli seferler yapılmasının teşvik edilmesi.

Tanıtıma ayrılan kaynakların enflasyon ve kur farkını karşılayacak şekilde arttırılması. Turizm sektörünün tanıtım amaçlı yurt dışı pazarlama faaliyetlerinin Bakanlık bütçesi dışındaki kaynaklardan desteklenmesi...’

Enerjide tatil tarifesi

Tedbir paketi taslağında elektrik fiyatlarına yönelik öneriler şöyle sıralandı: ‘Sektörün rekabet gücünün artmasını ve üretim faaliyetlerinin yeniden canlanmasını teminen hafta sonları ile bayram tatillerinde, eskiden olduğu gibi gece tarifesi uygulamasının yeniden başlatılması’ maddesi dikkat çekti. Ayrıca petrol fiyatlarındaki yüksek oranlı düşüşe paralel olarak, elektrik enerjisi ve doğalgaz fiyatlarının süratle indirilmesi ve su ödemelerinin ilk kademeden fiyatlandırılması önerisi dikkat çekti.
Öte yandan enerji sektörüne bu sene damgasını vuran BOTAŞ’ın kendisinden doğalgaz satın alan şirketlerden 2009 yılı sözleşmesi kapsamında teminat mektubu talep etmesi krizi de tedbir paketine yansıdı. Bu kapsamda pakette, ‘Doğalgaz teminatları, iki aylık sarfiyat bedeline çıkarılmış ve firmalardan bu kriz döneminde tahsil edilmiştir. Bu teminat kaldırılmalıdır. Bölgesel dağıtım şirketlerinin doğalgaz alımında tekelci koşul koyması ve karşılığında da banka teminat mektubu talep etmesinin önlenmesi gerekir’ denildi.

İlaçta haksız rekabetin önlenmesi planlanıyor

* Aynı nitelikteki bir ürüne hem Sağlık Bakanlığı hem de Tarım Bakanlığı tarafından izin verilmesi uygulamasına son verilmesi, haksız rekabetin önüne geçilmesi açısından faydalı olacaktır.
* İlaçta sahteciliğin önlenmesini ve kutu bazında izlenmesini amaçlayan ve prensip olarak sektör tarafından benimsenen İlaç Takip Sistemi’nde dünyada ilk defa uygulanması öngörülen modelde yüksek yatırım maliyeti üretim hatlarında önemli ölçüde verimlilik kayıpları fiyatlara yansıtılabilmeli, tam uygulamaya geçiş için yeterli hazırlık süresi verilmelidir.
* Çok düşük kalitede odunun yakacak olmaktan çıkarılması, ithal edilen kağıt ve kartonların düşük fiyatla satılması ayrı bir haksız rekabet yolu açmaktadır. Haksız rekabetin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır,
* Sektör, enerji fiyatlarının yüksekliği karşısında oldukça zorlanmakta ve uluslararası rekabet gücünü kaybetmektedir. Sektöre, rekabet ettiği diğer ülkelerle eşit maliyette enerji temin edilmelidir.

Deri ve deri ürünleri denetim altında

* Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ham deri ithalatını zorlaştıran uygulamalarının gözden geçirilmesi.
* İthal edilen ayakkabı, saraciye (çanta, kemer, cüzdan) ve deri konfeksiyon ürünlerinin üzerindeki etiketlerin sadece dikiş veya sıcak baskı tatbiki şeklinde olmasının sağlanması ve bu etiketlerde malın menşei ve ana maddenin cinsi (deri/suni deri) gibi bilgilerin bulunması.
* Deri konfeksiyon, saraciye mamulü ve deri ayakkabının ithalatında gümrüklerde kanserojen madde taraması yapılması için
gerekli tedbirler alınması.

KOBİ’lere ve esnafa destek verilecek

* KOSGEB Stratejik Yol Haritası Prosedürünün basitleştirilmesi.
* KOSGEB desteklerinden hizmet sektöründekiler de dahil olmak üzere esnaf ve sanatkarların yararlanması sağlanacak.
* 3308 sayılı Kanun’un çıraklık eğitimi kapsamında bulunan meslek dallarında yaşanan sorunların (eğitim süresi ve içeriği v.b) giderilmesine yönelik mevzuat düzenlenecek.
* Esnaf ve sanatkârların daha sıhhi ve altyapısı, tamamlanmış mekânlarda faaliyet göstermeleri amacıyla kurulacak küçük sanayi sitelerinin yapımında TOKİ Başkanlığı imkânlarının kullanılması.

Taşımacılık ücretinin düşürülmesi hedefleniyor

Ana metal: Demiryollarıyla taşınan yerli kömür ve demir cevherlerinin, taşımacılık ücretlerinin indirilmesi veya krom cevherinde olduğu gibi mevcut seviyelerden ciddi indirimlerle taşınması.

Boya ve Petrol : Çevre ile uyumlu sanayiye devlet destek vermelidir. Bu bağlamda sanayi kuruluşlarının da desteği ile planlanan tesisler için gerekli idari izinler ve teşvikler zamanında sağlanmalıdır.

Plastik ve Kauçuk : Plastik ve kauçuk hammaddeleri ile bunlardan mamul ürünlerin ithalatının, bu ürünlerin yoğun olarak işlendiği bölgelerimizdeki gümrüklerde ihtisas gümrükleri oluşturulmalı.
Gıda ile temas eden plastik hammaddelerin ithalatında, İşletmecilerin ithal edilen ürünleri, laboratuar tetkik sonuçları olumlu gelene kadar kullanmaması şartı ile gümrükler yerine, işletmelerde bekletebilmelerine izin verilmeli.

Pakette neler var?

* Son yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Rusya gibi kuzey ülkelerinde döviz likiditesinde azalma yaşanmaktadır. Ülkelerin kendi para birimleri ile ticaretin yapılmasının mümkün hale getirilmesi
* Rusya ile yaşanan gümrük sorunları dış ticaretimizi olumsuz etkilemektedir. Bu sorunların aşılması özellikle Osmanbey, Merter ve Laleli bölgelerindeki sektör için önem taşımaktadır
* Güney Amerika, Afrika gibi yeni pazarlara açılma konusunda stratejiler belirlenmesi ve yeni pazarlara açılımın desteklenmesi
* Devletin ihracatçı sektörlere vereceği toplam ihracatın yüzde 0,29’una denk gelen hazır giyim sektörü desteğinin yüzde 1’e çıkarılması
* Gümrüklerde uygulanan referans fiyat uygulaması kaldırılmalıdır.

Markalı tarım ihracatı artıyor

* İşlenmiş ve markalı tarım ürünleri ihracatının artırılması amacıyla marka oluşturma, patent ve sertifikalandırma gibi giderleri desteklenecek. Üretimden ihracata kadar geçen belgelendirmeler tespit edilerek, fatura veya makbuz karşılığında ibraz edilecek bu giderlerin yüzde 50’si geri ödenecek.
* Kriz nedeniyle süt sanayisindeki durgunluk, mevsimsel üretim fazlası ürünün olması nedeniyle süt fiyatlarının ciddi oranda düşerek üretici gelirlerine önemli zarar vermesi nedeniyle Okul Sütü Projesi ile Yoksul Ailelere Süt Dağıtım Projesi’nin uygulamaya konulacak.
* Süt piyasalarının regülasyonunu sağlamaya ve arz fazlası üretimin giderilebilmesine yönelik olarak yurtiçi süt
işleme tesislerinde süt tozu üretiminin temini amacıyla gerekli tedbirler alınacaktır.
* Arz fazlası nedeniyle kamu üzerinde önemli bir yük oluşturmasının yanı sıra insan beslenmesi ve sağlığı bakımından önemli olan fındık ürününe yönelik stok fazlasının bir kısmının öğrenci ve yoksul ailelere dağıtımı sağlanacaktır.
* Koyunculuk sektörünün canlandırılması amacıyla öncelikle yoksul ailelere bir program çerçevesinde
TİGEM ve TEDGEM aracılığıyla 25 bin-30 bin baş damızlığın dağıtımının sağlanması...

Read more...

Tüketici güveninde hafif iyileşme var

GfK ve CNBC-e’nin yayımladığı tüketici güven anketlerine göre, 2008 sonuna damgasına vuran olumsuz hava iyimsere döndü. Merkez’in anketine göre de yıl sonu enflasyon beklentisinde düşüş var.

İş dünyasının geleceğe ilişkin iş planlarında önemli yer tutan güven endekslerinde son aylarda etkili olan olumsuz rakamların 2009’un ilk ayıyla birlikte iyimser yönde arttığı gözlendi. Merkez Bankası, CNBC-e ve Gfk’nın art arda yayımladığı rakamlara bakıldığında durgunluğun etkili olduğu kriz aylarındaki olumsuz senaryonun az da olsa iyileştiği görülüyor.

GfK’nın ‘tüketici güven endeksi’ ocakta, 5.6 puanlık yükselişle 69 puana çıktı. Kasımda yaptığı dipten Aralık 2008’de dönen CNBC-e güven endeksi ocakta yüzde 4.7 arttı. Merkez Bankası’nın ocak ayı son dönem beklenti anketinde de yılsonu enflasyon beklentisi TÜFE bazında 7.84’ten, 7.55’e geriledi.

Enflasyonda düşüş eğilimi

Merkez Bankası’nın ocak ayı son dönem beklenti anketinin sonuçlarına göre, yılsonu enflasyon beklentisi, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bazında yüzde 7.84’ten yüzde 7.55’e geriledi. Ayrıca 12 ay sonrasının yıllık 7.64 olan TÜFE beklentisi yüzde 7.46’ya, 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi de yüzde 6.74’ten yüzde 6.71’e geriledi.

Dipten dönüldü

Kasımda yaptığı dip seviyeden Aralık 2008 itibariyle dönüş gösteren CNBC-e Tüketici Güven Endeksi, Ocak 2009’da da çıkışını sürdürdü. Güven endeksi ocak ayında yüzde 4.7 artarak 63.19 düzeyine çıktı. Uzunca bir süre düşüş gösteren endeks son iki ayda üst üste artış kaydetmiş oldu.
Kasım ayında tarihin en düşük düzeyine inen güven endeksi, aralıkta yüzde 12.9 artış göstererek toparlanmıştı.

Ocak sonuçlarına bakıldığında, tüketicinin kendi finansal durumu açısından bir yıl öncesine göre çok daha olumsuz bir algılama içinde. Buna karşın, Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin beklentilerin bir miktar iyileştiği görülüyor.

Tüketici Beklenti Endeksi’nin ise yüzde 8.4 artarak 53.44 değerine ulaşmış durumda.

Yüzde 5.6’lik çıkış

GfK’nin ‘tüketici araştırması’, Aralık 2008’de 1 puanlık düşüşle 63.5 düzeyine inen ‘Tüketici Güven Endeksi, 2009’un ilk ayı olan ocakta 5.6 puan yükselerek yüzde 69 düzeyine çıktı.

Endeksin alt kalemlerine ve değişim oranlarına bakıldığında ocak ayında gelecek 12 ay için hanenin maddi durumuna yönelik beklenti bir önceki aya göre yüzde 8 artarak 80.8’den 87.3’e çıktı. Genel ekonomik duruma yönelik beklenti yüzde 82 artarak 92.6’ya çıktı.

Read more...

Altın yine en güvenilir liman

Cumhuriyet altını güvenli liman tanımını haksız çıkarmadı, kriz ortamında en karlı yatırım aracı oldu. 80 liraya dayanan çeyrek altın yeni alanlar için el yaksa da, satmak isteyenlerin yüzünü güldürdü.

Kriz ortamında vatandaş güvenli limanı altına sarıldı, Cumhuriyet altınının fiyatı bir ayda 280 liradan 320 liralara tırmanınca yastık altındaki altınlar çıktı, Kapalıçarşı'ya hareket geldi.

Ama bu hareketlilik kuyumcunun yüzünü güldüren cinsten değil. Çünkü roller değişti, vatandaş kuyumcuya altın almaya değil, satmaya geliyor.

Her dönemin gözdesi çeyrek altına bile ilgi artık eskisi gibi değil. Kuyumcu vitrinlerine bakanlarsa mecbur olanlar, yani yakında düğün yapacaklar. Onlar da kara kara düşünüyor.

Read more...

Abone Olursanız Haberiniz de Olur!

Aşağıdaki kutucuğa e-mail adresinizi yazıp gelecek olan onay linkine tıklayınız. Bu sayede en son borsa haberleri, borsa yorumları ve borsa tüyoları, e-mail adresinize gelecek.

|

Borsa-Tuyolari.Blogspot.Com

Bu sitede; başta Borsa Haberleri olmak üzere, ekonomi ile ilgili en son gelişmeleri bulabilirsiniz. Borsa Yorumları ve Borsa Tüyoları ile yatırımlarınız öncesi fikir edinebilir; Canlı Borsa bandı ile Hisse Senetlerini yakından takip edebilirsiniz. Bu site, yatırım danışmanlığı hizmeti vermemektedir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, bankalar ile kullanıcılar arasında imzalanan resmi bir sözleşme ile verilmektedir. Bu sitede, kişisel yorumlar da bulunabilir.
Bu blog, altyapısı Google tarafından sağlanan Blogger hizmetinden faydalanmaktadır.

Back to TOP