Teşvik planlarının etkisi geçici olabilir

30 Haziran 2009 Salı

Dünya merkez bankalarının başkanları, küresel ekonomiyi hayata döndürmek için hükümetlerin hamlelerinin geçici etkileri olabileceğini belirtti.

Bunun nedeni olarak ise bankalara asıl sorunların çözümü için yeterince baskı uygulanmıyor olması gösterildi. Dünya merkez bankalarının birliği işlevini gören Uluslararası Ödemeler Bankası'nın (The Bank for International Settlements-BIS) yıllık toplantısı bu haftasonu İsviçre'nin Basel kentinde gerçekleştirildi.

Dün BIS'ten yapılan açıklamada finansal ürünlerin ilaç gibi ele alınması ve yalnızca geçen yıl yaşanana benzer bir mali çöküşü önleyebileceği düşünüldüğünde tüketicilere satılması gerektiği belirtildi. Bankaların para kullandırma ve ABD'de olduğu gibi riskli mortgage kredilerini onaylama hamlelerinin küresel ekonomiyi son yılların en kötü resesyonuna ittiğini belirten merkez bankası başkanları, hükümetlerin de mali sistemi kurtarmak ve resesyonu hafifletmek için piyasaya trilyonlarca dolar sürdüğüne dikkat çekti.

BIS, mali tedbirlerin ve teşvik planlarının sadece geçici bir etkiye sahip olduğu konusunda da uyarıda bulundu. Meksika Merkez Bankası Başkanı ve BIS Yönetim Kurulu Üyesi Guillermo Ortiz ise krizde sona gelinip gelinmediği konusunda Reuters'a yaptığı açıklamada Henüz ormandan çıkmadık. Önemli olan şey yeşil filizlerin kök salıp salmayacağı dedi.

Dolara alternatif tartışması sürüyor

Öte yandan, BIS toplantısında Çin, Brezilya ve Rusya'nın dolara alternatif rezerv para arayışları da yeniden gündeme geldi. Toplantıya katılan Çin ve Brezilya merkez bankalarının başkanları ihracatçıların ve ithalatçıların anlaşmalarını iki ülkenin kendi para birimleri üzerinden yapmalarına olanak sağlayacak bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Çin Merkez Bankası (PBOC) Başkanı Zhou Xiaochuan ve Brezilya Merkez Bankası Başkanı Henrique Meirelles, prensipte üzerinde anlaşmaya vardıkları bu yöntemin hayata geçirilmesi için çalışmaların başladığını söyledi. Haftasonunda da Çin Merekez Bankası, yıllık mali istikrar raporunda doların yerine geçecek yeni bir uluslararsı rezerv para çağrısını yinelemişti. PBOC, aralık ayından bu yana Malezya, Arjantin, Hong Kong gibi ülkelerle yuan üzerinden ticaret gerçekleştiriyor.

Çin ve Rusya, haziran ayı başında kendi ulusal para birimlerini kullanarak karşılıklı ticaret anlaşmaları yapmanın yollarını arayacaklarını belirtmişlerdi. Ancak analistlere göre bu gibi yorumların hemen bir değişim getirmesi zor görünüyor. Ancak yine de bu tür tartışmalar doların değerinde hızlı iniş çıkışlara neden olabiliyor.

Read more...

Benzinde bir indirim daha geldi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), tavan fiyat uygulaması çerçevesinde fiyatı düşürülen akaryakıtta yeniden indirime gitti.

Radikal bir kararla önce 3.05 liraya çekilen kurşunsuz benzinin litresi bugün itibariyle 2 kuruş daha inerek 3.03 TL'ye çekildi.

Aynı şekilde 2.49 lira olan motorin fiyatı 2.46 liraya, daha önce 2.35 liraya düşürülen kırsal motorin ise 2.34 liraya indirildi.

EPDK artık her pazartesi, çarşamba ve cuma günü yeni fiyat belirleyecek

Read more...

Kredi kartı ödemesi artık `cep`ten

Akbank ve Turkcell, mobil cüzdan projesi ile kartlı ödeme sistemlerini mobil telefonlarla birleştiriyor.

Projeye göre, Akbank'ın Axess PayPass kredi kartlarıyla yapılabilen tüm işlemler, Turkcell hatlı, MasterCard PayPass teknolojisine sahip cep telefonları aracılığıyla gerçekleştirilecek.

Akbank'tan dün yapılan açıklamaya göre, uygulama kapsamında müşterinin kart bilgileri havadan haberleşme yöntemi ile Turkcell şebekesi üzerinden Yakın Alan Haberleşmesi (NFC) özelliğine sahip cep telefonuna gönderilecek. Projede, bu amaçla üretilmiş NFC uyumlu özel telefonlar kullanılacak. 35 TL'nin altındaki işlemler şifresiz ve imzasız olarak, bu tutarın üstündeki işlemler ise şifreyle yapılacak.

Telefon sayısı sınırlı

Axess PayPass ile, müşterinin kredi kartı bilgileri mobil telefonuna gönderildikten sonra, telefon ile Türkiye'de ve dünyada MasterCard PayPass kabul eden tüm işyerlerinde temassız alışveriş, yiyecek ve içecek otomatları gibi self servis noktalarda ödeme yapılabilecek. Kredi kartı ekstresine yansıtılacak harcamalardan chip-para da kazanılacak. Pilot proje olarak uygulamaya geçen mobil cüzdan projesi kapsamında yalnızca sınırlı sayıda kullanıcıya Sagem tarafından özel olarak üretilmiş NFC uyumlu telefonlar verilecek.

Bu telefonlar için ise NFC teknolojisine uyumlu olarak geliştirilen özel SIM kartlar kullanılacak. Pilot uygulamadan edinilecek geri bildirimler, Dünya GSM Birliği'nin Türkiye'de ve dünyada gerçekleştirdiği mobil ödeme çalışmalarına da katkıda bulunacak.

Önce deneyim sonra yaygınlaşma

Akbank Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mine Könüman, Akbank ve Turkcell'in bir süredir üzerinde çalıştığı mobil cüzdan projesinin, kartlı ödeme sistemleri ile mobil telefonları birleştirdiğini belirterek, söz konusu işbirliğinin Türkiye'de ve Avrupa'da öncü olacağını söyledi.

Henüz piyasada yeterli sayıda ve çeşitte NFC uyumlu telefon bulunmadığını kaydeden Könüman, Biz bu teknolojinin ödeme sistemlerinin geleceği olacağına inanıyoruz ve pilot projemiz ile bu teknoloji konusunda bilgi ve deneyim kazanmak istiyoruz. İlerde yaygınlaşma başladığında Akbank olarak müşterilerimizin taleplerine en iyi şekilde cevap vermek için hazırlıklı olacağız diye konuştu.

Uygulamanın son derece güvenli olduğuna da dikkat çeken Könüman, kredi kartı bilgilerinin, tamamen güvenli bir donanım olan ve özel olarak üretilen SIM kartta saklandığını ifade etti. Könüman, telefonun kaybedilmesi halinde ise Akbank telefon şubesi aracılığıyla kullanıma kapatılabileceğini söyledi.

Read more...

Altında ithalat patlaması yaşanıyor

Bu yılın ilk iki ayında ithalatın resmen durduğu altın piyasasında kıpırdanma başladı. İlk 5 ayda 1.9 milyon dolarlık altın ithalatı gerçekleşirken, sadece son 3 haftada değeri 125 milyon dolar olan 4.1 tonluk ithalat yapıldı.

Gamze Tüfekçi / REFERANS

Yastık altı satışları fiyatların gerilemeye başlaması nedeniyle duran altın piyasasında ithalat yeniden hareketlendi. İlk beş ayda 67 kilogram olan altın ithalatı son üç haftada 4.1 tona ulaştı. İthalat artışında bir yandan fiyatların gerilemesi öte yandan ise yaz aylarında düğün sezonu nedeniyle artan talebin etkili olduğunu belirten sektör temsilcileri altın fiyatlarındaki gerilemenin devam etmesi halinde alımların artacağı görüşünü savundu.

Türkiye'de yastık altında yaklaşık 5 bin ton altın bulunduğu tahmin ediliyor. Altın fiyatlarının ons başına 950 dolarlara ulaşması bu altının bir bölümünün yastık altından çıkmasını sağladı. Yaklaşık 80 ton altın 40 bine yakın kuyumcu ve sarraf vasıtasıyla toplanarak piyasaya girdi. Bu altınların büyük bölümü de külçe altın haline dönüştürülerek ihraç edildi.
İlk dört ayda 4 milyar dolar ihracat gerçekleşti. Piyasada ihracat artarken ithalat ise bazı aylar 0 olarak gerçekleşti. Son iki aydır ise piyasa trendi değişiyor. İthalatta artış, ihracatta ise gerileme başladı. Nisan ayında ihracat yarı yarıya azalarak 255 milyon dolara geriledi.

İstanbul Altın Borsası Başkan Yardımcısı Oğuzhan Aloğlu, geçen yılın ilk 5 ayında 1.5 milyar dolar değerinde altın ithal edildiğini bu yılın aynı döneminde ise bu rakamın sadece 1 milyon 950 bin dolar olduğunu belirtti. Ancak altın fiyatlarının gerilemesi ve kurlardaki artış nedeniyle son 3 haftada ithalatın artmaya başladığını söyleyen Aloğlu, ithalatın son 3 haftada 125 milyon dolara ulaştığını kaydetti.

Sektördeki ithalat artışının ihracatı artırabilmek için çok önemli olduğunu vurgulayan İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Başkanı İmam Altınbaş, geçtiğimiz aylarda ithalata gerek duymadan yapılan ihracatın hurda altın yönünde gerçekleştiğini belirtti. Mücevher üretiminin yapılması için hammadde ithalatının zorunlu olduğunu kaydeden Altınbaş, İthalatın azalması demek mücevher ihracatının da azalması demektir. Son 3 haftada gerçekleşen ithalat, önümüzdeki ay 200 milyon dolar ihracat yapacağımızın sinyallerini verir. İşlenmiş ürün ihracatı, ithalat yapılmadan gerçekleşmez dedi.

22 ayar bilezik satılmıyor

Altın fiyatlarının geçtiğimiz aylara oranla gerilemesi nedeniyle tüketicilerin yastık altı altınlarını piyasaya çıkarmadığını söyleyen İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, insanların ucuzlayan altın fiyatlarını fırsat bilerek alımlara yöneldiğini açıkladı. Son 2 aydır düğün sezonunun yaşandığını ve kuyumcularda hareketlilik gözlendiğini vurgulayan Kameroğlu, Yaşanan hareketlilikte bile krizin etkileri gözlemleniyor. İnsanlar hafif gramajlı ürünlere yöneliyor. Fiyatı 475 lira olan 22 ayar bilezikleri alan yok, herkes yaklaşık 250 lira olan 14 ayar bileziklere yöneldi. Oysaki geçen senelerde düğün sezonu daha ağır gramajlı ürünler satın alınarak, daha hareketli geçerdi diye konuştu.

Hurda dönüşümü azaldı

Haziran ayının başından itibaren hurda dönüşümlerinin azaldığını belirten Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu, insanların yastık altı stoklarının büyük ölçüde azaldığını söyleyerek, düğün sezonu nedeniyle mücevher satışlarının arttığını dile getirdi. Geçtiğimiz yıllarda altının tasarruf amaçlı yatırım olduğunu kaydeden Gençoğlu, Bugün altının yatırım amaçlı kullanım oranı yüzde 25'e düştü. Oysaki geçtiğimiz senelerde bu oran yüzde 75 oranındaydı. Bugün oranlar tersine döndü. İnsanlar altını takmak için alıyor, ihtiyacım olursa satarım diye düşünüyor dedi.

Kuyumculuk sektöründe ağır bir kriz yaşandığının altını çizen Gençoğlu, sektörün genelinde yüzde 50'ye yakın daralma gözlendiğini belirterek, Jival'deki daralmanın yüzde 30'a ulaşacağını ifade etti. Daralma nedeniyle ciro ve mağazalaşma hedeflerini de revize ettiklerini aktaran Gençoğlu, 40 milyon dolarlık ciro hedeflerinin 27 milyon dolarda kalabileceğini belirterek, 2010 yılı 50 mağaza hedeflerini de 30 olarak planladıklarını kaydetti.

Adil Mücevher Yönetim Kurulu Başkanı Adil Temizerler, kişilerin yastık altı altın yerine mücevherlere yönelmeye başladığını söyledi. Krize rağmen günün modasının hafif gramlı takılara yönelmek olduğunu belirten Temizerler, İnsanlar, Anadolu'da az işçilikle yapılan takılara yönelmeye başladı. Bu takılarımızın satışlarında son 1 ayda yüzde 20 artış var. Düğün sezonunun başlaması evliliklerin artması altın satışlarını artırdı. Ancak bu hareketlilik bile sektördeki ve firmalardaki daralmayı engelleyemeyecek diye konuştu.

YASTIK ALTI 5 BİN TON

Türkiye'de yastık altında yaklaşık 5 bin ton altın bulunduğu tahmin ediliyor. Altın fiyatları ons başına 942 doları bulunca iç piyasada da satışlar hızlandı. Krizin de etkisiyle yaklaşık 80 ton altın yastık altından çıktı. 40 bine yakın kuyumcu ve sarraf vasıtasıyla toplanan hurda altınlar külçe altın haline dönüştürülüyor. Büyük bölümü de ihraç ediliyor...

Read more...

İhracat yüzde 33.9 geriledi

rkiye'nin ihracatı yılbaşından bu yana 43.2 milyar dolar oldu.
Dış Ticaret Müsteşarlığı web sitesinde, İhracatçı Birlikleri'nin günlük ihracat kayıtlarına dayanılarak yayınlanan verilere göre bu rakam geçen yıla kıyasla yüzde 34'lük bir düşüşe tekabül ediyor.

Türkiye'nin 2009 yılı ihracatı 27 Haziran itibarıyla 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 33.9 düşüşle 43 milyar 205 milyon 758 bin dolar düzeyinde gerçekleşti.

27 Haziran 2009 tarihi itibarıyla 7 milyar 442 milyon 522 bin dolar olan ay içindeki ihracat geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 28.6 azaldı.

Son 12 aylık ihracat ise 105 milyar 346 milyon 752 bin dolar oldu.

26-27 Haziran tarihindeki ihracat rakamı 740 milyon 915 bin dolar olarak gerçekleşti.

Read more...

Büyüme rakamları bugün açıklanıyor

Bugün 2009 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamları açıklanacak.

Reuters'in hazırladığı ankete göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) 2009'un ilk çeyreğinde çift haneli yüzde 11, 6-12 arasında daralması bekleniyor.

Yıl sonunda ekonomide küçülme beklentisi ise yüzde 5.

Hükümetin açıkladığı orta vadeli programda 2009 için daralma yüzde 3.6 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye ekonomisi 2009'da ne kadar küçülecek?

En kötü tahmin ise yüzde 5.9 ile geçen hafta OECD'den geldi. Toplam
sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre ocak ayında yüzde 21.3 daralırken, şubatta daralma yüzde 23.8, mart ayında ise yüzde 20.8 oldu.

Read more...

İşte yeni memur maaşları!!!

29 Haziran 2009 Pazartesi

Memur ve sözleşmeli maaşları, 1 Temmuz'dan geçerli olmak üzere yüzde 4,5 oranında artacak. Aile ve çocuk yardımıyla birlikte Genel Müdür maaşındaki artış 195 lira, 13'ün 3'ündeki bir hizmetli maaşındaki artış da 51 lira olacak.

2009 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu uyarınca, ilk 6 aylık dönemde yüzde 4 oranında zamlanan memur ve sözleşmeli maaşları, ikinci yarıda ise yüzde 4,5 oranında artış görecek. Ocak-Haziran dönemi tüketici fiyat artışının, 6 aylık dönem için yapılan yüzde 4'lük maaş zammının altında kalacak olması nedeniyle, memurlara ikinci yarıya girerken, ayrıca enflasyon farkı verilmeyecek. Bu çerçevede, ikinci yarı zammı Bütçe Kanununda öngörüldüğü gibi yüzde 4,5 olarak uygulanacak.

Ocak-Haziran döneminde 0,053505 olan memur maaş katsayısı, 1 Temmuz'dan itibaren 0,05592'ye, taban aylık katsayısı 0,74348'e, yan ödeme katsayısı da 0,01773'e yükselecek.

Katsayılardaki artış, memur maaşlarına yüzde 4,5 zam olarak yansıyacak. Aynı şekilde KİT'lerde sözleşmeli olarak çalışan personelin ücret tavanı da 2,809 liradan 2,935 liraya çıkacak. KİT'lerde çalışan personelin ücretleri de, bu şekilde ikinci 6 aylık dönemde yüzde 4,5 oranında artış görecek.

Yılın ilk yarısında 2 bin 260,05 lira düzeyinde bulunan kıdem tazminatı tavanı da, ikinci yarıda 2 bin 365,16 lira olacak.

HİZMETLİ MAAŞINA 51 LİRA ZAM

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yeni katsayılar, aile ve çocuk yardımındaki artışla birlikte memur maaşlarına 51 lira ile 195 lira arasında zam olarak yansıyacak.

Katsayı artışları, “Evli ve eşi çalışmayan, çocuğu da olan” devlet memurlarının aile ve çocuk yardımını da artıracak. Halen gösterge rakamı 1.500 olan aile yardımı, yeni katsayı ile 80,26 liradan 83,9 liraya çıkacak. 2 çocuk için ödenen çocuk yardımı da 40,1 liradan 41,9 liraya yükselecek. Böylece aile ve çocuk yardımından yararlanan memurlara 120,4 lira yerine 125,8 lira ödeme yapılacak.

Evli, eşi çalışmayan, 2'de çocuğu bulunan memurların asgari geçim indirimi de buna göre hesaplanacak. Bu durumdaki memurlarda asgari geçim indiriminin maaşa katkısı 24,97 lira yerine 25,99 lira olacak.

Bekar durumda, evli ve eşi çalışan ya da çocuğu olmayan devlet memurlarının maaşları ise bu özelliklerine göre belirlenecek.

Maliye Bakanlığının “Evli, eşi çalışmayan, bu nedenle aile yardımı alan, 2 çocuğu için de ayrıca çocuk yardımından yararlanan bir devlet memuru”nu baz alarak yaptığı hesaplamalara göre, yeni katsayılar ile 13'ün 3'ündeki bir hizmetlinin Ocak-Haziran döneminde 1,167 lira olan aylık maaşı, 1 Temmuz'da 1,218 liraya çıkacak.

9'un 1'indeki üniversite mezunu bir devlet memurunun da yine aynı göstergelere göre halen 1,200 lira olan aylık maaşı, yılın 2. yarısında 1,253 lira olacak. Böylece hizmetli maaşında 51 lira, 9'un 1'indeki memurun maaşında da 53 lira artış meydana gelecek.

9'un 1'indeki bir öğretmenin 1,391 lira düzeyinde bulunan aylık maaşı, katsayı zamları sonrasında 1,452 liraya yükselirken, genel müdürler de 3,975 lira yerine 4,153 lira maaş alacak. Müsteşar maaşı da 4,351 liradan 4,546 liraya çıkacak.

MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI DA ARTACAK

Bu arada Milletvekili maaşları da yeni katsayılara bağlı olarak yüzde 4,5 oranında artacak. Yılın ilk yarısında aylık maaşları ortalama 9,469 lira olan milletvekillerine de ikinci yarıda 9,895 lira ödenecek.

Aynı şekilde Başbakan ve Bakan maaşlarına da yüzde 4,5 oranında zam gelecek.

KİMİN MAAŞI NE OLDU?

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü verilerine göre, evli ve eşi çalışmayan bu nedenle 83,9 lira aile yardımı ile 2 çocuğu için 41,9 lira çocuk yardımı alan, asgari geçim indirimi de bu duruma göre hesaplanan (25,9 lira) bir devlet memurunun çeşitli unvanlar itibariyle Ocak-Haziran ve Temmuz-Aralık dönemi maaşları şöyle:


Maaşlara aile ve çocuk yardımı dahildir (Ocak-Haziran dönemi için 120,4 lira, Temmuz-Aralık dönemi için 125,8 lira.) Asgari geçim indirimi de bu özelliğe göre hesaplanmıştır (Ocak-Haziran dönemi için 24,97 lira, Temmuz-Aralık dönemi için 25,99 lira)Sağlık personelinin maaşında ek ödemeler de yer almaktadır. Kurumsal ve bölgesel ödemeler ile ek ders ve yabancı dil tazminatı ise hariç tutulmuştur.

Read more...

Varlık satın alma zamanı

Yaz geldi, herkes Bodrum'a aktı! On yaşındaki oğlum bile baba biz ne zaman Bodrum'a gideceğiz? diye bana sordu... Yani işler yolunda. Ya da en azından şimdilik sorunları askıya aldık. Hava sıcaklıkları azalana kadar.

Ertuğ YAŞAR / REFERANS GAZETESİ

Hal bu ki genelde tatilde olan dünyadan gelen işaretler de pek olumlu değil. Tamam, Türkiye'de bir bankacılık krizi yok. Yani bankalarımızın bilançoları ve sermaye yeterlilik oranları oldukça sağlıklı.

Peki ya ABD ve Avrupa'da durum nasıl? Geçenlerde konuştuğum Avrupalı bir bankacı dostum bana ilginç bir bilgi verdi: Avrupa bankalarında mevduat ve kredi verilebilecek kaynak konusunda bir sorun yok. Ama sermaye konusunda bir sorun var... Kriz nedeni ile sermayeler eridiği için bir çok Avrupa bankası sermaye yeterlilik oranlarını yerine getiremiyorlar; bu nedenle de kredi vermekte zorlanıyorlar. Bunun anlamı şudur: Avrupa'da hala credit crunch denen kredi arzı eksikliği sorunu çözülmemiştir...

Sizce Türkiye yurtdışından borçlanmadan büyüyebilir mi? Ekonomi tarihimizde daha böyle bir olay yaşanmadı. Yani Türkiye ne zaman büyüdü ise bunu hep yurtdışı borçlanma ile sağlamış. Sanırız bundan sonraki ekonomik büyüme de ancak yurtdışı borçlanma ile olacaktır.

Ama işte durum açık: Yurtdışı borçlanma sıkıntılı! Bu durumda sizce Türkiye ekonomisi büyüyebilir mi?

Temmuz ayının başına geldik. Meclis de tatile girdi. Şimdi hep politikada hem de ekonomide iki ay rahat ederiz. Yani fazla yeni ve çarpıcı gelişme yaşamayız. Ama eylül ayının başı ile birlikte gelişmeler bir anda hızlanır. Ak koyun/kara koyun ortaya çıkar...

Ekonomi ile ilgilenen kişiler olarak, 2009 yılının ilk çeyreğinin ekonomik büyüme oranını bekliyoruz. Ekonomik krizin ne kadar kötü olduğunu(ya da beklendiği kadar kötü olmadığını) ancak bu veri açıklandıktan sonra göreceğiz.
Ama sadece bu veri tek başına yeterli olmayacak. Çünkü artık ekonomimizin gidişatı ile ilgili iki farklı görüş var. İlk görüş, ekonomik büyüme olarak en kötünün şubat-mart döneminde geçildiğini ve artık büyümenin yavaş yavaş başladığını öne sürüyor. Her ne kadar 2009 yılı eksi büyüme ile kapanacak olsa da son çeyrekte ekonomik büyümenin yakalanacağı düşünülüyor.

İkinci görüş ise ne yazık ki bu kadar iyimser değil. Onlar ekonomik büyümenin çift dip noktadan sonra başlayacağınainanıyorlar. Yani şu meşhur W kavramı. Önce dibe vuracağız (Şubatta vurdu); sonra bir miktar yükseleceğiz (sanırız Nisandan bu yana yükseliyoruz); ama Eylül ayı ile birlikte (uluslararası ortam da uygun olmadığı için) yeni bir çöküş yaşanacak. Bu nedenle de 2009 yılının tümü çok kötü geçecek. Ancak 2010 yılı ile birlikte ekonomik toparlanma başlayacak.

Aslında birçok gelişme Türkiye'nin kendi elinde değil gerçekten. Uluslararası ortamve gelişmeler(yani kredi piyasasının açılması), Türkiye'nin de kaderini ciddi anlamda etkileyecek. Mayıs ayında uluslararası emtia fiyatları yükselmeye başlayınca acaba artık ekonomik kriz sona mı erdi ki emtia ve hammadde fiyatları artmaya başladı sorusunu kendimize sormuştuk. Ama sanırız bu artış, arz talep dengesi ile değil de spekülatif ve oligopol davranışlarla açıklanacak bir gelişme idi. Haklı olup olmadığımızı Eylül ayından sonra göreceğiz.

Eğer ekonomik krizde en dip nokta görüldü ise, şu anda elinde nakit olanların hızla varlık satın almalarının zamanıdır(yani ev alın, arsa alın, mal alın, fabrika alın, lisans alın, ...ne türlü olursa olsun varlık alın). Çünkü daha sonra bu fiyata o varlıkları bulamayacaksınız.

Ama eğer W kuramı doğru ise, o zaman siz de ufak bir kriz kazığı yiyeceksiniz demektir!

Read more...

Bankalar kredi vermiyor, bono alıyor

Bankalar, kriz ortamında reel sektöre yeterince destek olmadıkları için siyasiler ve işadamlarının eleştirilerine hedef oldu. Gün geçmiyor ki bir yetkili bankaları kredi vermediği için eleştirmesin. Peki bankalar, kredi vermeyip ne yapıyorlar? Tahvil, bono alıp bütçe açıklarını, yani ekonomik önlemler paketlerini finanse ediyorlar. Kötü mü oluyor?

Baturalp CANDEMİR / REFERANS GAZETESİ

BDDK'nın internet sitesinden bankaların toplulaştırılmış bilançoları aylık bazda takip edilebiliyor. Eldeki son veriler nisan ayına ilişkin. Bankaların Türk lirası cinsinden varlıkları krizin ağırlaşmaya başladığı Eylül 2008'den Nisan 2009 sonuna kadar 22 milyar TL artmış. Sözkonusu artış yaklaşık yüzde 4,5'lik bir artışı ifade ediyor. Yedi aylık bir süre için düşük bir artış hızı.

Mevduat büyümesi yavaş

Peki neden Türk Lirası varlıklardaki artış bu kadar kısıtlı kalmış? Bankaların TL cinsinden varlıklarının artması için TL cinsinden kaynak bulunması gerek. Çünkü bankaların 2001 krizi öncesindeki gibi kur riski almasına engel olmak için, bankaların döviz bulup, TL'ye dönmesi kanunla sınırlanmış durumda. Kaldı ki, kriz ortamında döviz cinsinden kaynak bulmak, TL kaynak bulmaktan çok daha zor. Ayrıca, bankaların da böyle bir ortamda bir de kur riski almak isteyeceklerini hiç düşünmemek gerek. Kısacası, bankalar TL kredilerini artırabilmek için öncelikle TL cinsinden kaynak bulmalı; ancak faizlerin düştüğü ortamda mevduatın büyümesi de hızlı olmuyor.

Eylül 2008-Nisan 2009 arasında geçen 7 ay boyunca bankalardaki TL cinsinden mevduatlar 16 milyar artmış; bankaların toplam pasiflerindeki artış da zaten 17.5 milyar TL ile sınırlı. Aynı dönemde, Türk lirası cinsinden varlıklardaki artış ise 22 milyar TL. Varlıklardaki en yüksek artış, bankaların tuttukları bono ve tahvillerde gözleniyor: TL cinsinden bono portföyü 25 milyar TL'lik artmış bankaların. Yani varlıklardaki artışın tamamı bono portföyündeki artıştan kaynaklanıyor. Krediler bu dönemde 12 milyar TL azalmış.

Resme bakınca bizim gördüğümüz şu: Krizle birlikte bankaların kaynak yaratması çok güçleşti. O nedenle, bankalar mümkün olduğu kadar nakit kalmaya çalıştı; vade ve kur riskinden kaçınıldı. Eldeki sınırlı kaynaklar, artan bütçe açıklarını finanse etmek durumunda olan Hazine gibi borçlanmaya ihtiyacı olan bir kurum olduğundan Hazine bonosu ve devlet tahviline yönlendirildi. Merkez Bankası'nın da faiz indirdiği ve indirmeye devam edeceğini beyan ettiği bir dönemde Hazine bonosuna para yatırmak, hem kârlı hem de daha az riskliydi. Bankalar da bunu seçti. Krediler de, aynı dönemde, 12 milyar TL azaldı.

Krizin etkilerini azaltmak, ekonomik aktiviteyi canlandırmak için alınan önlemler, birbiri ardına açılan paketlerin mutlaka bir faydası oluyor. Ancak, sözkonusu önlemlerin bütçe üzerinde olumsuz etkileri olduğunu da gözden uzak tutmamak gerek. Borç stokunun üç-beş puan yukarı gitmesi çok sorun olmayabilir. Ama neticede, bu ay açık veren bütçeyi bu ay içinde finanse etmeniz gerekiyor. Bunun için de Hazine her ay mali sisteme gidip borçlanıyor. Mali sistemin kriz ortamında hızlı büyümesi beklenemez. Hızla büyümeyen bir mali sistemden Hazine her ay daha fazla borç istediği takdirde, özel sektöre kredi olarak aktarılabilecek kaynak tutarı azalacak. Ancak, yurtdışından sermaye girişi hızlanırsa, ancak o zaman krediler artışa geçebilir.

Bono alımı sürecek

Sonuçta, artan bütçe açıkları nedeniyle Hazine sürekli olarak fon talebinde bulundukça, bankalar tahvil-bono almaya devam edecekler. Bankaların daha çok kredi vermesi iki gelişmeye bağlı: Birincisi, global piyasalarda iyileşme devam edecek ve Türkiye giderek daha fazla yabancı kaynak çekebilecek. Böylece, bankalar sözkonusu kaynakları özel sektöre kredi şeklinde yönlendirecek.

İkincisi, bütçe açıklarının azalması için önlemler alınacak. Böylece, Hazine her ay finansal sistemden daha az kaynak talep edecek, böylece, kaynakların bir kısmı krediye yönlendirilebilecek. Eğer bu arada, bütçe açıklarının finansmanı için dış kaynak bulunup içeriden borçlanma ihtiyacı azaltılabilirse, o zaman daha da fazla kaynak krediye dönüştürülebilecek.

Read more...

Cep telefonunuz toplatılabilir

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun getirdiği zorunluluk 1 Temmuz'da yürürlüğe giriyor. Dikkat edin, cebiniz toplanmasın

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), cep telefonlarında 1 Temmuz’dan itibaren Türkçe karakter zorunluluğu getirdi. Bu özelliği taşımayan telefonlar toplatılacak.

BTK’nın Kısa Mesaj Hizmetlerinde Türkçe Karakter Kullanımına Dair Yönetmelik’i Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre; piyasaya arz edilen kısa mesaj hizmetini haiz cihazlar, Türkçe karakterlerin tamamını ihtiva eden ETSI TS 123.038 V8.0.0 ve ETSI TS 123.040 V8.1.0 teknik özelliklerine veya bu teknik özelliklerin sonraki sürümlerine uygun olacak.

CİHAZLAR TOPLATILABİLECEK

Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olmayan cihazların piyasaya arzına izin verilmeyecek. Kurum tarafından yapılan veya yaptırılan denetimlerde bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olmayan cihazların varlığının tespiti halinde, cihazların piyasaya arzı durdurulacak, cihazlar sırasıyla imalatçısı, üreticisi, yetkili temsilcisi veya dağıtıcısı tarafından toplanacak veya toplattırılacak.

CİHAZDA OLMASI GEREKEN TEKNİK ÖZELLİKLER

İşletmeciler, kısa mesaj altyapılarında, ETSI TS 123.038 V8.0.0 ve ETSI TS 123.040 V8.1.0 teknik özelliklerini veya bu teknik özelliklerin sonraki sürümlerini haiz olmayan cihazlar ile unicode sistemi kullanılarak kodlanan, Türkçe karakterleri içeren ve 160 karaktere kadar olan kısa mesajı, tek bir mesaj olarak kabul edecek ve ücretlendirecek...

Read more...

Selçuk Gıda`da hisse devri ertelendi

Selçuk Gıda'ya ait hisselerin VBG Holding'e devri için 30 Haziran'a kadar geçerli olan gizlilik sözleşmesi 30 Ağustos'a kadar uzatıldı.

Sözleşmenin uzatılmasına gerekçe olarak tarafların imzalan sözleşmenin süresine sadık kalabilmek için sarf ettikleri yoğun çabaya rağmen incelemelerin henüz sonuçlanmaması gösterildi. Selçuk Gıda'nın yönetim kurulu üye seçimi ve oy kullanımda imtiyaz taşıyan A grubu hisselerinin toplamının yüzde 76,4'na sahip olan Eliya Alharal ve Vittorio Franco ellerinde bulundurdukları hisselerinden kendi hisselerinin yüzde 78,5'ne ve toplam imtiyazlı A grubu hisselerinin de yüzde 60'na tekabül eden kısmını VBG Holding'e devretmek üzere 23 Mart 2009 tarihinde gizlilik sözleşmesi imzalamışlardı.

30 Haziran'a kadar geçerliydi

Eliya Alharal, elinde bulundurduğu 165 bin 997 TL nominal değerli 16 milyon 599 bin 787 adet imtiyazlı A grubu hisse senetlerinden, 130 bin 310 TL nominal değerli 13 bin 031 adedini satmak üzere; Vittorio Franco da elinde bulundurduğu 48 bin TL nominal değerli 4 milyon 800 bin adet imtiyazlı A grubu hisse senetlerinden 37 bin 690 dominal değerli 3 milyon 769 bin adedini satmak üzere gizlilik sözleşmesi imzalamışlardı. Sözleşme, 30 Haziran 2009 tarihine kadar geçerliydi.

Gözaltı pazarında

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Yönetim Kurulu'nun 16 Nisan 2008'de gerçekleştirdiği toplantısında, Selçuk Gıda'nın 18 Nisan 2008 tarihinden itibaren Gözaltı Pazarı'nda işlem görmeye başlamasına karar verilmişti. Şirketin Tasarruf Teşvik Fonu, SSK ve Bağ-Kur kesintilerinden oluşan borçlarını ödeyememesi, şirket tarafından Aralık 2007 tarihli mali tabloların bağımsız denetçi görüş bölümünde olumsuz görüş verilmiş olduğunun Sermaye Piyasası Kurulu tebliği hükümlerine aykırı olarak İMKB'ye gecikmeli olarak bildirilmesi gibi unsurlar gözaltı pazarında işlem görmeye başlamasına gerekçe olarak gösterilmişti.

Selçuk Gıda, kuru meyve (incir, üzüm, kayısı) fermente ve konserve edilmiş ürünler (salatalık, zeytin, kapari, turşular) reçel ve ızgara sebze üretimi yapmak ve bunların yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda satışlarını gerçekleştiriyor. Şirket mevcut salamura, hazır yemek ve fermente ürünlerin üretim faaliyetini daha önce aldığı kararla durdurmuştu. 2007 sonunda 32 personele sahip olan Selçuk Gıda'nın personel sayısı, 2008 yılı sonunda 24'e, 2009 yılı ilk çeyrek itibariyle 19'a geriledi. VBG Holding ise Türkiye'de kimyasal ve petrol deniz taşımacılığı, gemi inşaa ve akaryakıt dağıtımı sektörlerinde faaliyet gösteriyor...

Read more...

Ekonomide yazın bir toparlanma olabilir

2009 yılının ilk çeyreğine ilişkin rakamlar yarın açıklanacak. Piyasada farklı beklentiler var.

Neşe Karanfil / REFERANS

Ekonominin ilk çeyrekte yüzde 9 ile 13 arasında küçüleceğine ilişkin tahminler yapılıyor. Ancak küçülme beklentisi ağırlıklı olarak yüzde 9-10 etrafında yoğunlaşıyor. Yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından bürokrasi de yılın tamamına ilişkin büyüme beklentisini ortaya koyacak.

Uzun bir süredir beklenen 2009 yılı büyüme rakamları küresel krizin etkilerini ortaya koyması açısından önemli bulunuyor. 2009 yılı bütçesi yapılırken büyümenin yüzde 4 olacağı varsayıldı. Ancak daha yılın başında bu öngörü geçersiz hale geldi. Ocak ve şubat aylarında bütçenin olumsuz seyri ortaya çıktı. Büyüme rakamları Katılım Öncesi Ekonomik Program'da revize edildi ve 2009 yılı için Türkiye'nin yüzde 3,6 oranında küçüleceği tahmin edildi. Şimdi bu tahminin de geçerliliğini yitirdiği konuşuluyor. Yılın sonuna ilişkin tahminde bulunmak için yürütülen çalışmalarda bu nedenle ilk çeyrek rakamlarının açıklanması bekleniyor.

Yazın toparlanma olabilir

Bürokraside yapılan çalışmalarda ilk çeyreğin zaten kötü geleceği düşünülüyor. Yılın ikinci yarısında yaz aylarının da etkisiyle bir toparlanma olacağı düşünülüyor. Ayrıca stokların durumu da büyümeyi etkileyecek. Stokların da ikinci çeyrekte büyümeye destek vermesi bekleniyor. Piyasa uzmanlarının yaptığı değerlendirmelere göre, ÖTV teşviği uygulamasının uzadığı açıklanmadan önce, teşviğin sona erdiği ay olan mayıs ayında teşvik etkisinin iç satışlar üzerinde kendisini artarak gösterdiği kaydedildi. Otomobil pazarında yüzde 44, beyaz eşya pazarında yüzde 22 artış olduğu hatırlatılarak, söz konusu sektörlerin ihracat trendinin aşağı yönlü hareketini sürdürürken üretimlerinde ise düşüş hızının yavaşladığı ifade edildi.

Sanayi üretimi altında iç piyasaya girdi temin eden kimyasal madde sektörü ile ihracatçı bir yapıya sahip giyim sektöründeki düşüş hızında bir yavaşlama olduğundan bahseden uzmanlar, ihracatın hızla daralmaya devam etmesinin sanayi üretimindeki iyileşmenin sınırlı kalmasına neden olduğunu dile getirdiler.

Üçüncü çeyrekten sonra ise bir toparlanma sürecine girileceği tahmin ediliyor. Özellikle bürokraside üçüncü çeyrekten itibaren büyümenin artıya geçeceği yönünde beklentiler yoğunlaşırken, bunun için de mayıs ayına ilişkin üretim ve dış ticaret istatistiklerinin önemli olacağı kaydedildi...

Read more...

Newsweek: Türkiye ekonomisi hasta

Türk ekonomisinin zor durumda olduğu ancak hükümetin IMF'den kredi almaya çok isteksiz davrandığı savunulurken Ankara, şimdi yardıma ihtiyacı var ama onu reddediyor yorumu yapıldı.

Newsweek dergisinin son sayısında yer verilen bir makalede Şu sıralarda Türkiye hasta denildi. Ekonominin IMF kredisi olmayan toparlanacağı umudu ile Türkiye'nin kumar oynadığının one sürülürken de Bu akıllıca bir kumar değil. IMF ile bir anlaşmayı imzalamak hayati bir sigorta görüşü dile getirildi.

Haftalık Newsweek dergisi, New York'taki Traxis Partners Hedge Fund Yönetici Ortak Barton Biggs imzası ile Türk ekonomisine ilişkin bir değerlendirkmeye yayımladı. Yaz gündonümünün sıcak ortamındaki Türkiye, puslu bir gelecekle karşı karşıya denilen makalede Türkiye'nin kendisinin neden olmadığı bir ekonomik ve finansal krizden etkilendiği, ekonomi küçülürken, lira zayıflarken ve borsası gözardı edilirken son yıllarda gösterdiği disiplin ve uygun davranışların ödülsüz kaldığı görüşü dile getirildi.

Barton Biggs, bu durumun, büyük bir potansiyele sahip, dünyanın 17. büyük ekonomisi için hüzün verici olduğunu belirtirken de Türkiye'nin nüfusu ve işgücü arttığını, insanlarının, bankalarının ve kamu sektörünün ağır borç altında bulunmadığını, bankalarının sağlıklı olduğunu kaydetti. Büyük, işleyen, Ortadoğu'nun geri kalanı için örnek olabilecek ve Avrupa Birliği'nin doğu kanadında bir çıpa haline gelebilecek demokratik bir Müslüman ülkesi olarak Türkiye'nin önem taşıdığını belirtern Biggs Ancak şu sıralarda Türkiye hasta. Ekonomi geçen son baharda Avrupa'nın geri kalanı ile birlikte çöktü. Bazı 'toparlama işaretleri' olsa da birçok sorun pusuya yatıyor yorumunu da yaptı.

EFG yatırım bankasının, Türkiye'nin reel GSYİH'nın bu yıl yüzde 4.5 gerileceğini ve gelecek yıl sadece yüzde 3.5 artacağı tahmininde bulunduğuna dikkat çeken Biggs, yüksek işsizliğine da işaret edildiği makalesinde Zayıf ekonomiye rağmen, enflasyon yüzde 6-7 düzeyinde ve reel faiz oranları, nekahat dönemindeki bir ekonomi için fazla yüksek dedi. Makalede şöyle devam edildi:

Yükselen petrol fiyatları büyük zarar veriyor. Hükümet bütçesi alt üst, yatırımlar ülke dışına akın ediyor ve para birimi kansız. Özel sektörün kısa vadeli borçları çok arttı ve bu borçları ödemek için gerekli olan dövizin, Türk para biriminin değerini önemli ölçüde düşürmesinden ve borç büyürken ve ödemeler daha zorlaşırken bir kısır döngü yaratılacağından korkuluyor.

Türkiye'nin en az 20 milyar dolara ihtiyacı var

Barton Biggs, Türkiye'deki kaynaklara dayanarak Türkiye'nin dış borcu ödeyebilmesi için en az 20 milyar dolara ihtiyacının bulunduğunu tahmini yaptıktan sonra IMF ve Dünya Bankası yetkililerinin Türkiye ziyaretlerinin büyük beklentilere yol açtığını, 15-20 milyar dolar tutarında kredi önerildiği söylendiğini ancak şimdiye kadar bir gelişme olmadığını da kaydetti. Biggs şu görüşleri dile getirdi:

Neden? Çünkü IMF parasının fiyatı, sert bir kemer sıkma dozudur. Hükümetin 12 ay içerisinde bir seçim ile karşı karşıya bulunduğu için seçmenleri kızdıracak ve iktidardaki partinin seçim yenilgisine yol açabilecek IMF ilaçlarını almaya çok isteksiz. Hükümet, ekonomik canlamanın, Türkiye'nin sorunlarını çözecek ve IMF kredisini gereksiz kılacak kadar güçlü olacağını umarak kumar oynuyor.

Ancak bu akıllıca bir kumar değil. IMF ile bir anlaşmayı imzalamak hayati bir sigorta. Eğer IMF, Türkiye'ye önümüzdeki iki yılda finansman uçurumu kapatacak parayı sağlarsa, ekonomideki ayarlama, göreli olarak acısız olur. Ancak eğer IMF kredisi yoksa, lira düşecek, ekonomik yine zayıflayacak ve belki daha da ciddi olacak yeni zenginlığı yıkıcı gelişmeler meydana gelecek.

Makalede ekonomide bazı toparlama işaretlerinin bulunduğu için bu sorunların büyük bir olasılıkla halk tarafından anlaşılmadığı belirtilirken de bu işaretlerin örnekleri olarak da turizmdeki canlılığı, kapasite kullanımının artması ve iç talebin iyileşmesi de gösterildi.

Buna karşı sürdürülebilir bir toparlanmanın ihracat piyasalarına bağlı olduğu vurgulandığı makalede, eğer Türkiye'nin krizde manevra yapabilmesi halinde geleceğin çok kısa bir sürede aydınlanabileceği de savunuldu. Türkiye'nin ulusal gelirin yılda yüzde 5 veya fazla büyüyebileceğini belirtilirken AB üyeliğinin bu projeksiyonları daha da yükseltebileceği kaydedildi. Biggs, makalesine son verirken Türkiye, hiç kimsenin gözde yükselen piyasalar listesinde değil. Fazla sorunları var, fazla yanlış başlangıçları yapıldı derken buna karşı yükselen piyasalara büyük miktarda para akmayı sürdüğünü ve son bir yılda 30.7 milyar doları çektiğini belirterek biraz şansla Türkiye'nin de oyunda yer alabileceğini sözlerine ekledi...

Read more...

En büyük 10 şirket açıklandı!!!

Türkiye'nin devlerinin 2008'in son aylarında gelen ilk kriz dalgasıyla bile büyük sarsıntı geçirdiği ortaya çıktı.

Fortune Türkiye Dergisi tarafından açıklanan ve 2008 yılının en büyük 500 şirketi araştırmasına göre, en büyük şirketlerin toplam net karı ortalama yüzde 35,5 düşerken, 142 şirket bilançosuna zarar yazdı. Toplam karlılık 20 milyar 67 milyon TL'den 12 milyar 927 milyon TL'ye gerilerken, ilk 10 şirketin net satış karlılığı bir önceki yıla göre yüzde 53,1 oranında azaldı.

Bankaların ve holdinglerin dahil edilmediği Fortune 500 araştırmasında 30 milyar 456 milyon TL'lik net satış rakamıyla Tüpraş, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yine birinci sırada yer aldı. Toplam satışlar ve ihracatta lider olan Tüpraş, karlılıkta ise yerini Turkcell'e bıraktı. Fortune 500 listesinin 8. sırasında yer alan Turkcell, 2,3 milyar TL'lik kar elde etti. Geçen yılın listesinde yer almayan Botaş ise, büyük bir sürpriz yaparak, 21 milyar 82 milyon TL'lik cirosuyla bu yılın listesine ikinci sıradan girdi. 2007'de ikinci sırada bulunan Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ise 20,6 milyar TL'lik satışla 2008 sıralamasında üçüncülüğe düştü. Petrol Ofisi de 2008 listesinde 17 milyar 202 milyon TL net satış rakamıyla dördüncü oldu. Petrol Ofisi'ni, 10,8 milyar TL'lik satış ile Shell&Turcas izledi.

Borçluluk oranı yüzde 26,9 arttı

Fortune 500'ün Türkiye'deki sonuçları, Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Ali Ağaoğlu, Finans Editörü Kenan Şanlı ve Finar D&B Yönetim Kurulu Başkanı Selim Seval'in katılımıyla düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Hemen her sektörün ve şirketin küresel krizin olumsuz etkilerinden nasibini aldığına dikkat çekilen araştırmaya göre, Fortune 500 listesindeki şirketlerin borçluluk oranı 2008'de yüzde 26,9 arttı. Fortune 500 şirketleri istihdamda ise toplamda yüzde 1'lik düşüş yaşadı. 2007'de Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerde toplam 776 bin 869 kişi çalışırken, 2008'de bu sayı 769 bin 924'e geriledi. Yani 2008'de 6 bin 945 kişi işini kaybetti.

Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin ihracatı 2008'in son aylardaki düşüşe rağmen yüzde 18,7 artarak 94 milyar 681 milyon TL'ye yükseldi. Listede yer alan şirketlerin net satışlarının yüzde 76,87'sini iç satışlar oluştururken, ihracatın payı yüzde 23,13'lerde kaldı. İlk 50 şirket açısından satışların dağılımına bakıldığında ihracatın payı yüzde 20 olurken, ilk 10 şirketin satışları içerisinde ihracatın payı yüzde 11 olarak gerçekleşti.

Aslan payı petrol şirketlerinin

Listede yer alan şirketlerin net satışları sektörlerine göre değerlendirildiğinde, yüzde 17,59'la en yüksek payı petrol ve türevleri üretim ve dağıtımı sektörü aldı. Bu sektörü yüzde 9,52 payla enerji sektörü takip etti. 33 şirketle listeye en fazla şirket sokan metal döküm ve işleme sektörünün satış gelirlerindeki payı ise yüzde 7,36 olarak gerçekleşti. Basım-yayım ve medya alanına ise Doğan Holding damgasını vurdu. Hürriyet Gazetecilik, 998 milyon TL satış geliri ile sektörün lideri olurken, Doğan Dağıtım 733,5 milyon TL ile ikinci oldu.

Listede karını en çok artıran şirketler sıralamasında ise inanılması güç rakamlar ortaya çıktı. Listede 438. sırada yer alan Kipaş Denim İşletmeleri AŞ, net karını yüzde 16 bin 999 oranında artırdı. İhracatı en çok artan şirket ise listede 498. sırada bulunan Koray İnşaat oldu. Koray İnşaat, ihracatını yüzde 721 bin 417 oranında yükseltti.

Fortune 500 listesinde yer alan 129 borsa şirketi içerisinde piyasa değeri 15 Haziran 2008 itibariyle 15 milyar TL'nin üzerinde olan 2 şirket bulunuyor. Bu şirketler Turkcell ve Türk Telekom oldu. 2007-2008 dönemi için hisse başına kar sıralamasında Bagfaş başı çekerken, yatırımcı karlılığı sıralamasında listenin zirvesinde Gübre Fabrikaları yer alıyor.

Fortune 500'de yer alan şirketlerin illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul'un açık ara önde olduğu görülüyor. İstanbul'daki 243 şirket 211,3 milyar TL net satış geliri ile toplam satışlardan yüzde 53,9 pay aldı. İllere göre dağılımda ise, Ankara 48 şirketle ikinci, İzmir 40 şirketle üçüncü olurken, listede en fazla şirketi bulunan 4. il durumunda olan Bursa, toplam satışlardan yalnızca yüzde 1,9 pay alabildi. Listeye Türkiye'nin 81 ilinden 42'si giremedi.

500 ŞİRKETİN TOPLAMI BİR CHEVRON EDİYOR

* Fortune 500'ün net satış geliri 258 milyar 68 milyon dolar, yani 392,3 milyar TL oldu
* Türkiye 500'ün toplam satışları ancak ABD 500'de 3. sırada yer alan Chevron'u (263,1 milyar dolar) yakalayabildi.
* İlk 10 şirketin toplam satış geliri 144 milyar TL oldu.
* İlk 5 şirket de enerji sektöründen çıktı. İlk 10'da 6 enerji, 2 telekom, bir inşaat ve bir otomotiv şirketi yer aldı.
* İlk 10 şirketin toplam satışlarında ihracatın payı yüzde 11 oldu.
* 142 şirketin zararla kapattığı 2008'de 500 şirketin toplam net karı önceki yıla göre yüzde 35,5 düşerek 12,9 milyar TL oldu.
* Şirketlerin net satış gelirleri geçen yıl yüzde 16,3 oranında artarak 392,3 milyar liraya ulaştı.
* İlk 10 şirketin net satış karlılığı bir önceki yıla göre yüzde 53,1 oranında azaldı.
* Listeye giren ilk 62 şirket 1 milyar TL'nin üzerinde satış geliri elde etti. Bu sayı 2007'de 53 olarak gerçekleşmişti.
* Fortune 500 listesine 81 ilden 42'si giremedi.

243 ŞİRKET İSTANBUL'DAN

Fortune 500'de yer alan şirketlerin illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul'un 243 şirketle ağırlığını koruduğu görülüyor. 48 şirketle ikinci sırada Ankara, 40 şirketle üçüncü sırada İzmir yer alıyor. Bursa listede 28 şirketle en fazla şirketi bulunan dördüncü il durumunda. Kocaeli'nin ise 24 şirketi var. Anadolu'nun yıldızı parlayan sanayi kentlerinden Kayseri listeye 15 şirketle girerken, Gaziantep 13 şirket sokabildi. Denizli ise bu yıl listeye 9 şirketle dahil oldu. Adana ve Manisa'nın 7 şirketi. Maraş ve Ordu'nun 5, Balıkesir, Eskişehir, Hatay, Sakarya ile Tekirdağ'ın 4, Antalya, Aydın, Konya, Mersin, Zonguldak'ın 3, Bolu, Edirne, Kütahya ve Trabzon'un 2 şirketi listede bulunuyor

Read more...

Borsa güne yükselişle başladı!

26 Haziran 2009 Cuma

Endeks güne 240 puanlık yükselişle 36 bin 568 puandan başladı. Bu seviyede hisse senetleri ortalama yüzde 0.66 oranında değer kazandı.

Read more...

Akaryakıtta tavan fiyat dönemi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) akaryakıt fiyatlarında tavan fiyat uygulaması başlattı.

EPDK 28 Mayıs'ta dağıtıcı firmalardan en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa fiyatlarına göre ayarlama yapmalarını istemişti.

Şirketler belirlenen son tarih olan 20 Haziran'a kadar indirimler yaptı. Ancak bugün toplanan EPDK bu indirimleri yeterli görmedi, tavan fiyat uygulaması başlattı.

Bu kapsamda dağıtıcı ve bayi marjları toplamı benzin için litrede 25 kuruş, motorinde 30 kuruş, kırsal motorinde 27,5 kuruş oldu.

Bugün açıklanan fiyatlar iki ay geçerli olacak.

Read more...

Serbest bölgelerde ticaret geriliyor

23 Haziran 2009 Salı

Serbest bölgelerde ticaret, ilk 4 ayda yüzde 42 düşüşle 5,1 milyar dolara geriledi. En fazla ticaret, 1.1 milyar dolar ile İstanbul Deri Serbest Bölgesi'nde gerçekleşti.

Read more...

Kriz marka sadakatini eritti

Küresel krizin derinleşmesi ile birlikte marka sadakati de masaya yatırılan kavramlardan biri oldu.

Şirketler krizde ayakta kalabilmek adına pazarlama stratejilerini marka sadakati çevresinde şekilendirdi ancak tüm şirketler bu konuda başarılı olamadı. Bazı şirketler sadakat ile kriz sürecinde kâr ederken bazıları da yıllardır kendi markalarına sadık müşterilerini rakiplerine ya da ikâme ürünlere kaptırdı.

ABD'de pazarlama direktörlerini temsil eden CMO Council ve Catalina Marketing'in Pointer Media Network biriminin gerçekleştirdiği 2 yıl süren akademik araştırmaya göre ABD'li tüketicilerin neredeyse yarısı kriz başladığından bu yana güvendikleri ama pahalı olan markayı bırakıp yerine daha ucuz olan rakip markaları tercih etmeye başladı.

685 gıda ve ilaç markasını kapsayan ve 32 milyon müşteri ile yapılan araştırmada 2008 yılında en sadık müşterilerin bile 3'te 1'inin kaybedildiği ortaya çıktı. Müşterilerin marka sadakati eğilimleri süpermarketlerin sadakat kartları verileri kullanılarak belirlendi. Araştırmanın sonuçlarının en büyük tehlikenin paketli ürünlerde olduğunu gösterdiği belirtiliyor.

Müşteri kalite ve fiyat önde

ABD'de markaların yaşadığı müşteri sadakatsizliği sorunu, Türk markalarına da yansıdı. Günkar Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş, kriz döneminde müşteriler için markanın değil, kalite ve fiyatın daha önemli hale geldiğini söyledi. Güneş, Bu durum bize de yansıdı. Biz de krizin başladığı 2008'de bu yıl için önlem almamıza rağmen, hedeflediğimiz yüzde 20'lik büyümeyi gerçekleştiremedik. Satışlarda yüzde 15 kayıp oldu. Mevcut durum bence geçici. Krizden sonra marka sadakatine geri dönüleceğine inanıyorum dedi.

Araştırmanın ardından yaptığı açıklama dün Financial Times'da yayınlanan Northwestern University bünyesindeki Kellogg Yönetim Okulu Pazarlama Bölümü Öğretim Üyesi Eric Anderson, sadık müşterilerin ancak indirimlerle yön değiştirebileceğini belirtti. Anderson, marka sadakatinden vazgeçen müşterilerin aslında en kârlı müşteri grubu olduğunu söyledi.

Read more...

Dolar 1,6000 TL`ye dayandı

İstanbul serbest piyasada dolar 1,5850, avro 2,1860 liradan güne başladı.

AA

Kapalıçarşı'da 1,5800 liradan alınan dolar 1,5850 liradan satılıyor. 2,1800 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1860 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dünkü kapanışta doların satış fiyatı 1,5700 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1720 lira olmuştu.


NEW YORK BORSASI GÜNÜ DÜŞÜŞLE KAPATTI

New York Wall Steet Borsası'nda Dow Jones ve Nasdaq endeksleri haftanın ilk gününü düşüşle kapattı.

Borsanın temel göstergesi olan Dow Jones, 200,72 puan kayıpla 8.339,01 puana gerilerken, Nasdaq Birleşik Endeksi de 61,28 puan düşüşle 1.766,19 puana indi.

Read more...

Rekabet Kurulu`ndan Erdemir`e rekor ceza

Rekabet Kurulu, Türkiye'nin en büyük yassı çelik üreticisi Erdemir'in ArcelorMittal Ambalaj Çeliği A.Ş. ve Borçelik'teki ortaklıklarının 1 yıl içinde sona erdirilmesine karar verdi.

CNNTURK

Kurul Erdemir'i toplam 20 milyon lira idari para cezasına çarptırdı. Rekabet Kurulu, konuyla ilgili olarak 2 Nisan 2008'de soruşturma açmıştı.
Oybirliği ile alınan ve Danıştay yolu açık kararın gerekçesinin daha sonra tebliğ edileceği belirtildi.

Kararda, ArcelorMittal Grubu ile Erdemir arasındaki ArcelorMittal Ambalaj'ın yüzde 25'lik hissesinin devrine ilişkin anlaşmanın rekabet koşullarını ihlal ettiği vurgulandı.

Bu çerçevede ArcelorMittal Ambalaj'a 1 milyon 228 bin TL, Erdemir'e ise 10 milyon 57 bin TL idari para cezası verildi.

Borusan Grubu ve ArcelorMittal Grubu tarafından ortaklaşa yönetilen girişim şirketi Borçelik'e, Erdemir'in yüzde 9.34 oranında ortak olması da rekabete aykırı bulundu.

Rekabet Kurulu bu nedenle de Erdemir'e 10 milyon 57 bin TL, Borçelik'e de 2 milyon 399 bin TL idari para cezası kesti.

Erdemir'den yapılan açıklamada, şirketin gerekçeli kararın tebliğ edilmesinin ardından her türlü yasal yola başvuracağı kaydedildi.

Erdemir, bir süredir söz konusu ortaklıklarının sona erdirilmesine yönelik görüşmeler yapıyordu...

Read more...

Porsche, Katar’da para arıyor

Almanya’nın en kârlı otomotiv şirketlerinden olan ve kendisinden çok daha büyük otomotiv devi Volkswagen’in (VW) çoğunluk hisselerini devralan Porsche, Katar’da sıcak para arayışına girdi

İRFAN ERGİ Frankfurt

10 milyar euro borcu olan Porsche’nin kamu bankalarından 1.75 milyar euro acil kredi talebi reddedildi.

Porsche’nin hisselerinin yüzde 30’unu 2 - 3 milyar euro karşılığında satma girişimi, birleşmeden sonra yönetimde söz sahibi olan VW tarafından reddedildi.

VW, Katar’ın Porsche’nin hisselerini satın alması durumunda, kendileri üzerinde de söz sahibi olmasından çekiniyor.

Read more...

Küçülme beklentisi fren yaptı

Merkez Bankası Beklenti Anketi’nde büyümede Eylül 2008’den beri görülen kötüye gidiş ilk kez frene bastı.

Haziran ikinci dönemde yıllık GSYH değişim beklentisi değişmeyerek yüzde 4.2 küçülmeyi işaret etti. Böylece Eylül 2008’de başlayan büyümede düşüş ve ardından Şubat 2009’da başlayan küçülmede artış beklentisi ile GSYH değişiminde kötüleşme beklentisi dokuz ay sonra ilk kez gerileme yaşamadan sabit kaldı.

Merkez Bankası, Haziran Beklenti Anketi sonuçlarını açıkladı. Haziran birinci döneme göre, ikinci dönem cari ayın TÜFE enflasyonu beklentisi 0.05 puan artarak yüzde 0.29’a, yıl sonu 0.06 puan artarak yüzde 6.18’e çıktı. Cari ay sonu dolar kuru beklentisi 1.5627 TL’den 1.5617 TL’ye geriledi.

Yıl sonu beklentisi 1.6229 TL’den 1.6269 TL’ye çıktı. Yıl sonu cari işlemler dengesi beklentisi 11.44 milyar dolardan 10.82 milyar dolara indi

Read more...

Bugün bu datalar izlenecek!

22 Haziran 2009 Pazartesi

11:00 - Almanya haziran ayı IFO reel sektör güven endeksi
17:30 - Türkiye hazine merkezi yönetim iç-dış borç verileri
15:00 - AB MB Başkanı Trichet’in konuşması

Read more...

Bankadaki hesabınızı kontrol edin!

Bankalar güven müessesesidir. Güven kaybedildiği anda sistem büyük yara alır. O nedenle bankalar güven konusunda son derece duyarlı davranır.

Ancak bazı münferit olaylar bankalara duyulan güveni zedeler, bu da bankacılık sisteminin yaralanmasına neden olur.

Bugün size büyük ve ünlü bir yabancı menşeli bankanın İstanbul Kavacık Şubesi’nde yaşanan bir olayı aktarmak istiyorum. Dünyaca ünlü bir yabancı bankanın İstanbul Kavacık Şubesi’nin Gold Müşteri Temsilcisi Beyza Y, bir bayan müşterisini birkaç kez ziyaret ederek, euro cinsinden hesap açtırması için dil döker. Sonunda müşterisi onu kırmaz ve 2007 yılında 70 bin euroyla müşteri temsilcisi Beyza Y. üzerinden bir euro hesabı açtırır ve imzalı mevduat hesabı cüzdanını alır. Bankadan emin olan müşteri hesabını kontrol etmeyi hiç aklına getirmez. Bilahare bu bankanın Kavacık Şubesi’nin faaliyetlerinin Ataşehir Şubesi bünyesinde sürdürüleceği müşteriye bildirilir.

Mevduat toksik fonlara kaydırılmış

Sözünü ettiğim müşteri bir yatırım yapacaktır, 23 Ocak 2009 günü hesabının aktarıldığı Ataşehir Şubesi’ne gidip parasını çekmek istediğini söyler. Banka görevlisi, hesabında 38 bin 950 euro olduğunu bildirir. Hesap sahibi “Ama ben 70 bin euro yatırmıştım, işte cüzdanım” dese de faiz hariç 31 bin 050 euro duman olmuş gitmiştir. Üstelik parasını emanet ettiği Beyza Y. adlı müşteri temsilcisi de bu bankadan ayrılmış, bir başka bankaya geçmiştir...

Hesap sahibinin parası, sahibinin bilgisi ve talimatı olmaksızın kriz öncesi güya toksik yatırım fonlarında hiç edilmiş. Mevduat sahibi şaşkın, banka yetkililerine, “Arkadaş benim param benim talimatım olmadan nasıl benden habersiz başka yatırım araçlarında güya değerlendirilip hiç edilir” der. Bankanın cevabı, “Müşteri temsilciniz o tarihte böyle uygun görmüş” olur. Hesap sahibi çaresiz bakiye 38 bin 950 euroyu çeker ve bankadan ayrılır.

Benden talimat aldınız mı?

Mudi, 5 Şubat 2009 günü, ünlü yabancı bankanın Ataşehir Şubesi Müdürlüğü’ne Üsküdar 9. Noterliği’nden 4272 yevmiye numarası ile bir ihtarname gönderir. İhtarnamede, kendisinden habersiz hesap hareketi ile yok olan 31 bin 050 euro ve bu meblağın 2007 yılından bu tarihe kadar olan getirisinin 3 gün içinde ödemesini talep eder. Dünyanın en ünlüsü o yabancı bankadan ne bir cevap ne de bir ses çıkar. Mevduat sahibinin vekili bankaya gider “Beyler, bayanlar size biz ihtarname çektik ve üç gün süre verdik, bir cevap vermediniz. Paramızın akıbeti ne olacak?” der. Sorumsuz bankanın sorumsuz görevlisi, “Gold müşteri temsilciniz Beyza Y. hesap açtırırken size bir de sözleşme imzalatmış. O sözleşme müşteri temsilcinize gerektiğinde bu hesabınızı farklı yatırım araçlarına yönlendirebilme yetkisi veriyor. Bankamızın yetkili temsilcisi de sizin bu paranızı o tarihte yüksek getiri getiren fonlara aktarmış. Bu arada global kriz oldu, o fonlar battı. Sizin paranızın o bölümü de battı” diye pişkin pişkin cevap verir.

Zararını müşteri mi ödeyecek?

Amerika’nın o ünlü bankasının global krizde zora düştüğünü hepimiz biliyoruz. Ancak, zora düştü diye bankanın müşterisinin hesabını müşterisinden habersiz ve bankacılık kurallarına aykırı olarak başka kanallara yönlendirmesi, aktarması mı gerekiyor? Bu olsa olsa müşteriyi dolandırmaktır. Sanırım bankanın talihsiz müşterisi bankadan son bir cevap bekliyor. Olumsuz yanıt alması halinde konuyu hem yargıya taşıyacak, banka ve Beyza Y. hakkında emniyeti suiistimal ve dolandırıcılık davası açacak hem de bu bankanın yaptığını gazete gazete dolaşıp ismi ile birlikte kamuoyuna anlatmaya başlayacak.

Şimdi ben cereyan eden bu olayı yakın takibe alıyor ve bankalarda hesabı bulunan diğer hesap sahiplerine bankalardaki hesaplarını kontrol etmelerini tavsiye ediyorum...

Read more...

Milli Piyango`ya `İddaa`lı ihale

Milli Piyango özelleştirmesinde yeni yol haritası için hükümetin kararı bekleniyor. İkinci ihalenin İddaa'da olduğu gibi açık eksiltme yöntemiyle de gerçekleştirilebileceği belirtiliyor.

Edinilen bilgiye göre, Milli Piyango İdaresine ait şans oyunlarının özelleştirilmesi için 7 Mayıs'da gerçekleştirilen ihalede, teklif veren 2 grubun önerdiği tutarın, başlangıç fiyatının altında kalması nedeniyle iptal edilen ihaleden sonra gözler yeniden hükümete çevrildi.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Milli Piyango İdaresi, özelleştirmede bundan sonra izlenecek yol konusunda önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görüşünü alacak. Konu Maliye Bakanı ile değerlendirilecek daha sonra da hükümetin özelleştirme şimdilik kalsın ya da yola devam kararı beklenecek.

Milli Piyango özelleştirmesine devam kararı çıkması halinde de ya buna ilişkin yeni bir Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı yayımlanacak ya da yeni özelleştirme süreci Bakanlar Kurulu Kararı başlatılacak. Özelleştirme için Şans Oyunları Lisans Yönetmeliğinde bir takım değişikliklere gidilebileceği ifade ediliyor. Yetkililer, yönetmelikte özel sektör kuruluşlarının isteği doğrultusunda bazı esnekliklere gidilebileceğini ancak bunların sorumlu oyun ilkesine ters düşmeyecek düzenlemeler olacağını ifade ediyor.

Yetkililer, Milli Piyango'nun özelleştirme ihalesinin yenilenmesi sırasında, ihale yönteminde de değişikliğe gidilebileceğini belirtiyor. Siyasi iradenin bu konuda vereceği karar doğrultusunda, özelleştirmede açık arttırma yönteminin yine uygulanmasının yanı sıra hasılat paylaşımının da yeniden gündeme gelebileceği kaydedilirken, ihalenin dünya uygulamaları da gözönünde bulundurularak İdda'da olduğu gibi açık eksiltme usulü ile de gerçekleştirilebileceğini vurguluyor.

Açık eksiltme usulü ile ihale yönteminde başlangıçta belirli bir bedel alınabileceği gibi bedel olmadan tamamen hasılata dayalı bir özelleştirmeye gidilebileceğine de işaret ediliyor. Bu arada yetkililer, ilk ihaledeki açık arttırma usulünün yeniden benimsenmesi halinde 1 milyar 622 milyon dolarlık başlangıç tutarının yeniden gözden geçirilebileceğini de dile getiriyor.

FİRMALAR NE İSTİYOR

Talih Kuşu ile ilgilenen firmalar, oyun planının dar tutulmasına itiraz ediyor. Çekiliş aralıklarının saatlik hale getirilerek gün içerisinde birkaç oyun oynatılabilmesini talep ediyor.

Aşırı reklam yasağına ve korumacı politikalara itiraz eden firmalar, bu konuda da esneklik istiyor. Firmalar, reklam cezalarının aşağı çekilmesi yönünde de görüş belirtiyor.

Yatırımcı kuruluşların itiraz ettiği bir diğer husus da bayi komisyonları olarak belirleniyor. Firmalar yüzde 8-9 dolayında bulunan bayi komisyonlarının yüksek olduğunu dile getiriyor.

Şirketler, açık arttırma usulü ile pazarlık yerine talih kuşu ihalesinin diğer ülkelerde de olduğu gibi açık eksiltme usulü ile yapılması yönünde görüş belirtiyor...

Read more...

Borsa 40 bine yükselir mi?

Borsadaki yükseliş potansiyeline dikkat çeken uzmanlar, yatırımcıların oluşturacakları portföylerde ağırlıklı olarak hisse senedine yer vermesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlar, yatırımcıya B tipi fonları da öneriyor.

Geçen hafta Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin Ankara'ya gelmesinin Anlaşma artık tamam beklenti yarattığı piyasalardaki iyimserlik devam ederken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) yükseliş trendine girdiğini düşünen uzmanlar, yatırımcılara hisse senedi tavsiye etmeye başladı. Referans'a bilgi veren uzmanlar, portföyün yüzde 40'ının hisse senedinden yüzde 30'a yakın da B tipi fonlardan oluşabileceğini belirttiler. Uzmanların önerilerinin ortalamasına göre bu dönemde portföyle yüzde 12 ile en düşük tutulması gereken enstrüman ise döviz.

Enerji, otomotiv gözde

Daha birkaç hafta öncesine kadar IMF umudunu tüketen piyasa oyuncularının, IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky ile görüştükten sonra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın IMF ile görüşmeler sürecek açıklamaları nedeniyle yeniden umutlandığı da gözleniyor. Küresel krizin ve Türkiye ekonomisindeki daralmanın sürdüğü, faiz oranlarının gösterge kağıtta yüzde 12,2 seviyelerine gerilediği ve yatırım araçlarının getirisinin düştüğü bir ortamda tasarrufçulara önerilerde bulunmak da eskisine göre zorlanan uzmanlar, oluşturulacak portföylerde ağırlığı borsaya vermeye başladı.

Yatırımcıların likit fon, B tipi fonlar gibi yatırım fonlarına da yatırım yapması gerektiğini belirten uzmanlar, faizlerin geldiği seviye itibarıyla Hazine Bonosu ve devlet tahviline yatırımın portföylerdeki ağırlığını ise düşük tutuyor. Uzmanlar, yatırımcıların özellikle, borsada enerji, otomotiv gibi sektörlere yatırım yapabileceklerine dikkat çekiyor.
Geçen haftayı 35.819 puandan tamamlayan İMKB'nin 22.000'li seviyelerden başlayan yükselişinde IMF'yle yeni bir anlaşma ve diğer haberlerin satın alındığını ifade eden Ata Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü Osman Büyükgöksu, Piyasanın yukarı yönlü hareketi konusunda biraz çekimserim. Ancak, piyasanın gücünü koruduğu da yadsınamaz. Sanki, gizli bir kuvvet, görünmeyen bir el etkili oluyor diye konuştu.

Borsa 40 bine yükselir

Borsadaki olumlu seyirde bir bozulma beklemediğini belirten Yapı Kredi Portföy Yatırım ve Kantitatif Analiz Direktörü Ozan Gökler de yıl sonundan önce borsanın 40.000 puan seviyesine yükselebileceğini söyledi. Gökler, yatırımcıların da yatırım yaparken seçici olmaları koşuluyla iyi getiriler sağlayabileceklerini vurguladı. Birtakım risklere karşın, piyasalarda halen olumlu bir seyir olduğunu belirten Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Tuncay Turşucu, Göstergeler al konumunda. Endeksin, 38.000'e çıkabileceğini düşünüyorum dedi. Euro/dolar paritesinin de 1.37'nin altına sarkması durumunda piyasalar için bir risk teşkil edeceğini belirten Turşucu, yatırımcıların oluşturucakları portföyde yüzde 30 oranında dövize yer verebileceklerini söyledi.

IMF beklentilerinin canlı olduğu bu dönemde borsada yükselişin sürebileceğini belirten Garanti Portföy Emeklilik Fonlarından Sorumlu Koordinatör Erkan Bilgün de endeksin 37.000-37.500 seviyesini görebileceğini kaydetti.

Bononun payı düşük

Merkez Bankası'nın salı günü kısa vadeli faizleri 0.5 puan düşürmesine karşın, bunun bono faizleri üzerinde kaydadeğer bir etkisinin olmadığı gözlendi. Faiz, IMF'yle anlaşma beklentileriyle gösterge kağıtta cuma günü 0.30 puan düşüşle 12,21 seviyelerine geriledi. Faizlerin kısa vadede aşağı yönlü düşüş potansiyelinin sınırlı olması nedeniyle yatırım uzmanları portföylerde bononun payını düşük tutuyor. Türkiye'nin cari açığındaki daralma, IMF'le anlaşma beklentisi ve döviz gelirlerinin artacağı yaz aylarına girilmesi gibi nedenlerle döviz kurlarında yukarı yönlü hızlı bir hareket de beklenmediği için dövizin de portföylerde sınırlı tutulması gerektiği vurgulanıyor...

Read more...

Benzinde 30 kuruş indirim bekleniyor

Akaryakıt firmaları EPDK'ya tekliflerini sunarken, Tüketiciler Birliği benzinin litre fiyatının en az 30 kuruş indirilmesini bekliyor.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, EPDK'nın akaryakıt firmalarına benzin fiyatlarının makul düzeye çekilmesi yolunda verdiği sürenin dün dolduğunu anımsattı.

Firmaların EPDK'ya benzin fiyatları konusunda tekliflerini sunduğunu belirten Kaya, EPDK'nın akaryakıt firmalarına nasıl bir müdahalede bulunacağını merak ettiklerini dile getirdi.

Verilen süre dolmadan bazı firmaların benzinin litre fiyatlarında indirime gittiğini anlatan Kaya, Petrol fiyatlarında bir anormallik yok. Neden indirim yapıldı? Demek ki ortada fazla karlar söz konusu. Firmalar benzini rafineriden 58 kuruştan alıyor. 5 nakliye, yüzde 18 bayi karı koyduğunuzda fiyat 81 kuruşa çıkıyor. Dağıtıcı firmalar bayiden fazla yüzde 50 civarında karla vergi hariç benzini 1,25 TL'den satıyor. Vergiler de katıldığında fiyat 3,25 TL'ya ulaşıyor. Serbest piyasa, ancak bu kadar da değil. Dağıtıcı firmanın daha küçük karlar etmesi gerekiyor. Ama inanılmaz karlar var. Dağıtıcı firmaların yüzde 15 kar yapması durumunda bile fiyatların yaklaşık 30 kuruş ve daha fazla aşağı çekilmesi gerekiyor dedi.

Kaya, fiyatların en kötü ihtimalle 2,95'e inmesi gerektiğini savunarak, En az 30 kuruş indirim bekliyoruz. EPDK'nın da benzinin litresinde üst sınır 2,95'i dikkate alarak müdahalede bulunmasını bekliyoruz. Cezai yaptırımlar da uygulanmalı dedi.

EPDK'nın bu noktada baklava çalan çocuğun hapis cezasıyla cezalandırıldığını unutmadan hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kaya, Bir çocuk yokluk içinde yaptığı hatadan ceza aldı. Bu kadar yüksek fiyatlar kabul edilemez. Aslında EPDK, çevre ülkelerdeki fiyatları ve Türkiye'deki firmaların karlarını çok iyi biliyor görüşünü ileri sürdü.

Read more...

300 bin kart af kapsamı dışında

17 Haziran 2009 Çarşamba

Bankalar temerrüde düşmüş 300 bin kredi kartı alacağını varlık yönetim şirketlerine sattı. Boyutu 500 milyon lirayı bulan bu kartların af kapsamı dışında kalma tehlikesi var.

Hükümetin bankalar ve ekonomi bürokrasisiyle koordineli olarak hazırladığı kredi kartı affından yararlanması beklenen yaklaşık 875 bin borçludan 300 bin kişinin sevinci yarım kalabilir. Türkiye'nin önde gelen büyük bankalarının 2007'den bu yana faaliyete geçen varlık yönetim şirketlerine sattıkları sorunlu kredi kartı adedi 300 bine ulaşmış durumda.

Bankaların tahsilden umudu kestikleri için satmayı tercih ettikleri ve boyutu yaklaşık 500 milyon TL'yi bulan kredi kartı alacaklarını satın alan varlık yönetim şirketleri affa uymak zorunda olmadıklarını söylüyor.

Önceki gün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan kredi kartı affı, 31 Mayıs 2009 itibariyle temerrüde düşen 1 milyon 301 bin kredi kartı ve 874 bin 657 kart sahibini kapsıyor. Ancak, af için Meclis onayı gereken yasal düzenlemede varlık yönetim şirketlerinin de özellikle zikredilmesi gerektiği, aksi taktirde bu şirketlerin satın aldıkları kredi kartı alacakları için belirlenen kriterleri yerine getirmek konusunda zorunlu tutulamayacağı belirtiliyor.

Alacakların devri pahallanır

Yasal düzenleme ile af kriterlerine uymakta zorunlu tutulmaları halinde ise varlık yönetim şirketlerinin gelir kaybına uğrarız gerekçesiyle itiraz edebileceği öne sürülüyor. Şu anda Türkiye'nin önde gelen büyük bankaların büyüklüğü yaklaşık 500 milyon TL'yi bulan 300 bin TL'lik kredi kartı alacağını varlık yönetim şirketlerine satmış durumda.

Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir bürokrat, yasal düzenlemede özel olarak zikredilmezlerse varlık yönetim şirketlerinin affa uymak zorunda olmadığını belirterek, Çünkü banka statüsünde değiller, tamamen serbest çalışan, farklı kurallara tabi kuruluşlar dedi.

Alacak tahsili ve yapılandırması konusunda danışmanlık veren bir şirket yöneticisi ise varlık yönetim şirketlerinin belli bir fonlaması olmadığını vurgulayarak, Belli bir alacağı belli bir fiyattan aldıkları için alacak miktarını düşüremezler. Alacaklar geriye dönük olarak düşürülemez. Ben alacağa bakarak fiyat önermişim. Aradaki farkı bana kim ödeyecek. Bu nedenle varlık yönetim şirketlerinde uygulanması mümkün değil açıklamasında bulundu. Ayrıca bazı bankaların zaten bir süredir uygulamaya çalıştığı 12 ay taksit ve 0 faiz ile yapılandırma programının bugüne kadar işe yaramadığını belirten aynı yönetici, Şimdi yüzde 1 faiz oranı uygulanıyor. Dolayısıyla geri dönüşü zor. Ayrıca biz de bugünden sonra bankalarla masaya otururken bu affa göre fiyatlama yapacağız dedi.

5 büyük banka sattı

Kredi kartında 3.1 milyar TL'lik tahsili gecikmiş alacağın sistem için büyük bir sıkıntı yaratmadığı ancak burada sayının fazla olmasının rahatsızlık yarattığı belirtilirken, alacağından umudunu kesen bankalar da bunları varlık yönetim şirketlerine satmayı tercih ediyorlar. Bugüne kadar 5 büyük banka varlık yönetim şirketlerin toplam 300 bin adet sorunlu kredi kartını sattı.

Varlık yönetim şirketlerinden alınan bilgiye göre bu kartlardaki alacak ortalaması 1750 TL düzeyinde. Bu durumda toplam alacak boyutunun yaklaşık 500 milyon TL olduğu ifade ediliyor. Babacan'ın af paketini açıkladığı önceki gün, Türkiye'nin en büyük bankalarından biri 4. kez alacak satışı için ihale açmıştı. Söz konusu banka 50 bin adet kredi kartında 94 milyon TL'lik alacağını satışa çıkardı.

Read more...

Otoda fiyatlar yüzde 7.7 arttı

Hükümet iç piyasayı canlandırmak ve stokları eritmek amacıyla başlattığı vergi indirimlerine 30 Eylül’e kadar devam edecek.

Otomobilde daha önce yüzde 18’e çekilen ÖTV yeni uygulama ile yüzde 27’ye, hafif ticari araçta ise yüzde 1 olan oran yüzde 3’e yükseldi. Böylece otomobil fiyatları yüzde 7.7 artacak. Yapılan bu düzenlemenin maliyeti ise 600-700 milyon lira olarak hesap ediliyor.

HÜKÜMET, bazı sektörlerde krizin etkilerini azaltmak için üç aylığına uygulamaya koyduğu Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) indirimlerini 30 Eylül’e kadar uzattı. Yeni düzenleme ile otomotivden beyez eşyaya kadar pekçok sektör için yeni oranlar belirlenirken, bu işin maliyetinin 600-700 milyon lirayı bulabileceği tahmin ediliyor. Yeni düzenlemeyle, 1.6 litre ve altındaki araçların ÖTV oranları yüzde 18’den yüzde 27’e çıkartılırken, hafif ticari araçta ise yüzde 1 olan ÖTV oranı yüzde 3’e yükseldi. Yeni ÖTV oranları otomotiv sektörünü genel olarak memnun etmedi.

İndirim yarı yarıya azaldı

ÖTV oranının yüzde 18’den 27’ye çıkmasıyla fiyatlar yüzde 7.7 artacak. Böylece 15 Mart’ta otomobil fiyatlarındaki yüzde 14’lük indirim yarı yarıya azılmış oldu. Yeni ÖTV oranlarıyla hafif ticari araç ve kamyonetlerdeki fiyat artışı ise yüzde 2 civarında olacak. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı ve Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, artırılan yeni ÖTV oranlarıyla yeni bir 3 aylık dönem başladığını belirterek, ÖTV oranlarının yükselmesinin geçen dönem kadar cazip şartları beraberinde getirmeyeceğini söyledi.

30 Eylül’e kadar sürecek olan bu dönemde, 1600 cc altı binek araçlarda yüzde 18’e düşmüş olan ÖTV’nin 9 puan arttığını vurgulayan Aybar, şöyle konuştu: Şimdi bu yeni dönemi en iyi şekilde yönetmemiz gerekiyor. Yaz döneminin kendine has durgunluğunun yanısıra ÖTV oranlarının yükselmesinin geçen dönem kadar cazip şartları yaşatmayacak olsa da yine de sektöre bir miktar avantaj sağlayacağını düşünüyorum.

Satışlar yüzde 33 arttı

16 Mart 2009’da başlayan ve 3 ay süren ÖTV indiriminin sektöre ve ekonomiye ciddi bir katkısı olduğunu hatırlatan Aybar, şu değerlendirmeyi yaptı: 23 Ocak’ta sektörde 151 bin stok vardı. ÖTV indiriminin ardından bu eritilerek otomotiv sanayiinde çarklar döndü.

Sektöre verilen bu destek sayesinde, ÖTV indiriminin yapıldığı bu 3 aylık dönemde, 1 Haziran 2009’a kadar, geçen yılın aynı dönemine göre satışlarda yüzde 33’lük artış gerçekleşti. Hafif ticari araçların satışında ise daralma oranı yüzde 2’ye geriledi. Bunların yanısıra ÖTV indirimi kamu maliyesine de yaradı, ek vergi geliri elde edildi. Şimdi sürenin sonuna geldik, uygulamanın uzatılmış olması şartlar aynı olmasa da önemli bir gelişme.

ÖTV ve KDV indirimi hangi sektörde neydi, ne oldu

OTOMOBİL: 1600 cc altındaki otomobillerde yüzde 37 olan ÖTV oranı, 15 Haziran’a kadar yüzde 18 olarak uygulandı. Bu oran 16 Haziran’dan 30 Eylül’e kadar yüzde 27 olacak.

LÜKS ARAÇ: 1.600 CC ve üzerindeki otomobillerde oran 15 Mart öncesine döndü. 1.600-2.000 CC arası otomobillerde yüzde 54’ten yüzde 60’a çıkarılan oran, 2000 CC’nin üzerinde ise yüzde 80’den yüzde 84’e yükseldi.

HAFİF TİCARİ ARAÇ: ÖTV yüzde 3, hafif ticari araçlarda açık kasalılarda yüzde 2 olacak. Çekiciler, midibüsler, özel amaçlı taşıtlar, kamyonlarda ÖTV yüzde 1 olarak uygulanacak ve otobüste ÖTV alınmayacak.

BİLGİSAYAR VE MOBİLYA: Bilgisayar ve mobilyadaki yüzde 8’lik KDV indirimi 30 Eylül’e kadar uzatıldı. Bu ürünlerde indirimsiz oran yüzde 18 olarak uygulanıyordu.

BEYAZ EŞYA: 30 Eylül’e kadar KDV yüzde 2 olarak uygulanacak. Beyaz eşyada yüzde 6.7’lik oran 15 Haziran’a kadar yüzde 0 olarak uygulanmıştı.

KONUT: Net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerindeki KDV’nin yüzde 18’den 8’e düşürülmesiyle ilgili yeni bir uzatmaya gidilmedi.

TAPU HARCI: Uygulaması 30 Haziran’da bitecek olan gayrimenkul alım satımlarındaki tapu harcının binde 15’ten binde 5’e düşürülmesi konusuyla ilgili yeni bir düzenleme de yok.

İŞ MAKİNELERİ: KOBİ’lerin kullandığı bazı sanayi ve iş makinelerindeki KDV indirimi de uzatılmadı. Bu grupta 30 Haziran’a kadar yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV alınmıştı.

Sigaranın vergisi 50 kuruş arttı 700 milyon lira toplanacak

BAZI sektörlerde ÖTV ve KDV indiriminde süre uzatılmasına karşılık, Tütün ve tütün mamullerinden alınan asgari maktu özel tüketim vergisi (ÖTV) artırıldı. Böylece sigarada maktu vergi oranı 50 Kr artırılmış oldu. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, sigaradan alınan asgari maktu ÖTV tutarı paket başına 1.55 TL yerine 2.05 TL olarak uygulanacak. Bunun daha çok düşük fiyatlı ürünlere yansıması bekleniyor. Üst düzey bir ekonomi yetkilisi ise, hem indirimi hem de bu artırımı değerlendirerek şunları söyledi:

İndirimin maliyeti

KDV ve ÖTV indirimleri düzenlemesinin maliyeti yaklaşık 600-700 milyon lira civarında.

Fazlasıyla alınacak

Sigarada yapılan artış ise, KDV ve ÖTV indirimlerine ilişkin düzenlemenin maliyetini fazlasıyla karşılayacak.

ÖTV geliri indirimden nasıl etkilendi

Ocak ayında motorlu taşıtlardan 178 milyon 262 bin lira, şubat ayında ise 164 milyon 523 bin lira ÖTV alındı.

Ay ortasında indirimlerin devreye girdiği martta bu rakam, 263 milyon 39 bin liraya yükseldi. Nisanda 253 milyon 162 bin lira, mayısta ise 270 milyon 586 bin lira ÖTV geliri elde edildi.

Ancak, son 3 ayda yaşanan artışa karşın krizin getirdiği durgunluk geçen yıl elde edilen rakamların yakalanmasını engelledi.

2008’in ilk 5 ayında motorlu taşıtlardan tahsil edilen 1 milyar 681 milyon 774 bin liralık ÖTV geliri, bu yıl aynı dönemde 1 milyar 129 milyon 572 bin liraya düştü.

Canlılılık, 3 aylık indirim gibi olmaz

HYUNDAI Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, ÖTV indiriminin sürmesinin olumlu ama kademe artışının sektörü yaz aylarında büyük ölçüde etkileyeceğini belirterek, şunları söyledi: Önümüzdeki 3 hafta tüketiciler yeni ÖTV oranlarını idrak etmeye çalışacak. Bu dönemde satışlarda önemli bir düşüş olacaktır. Canlılık geçtiğimiz 3 ay gibi olmasa da 3 haftanın ardından yeniden hareket gelecektir. Bu oranlar 30 Eylül sonrasında da sürerse yıl sonunda geçtiğimiz yılın satış rakamlarına ulaşırız. Bunu da kriz döneminde iyi bir sonuç olarak düşünmek gerekir.

İkinci ÖTV dönemi pozitif bir adım

TOFAŞ CEO’su Ali Pandır, hükümetin 2. ÖTV İndirimi Dönemini başlatmasını olumlu karşıladıklarını belirterek, Sektöre can suyu niteliğinde olumlu katkı sağlayan hükümet desteğinin bir anda ve tamamen kaldırılmaması ve kademeli olarak azaltılması büyük önem taşıyor dedi. Pandır, şunları söyledi:

Birinci ÖTV indirimi dönemi, istihdam ve kamu maliyesi açısından kazançlı oldu, çünkü satışlar arttığı için indirime rağmen daha çok vergi toplandı. Hükümetin 16 Haziran-30 Eylül arasında yürürlükte olacak yeni kademeli geçiş uygulamasını, gerek bayii teşkilatımız gerek fabrikamız hatta ülkemiz adına pozitif bir adım olarak nitelendiriyoruz.

İstihdam için ticari araca destek lazım

FORD Otomotiv Genel Müdür Başyardımcısı Nuri Otay, üç aylık dönem için açıklanan ÖTV indirim desteğinin azalan oranlarda da olsa, olumlu bir adım olarak gördüklerini söyledi. Otay, şunları kaydetti:

Üç ay süre ile geçerli olan ÖTV indirimi özellikle binek otomobil pazarında stokları eritmeye ve nakit girişi sağlamaya yönelik önemli bir adımdı. Ancak küresel ekonomik krizden binek otomobillere oranla daha fazla etkilenen ticari araç pazarına ise istenen düzeyde bir katkısı olmadı. Ancak, Türkiye’nin en büyük otomotiv ihracat kalemini oluşturan ve büyük oranda istihdam sağlayan Ticari Araçları destekleyecek uygulamaların devreye alınmasına ihtiyaç vardır.

ÖTV indirimi daha uzun vadeye yayılsın

TOYOTASA Genel Müdürü İbrahim Orhon, sektörün uzun vadeli planlar yapabilmesi için kademeli ÖTV artışının daha uzun vadeye yayılması gerektiğini söyledi. İlk döneme göre satışların azalacağını belirten Orhon, şöyle konuştu: Kasım ayından itibaren ÖTV indirimi bekleyenler vardı ve martta indirim gelince kısa sürede stoklara hücum oldu. Ama bu dönem gelen müşteriler birikimi olanlardı. Fakat normal zamanda asıl müşteriler kredi kullanarak otomotiv alanlar.

Destek vermeyerek ticari yok sayıldı

OTOMOTİV Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, ilk 5 ayda satışları yüzde 50’den fazla gerileyen ağır ticari araç sektörüne yönelik hiçbir karar alınmamasını eleştirerek, şu yorumu yaptı:

Bu karar 3-4 ay kapalı veya dur-kalk halinde olan kamyon, ağır kamyon gibi ticari araç fabrikalarının önümüzdeki dönemde de kapalı kalacağını gösterir. Hükümet yaptığı kademeli geçişle iç piyasayı kısmen de olsa canlandırma yolunu seçti. Ancak üretimi yok saydığını da özellikle de ticari araca destek vermeyerek kanıtladı. Görünen o ki 30 Eylül’de ÖTV indirimi sona erecek. Bu karardan sonra ticari araç satışlarında hiçbir pozitif gelişme bekleyemiyorum.

Erdoğan: İndirimi uzattık kartta mağdura fırsat verdik

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yeni ÖTV oranlarını açıklarken, Türk milletini çok yakında ilgilendiren birçok tasarı ve tekliflerin TBMM’ye geldiğini ve zamanla yarıştıklarını ifade etti. Muhalefetin de bu konuda yapıcı bir yaklaşım sergilemesini umut ettiğini söyleyen Erdoğan, Köklü bir çalışma yaptık. Çalışma 875 bine yakın kredi kartı mağduru vatandaşa çok önemli fırsat sunduk dedi.

Read more...

Borsa güne düşüşle başladı!

16 Haziran 2009 Salı

Endeks güne 225 puanlık düşüşle 34 bin 465 puandan başladı. Bu seviyede hisse senetleri ortalama yüzde 0.65 oranında değer kaybetti.

Read more...

Piyasa Yorumu

Yurtdışı borsalardaki düşüş baskısının bu sabah da sürmesi nedeniyle IMKB-100 endeksinin güne 34.500 civarından (-0.5%) başlamasını bekliyoruz.

Rusya'nın bugünkü BRIC ülkeleri toplantısı öncesinde doların rezerv para konumunu koruyacağı açıklaması ile değer kazanan dolar, 1.42'den 1.38'e kadar gerileyen euro / dolar paritesi emtia fiyatlarının gevşemesine sebep oldu. Bu kapsamda petrol fiyatları önceki gün gördüğü 72 $ seviyesinden 69 $'a doğru kayarken, altın fiyatları da 930 $'a kadar geriledi. NY FED imalat endeksinin ve net yabancı sermaye girişi verilerinin tahminlerden oldukça kötü gelmesi, dün de belirttiğimiz kısa vadeli düşüş beklentimizi destekler şekilde ABD borsalarının %2'nin üzerinde değer kaybetmesine yol açtı.

Kısa vadeli hızlı yükseliş nedeniyle borsaların yıl sonu hedeflerine erken ulaşması ve borsaları sürükleyici yeni pozitif gelişme bulunmaması nedeniyle önümüzdeki günlerde özellikle yurtdışı borsalarda kısa vadeli kar satışlarının devam etmesini bekliyoruz. Buna karşılık olumluya dönmeye başlayan ekonomiler nedeniyle uzun vadede borsalar yükseliş trendini sürdürecektir.

Gün içinde, yurtdışında açıklanacak olan ZEW endeksi, konut başlangıçları, ÜFE, sanayi üretimi, KKO gibi datalar nedeniyle veriye duyarlı bir gün geçireceğimiz görülüyor. Şayet dünün ardından, bugün de veriler beklentilerden kötü gelirse ABD borsalarındaki satış baskısı artarak Dow Jones 8.000 puana doğru gerileyebilir. Son üç işlem gününde olduğu gibi dün de IMKB-100 endeksi yurtdışı piyasalardan ayrışarak güçlü bir görüntü sergiledi. Bunun arkasındaki gerçek nedeni şu an net olarak bilemiyor olsak da IMKB'nin uzun süreli yurtdışından bağımsız hareket etmesi içinde bulunduğumuz koşullarda mümkün görünmüyor. Bu nedenle IMKB için de genel beklentimiz kısa vade için düşüş şeklindedir. Dün akşam Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulan KDV - ÖTV kararnamesinin içeriği henüz açıklanmadı. Buna karşılık gün içinde yapılan açıklamalar, yeni kararların eskisi kadar cazip koşullar içermediği görüntüsü sergiliyor. Bu da, otomotiv ve beyaz eşya sektörü hisselerinde alış cazibesini azaltabilir.

Destekler: 34.500 - 34.000, dirençler: 35.000 - 35.500

Read more...

New York Borsası düştü

New York borsasında Dow Jones ve Nasdaq endeksleri haftanın ilk gününü kayıpla kapadı.

Dow Jones 187,13 puan düşerek 8,612.13 puandan, Nasdaq da 42,42 puan azalarak 1,816.38 puanla kapandı.

Read more...

Kısa çalışma ödeneğinde süre uzatıldı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda kısa çalışma ödeneği uygulamasında başvuru süresinin 6 ay daha uzatılmasına karar verildiğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından açıklamada bulundu.

Süre 6 ay uzatıldı

Toplantıda, Kısa Çalışma Ödeneği’nin de ele alındığını kaydeden Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bu konuda şu açıklamada bulundu: “Kısa Çalışma Ödeneği de denilen, ekonomik kriz sebebiyle dünyadaki küresel ekonomik krize paralel olarak zor durumda bulunan işletmelere İşsizlik Fonu’ndan kaynak aktarılmasına imkan veren uygulamada başvuru süresinin altı ay daha uzatılmasına karar verildi.”

Read more...

Ekonomide kritik açıklamalar bugün

15 Haziran 2009 Pazartesi

Ekonomi yönetimi, uzun süredir tartıştığı kritik kararlarını bugünden itibaren uygulamaya sokacak.

Birçok sektörün merak ettiği KDV ve ÖTV indirimleri bugünden itibaren yeni yapısıyla devreye girerken, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan mali sektörle ilgili çalışmaları sektörün de katılımıyla bugün yapacağı basın toplantısıyla duyuracak.

Otomotivden, beyaz eşyaya birçok sektörü ilgilendiren ÖTV ve KDV indirimlerinin kaderi bugün belli olacak. Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nun konuyu dün akşam ele almasının ardından Babacan, bu sabah da mali sektörle birlikte basının karşısına çıkacak. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın katılacağı toplantıda mali sektörle ilgili çalışmaların kamuoyuna anlatılması planlanıyor.
Babacan'ın açıklayacağı çalışmalar için de kredi garanti fonunun da bulunması bekleniyor. Hükümetin uzun süredir üzerinde çalıştığı kredi garanti fonu projesinde, fona Hazine'nin 1 milyar TL aktarılması böylece reel sektöre 8-10 milyar TL arasında kredi imkânı açılması hedefleniyor.

Read more...

Piyasa ve doların gündeminde G8 var

Mart ayının başından bu yana yaşanan yüzde 30'u aşan küresel rallinin bu haftaki seyrini geçen haftaki G8 ülkeleri maliye bakanları toplantısının etkileri, ABD hazine tahvillerinin faizlerinde yaşanacak olası değişiklikler ile ABD işsizlik maaşı başvuruları ve emlak piyasasına ilişkin veriler belirleyecek.

Ayrıca mayıs ayı enflasyon rakamları da bu hafta açıklanacak ve ABD hükümeti ile merkez bankası ve hazinenin piyasayı paraya boğma ve harcamalarda gaza basma hamlelerinin yan etkisini ortaya çıkaracak. G8 maliye bakanlarının resmi gündeminde olmamasına rağmen son dönemde doların rezerv para birimi olmaktan çıkarılması yönündeki tartışmaları da bu hafta piyasalarca değerlendirilecek. Uzmanlara göre doların rezerv özelliğine ilişkin endişeli yaklaşımlar bu hafta dolar üzerinde diğer para birimlerine karşı yukarı yönlü baskı yaratabilir.

Bu durumda değer kaybeden dolar, zaten son dönemde yatırımcı çekebilmek için faizleri iyice yükselmiş olan ABD hazine tahvillerinin faizlerinde yeni artışlara da neden olabilir. Ayrıca dolar üzerindeki baskı alternatif yatırım aracı olarak görülen emtianın fiyatlarında da yukarı yönlü bir harekete neden olabilir. Yani bir anlamda piyasalar bu hafta da sene başından bu yana yaşadığı ralliyi korumaya çalışacak. Pazartesi günü New York bölgesine ilişkim emlak verileri gelecek.

Salı günü mayıs ayı üretici fiyatları, yeni ev inşaatı rakamları ve sanayi üretimi verileri açıklanıyor. Çarşamba günü ise mayıs ayı tüketici fiyat endeksi ile ilk çeyrek cari denge verileri, perşembe günü ise haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve Philedelphia bölgesi için üretim rakamları duyurulacak.

Read more...

Kredi kartı borçlularına müjde

Ekonomi Koordinasyon Kurulu, pazar mesaisi iki önemli karar aldı. Kurulun en önemli müjdesi ise kredi kartlarıyla ilgili.

EKK’nın pazar mesaisinden ‘ÖTV ve KDV’de indirime devam kararı’ çıktı. Ayrıca hükümet kredi kartı borçluları ve dövizzedeler için de bir paket hazırlıyor.

Kabine revizyonunun ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında her pazartesi düzenli olarak toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), KDV ve ÖTV indirimlerini görüşmek üzere dün akşam pazar mesaisi yaptı. Devlet Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile ilgili kurumların üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıdan bugün itibariyle süresi dolan ÖTV ve KDV indirimlerinin devamı yönünde karar çıktı. EKK kararı, Başbakan Erdoğan’la da ele alınacak. ÖTV indiriminin oran yükseltilerek uygulanması bekleniyor.

YÜZDE 25 OLURSA FİYAT ARTACAK

Sanayi ve Ticaret Bakanı Bakanı Nihat Ergün, önceki gün ÖTV’de rakamların değişebileceği sinyalini vermişti. Motor hacmi 1600 cc’ye kadar olan binek otolarda yüzde 37’den yüzde 18’e çekilen oranın bu kez yüzde 25’e çıkarak daha az destekle devam edebileceği belirtiliyor. ÖTV oranı yüzde 25’e çıkarılırsa bu, binekte en az bin liralık artış anlamına geliyor.

KART BORÇLULARINA MÜJDE

Bu arada küresel krizin yaralarını sarmak için ÖTV ve KDV indirimlerini içeren paketleri uygulamaya koyan hükümet, kredi kartı borçluları ve dövizzedelerle ilgili de bir paket hazırlıyor. Paket icra takibindeki kredi kartı ve döviz kredisi borçlularına ödeme kolaylığı getirilmesini öngörüyor. Konuya bankacıların da sıcak baktıkları belirtildi.
İndirimde yerli otomobil üreticileri kazançlı çıktı

Tofaş’ın sattığı araçların % 90’ı, Renault’nun % 75’i, Hyundai’nin % 62’si yerli araçlar. Fabrikası olmayan Peugeot, yerlilikte Toyota ve Honda’yı geçti

ÖTV indiriminin yürürlüğe girdiği 16 Mart tarihden mayıs ayı sonuna kadar olan sürede otomotiv pazarının bilançosu belli oldu. ÖTV indirimi Türkiye’de otomotiv fabrikalarında neredeyse duran üretim bantlarının yeniden hızlanmasını sağladı. Sektörde stok sorunu çözülürken, yerli üretim bu indirimden kazançlı çıkan kesim oldu.

Fabrikalar hızlandı, işçiler geri döndü. Tofaş, Renault ve Hyundai’nin yerli modelleri yok sattı. Yüksek satış performansına ulaşarak yıllar sonra toplamda liderlik koltuğuna oturan Tofaş’ın üç ayda sattığı 27 bin 491 aracın 24 bini yerli modellerden geldi. Yani Tofaş’ın sattığı araçların hemen hemen yüzde 90’ı yerli modellerden oluştu. Renault’nun sattığı 21 bin 929 aracın ise yüzde 75’i yerli oldu. Renault üç ayda 16 bin 600 yerli araç sattı. Hyundai’nin üç ayda sattığı 18 bin 665 aracın 11 bin 863’ü, yani yüzde 62’si yerli araçlardan oluştu. Türkiye’de sadece ticari araç üretimi yapan Ford’un sattığı 21 bin 637 aracın yarısı yerlilerden geldi...

Read more...

Piyasa Yorumu / Eti Yatırım

12 Haziran 2009 Cuma

Gün içinde piyasaları etkileyecek önemli veri olmamasına karşılık ABD - Asya borsalarının artıda bulunması, vadeli borsaların da güne karışık başlaması nedeniyle IMKB-100 endeksinin yatay açılış yapmasını bekliyoruz.

Seans öncesinde perakende satışlar ile haftalık işsizlik maaş başvuruları verilerinin beklentilerden iyi çıkmasıyla güne pozitif başlayan ABD borsaları, saat 20:00'deki 30 yıllık tahvil ihalesine yeterli talep gelmesi ve faiz oranlarının tahminlerden daha uygun olarak 4.80%'in altında gerçekleşmesi ile günü %1'e yakın seviyelerde yükselişlerle tamamladı. Tahvil ihalesinin iyi geçmesi (uzun vade olmasına karşılık düşük boyutlu bir ihale olmasından dolayı çok da pozitif algılamaya gerek yok), verilerin pozitif gelmeye devam etmesi ile petrol fiyatlarının 72 $'a yükselmesi iki farklı bakış açısı ile olumlu/olumsuz değerlendiriliyor. Bu kapsamda, emtia fiyatlarındaki artış, bir taraftan ekonomilerdeki toparlanma ve güven artışı şeklinde yorumlanırken, diğer yandan fiyatlardaki hızlı yükselişin ekonomik canlanmayı yavaşlatacağı ve enflasyonist baskı yaratabileceği şeklinde de düşünülüyor. Bu iki unsur arasındaki ince çizginin nerede olduğunun bilinmemesi nedeniyle bu durumun soru işaretleri şeklinde kalarak yön belli oluncaya kadar dalgalı hareket yaratması daha muhtemel görünüyor. Benzer durum ABD tahvillerindeki yükseliş için de geçerli. Gerçi ABD 10 yıllık tahvillerinin yükselişinin ABD'li yetkililer ekonomiye gelen güven olarak yorumlasa da bu durum yatırımcıların enflasyon riskini göz önünde bulundurmasından da kaynaklanıyor. Yurtiçine baktığımızda, dünü %1 yükselişle tamamlayan IMKB'nin bugün sektörel bazda hareketlilikler yaşamasını bekliyoruz. Üç ay önce başlatılan ve Pazartesi günü sona erecek ÖTV - KDV indiriminin uzatılmasına yönelik yarın yapılması beklenen açıklamalar bugün özellikle otomotiv sektöründe etkili olabilir. Destekler: 34.500 - 34.000, dirençler: 35.000 - 35.500

Bugün İçin Hisse Önerilerimiz:
FROTO, SAHOL, SISE

Read more...

Borsa güne hafif yükselişle başladı!

Endeks güne 43puanlık yükselişle 34 bin 767 puandan başladı. Bu seviyede hisse senetleri ortalama yüzde 0.12 oranında değer kazandı.

Read more...

Kredi kartı faiz oranları düşürüldü

Kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları yüzde 5.75'ten yüzde 3.49'a düşürüldü.

Merkez Bankasının konuya ilişkin tebliğinde değişiklik öngören düzenleme, Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı. Tebliğ, 1 Temmuz 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Tebliğe göre, aylık azami akdi faiz oranı, Türk Lirası için yüzde 3,49, ABD doları için yüzde 2,54 ve avro için yüzde 2,30 olarak belirlendi. Söz konusu oranlar, sırasıyla yüzde 5,75, yüzde 2,68 ve yüzde 2,53 olarak uygulanıyordu.

Aylık azami gecikme faizi oranı da Türk lirası için yüzde 6,88'den yüzde 4,24'e, ABD doları için yüzde 3,34'ten yüzde 3,11'e ve avro için yüzde 3,05'ten yüzde 2,82'e çekildi

Read more...

Yeşil kartlı dönemi bitiyor

11 Haziran 2009 Perşembe

Yeşil kartın yerine getirilecek olan sistemle, sağlıkta devlet yardımı alacak olanlara sıkı denetim geliyor. 2010 yılı ekim ayından itibaren uygulamaya başlanması öngörülen modelde, sağlık alanında destek alacak olan kişilerin muhtaç olup olmadığı, yerinde yapılacak denetimlerle incelenecek.

Söz konusu kişilere tüm dünyada uygulanan testler uygulanacak ve bu testlerde desteğe ihtiyacı olduğu sonucuna varılırsa devletten sağlık yardımı alması gündeme gelecek. Söz konusu test ve denetimler her yıl güncellenecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yeşil kartı kaldıracağız açıklamasının ardından getirilecek olan yeni sistemin detayları netleşmeye başladı. Ekim ayıyla birlikte, yeşil kartla ilgili tüm süreçler Sağlık Bakanlığı'ndan Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesine alınacak. Yeşil kartların prosedür gereği her yıl yenilenmesi gerekiyor. Bu noktadan itibaren de, yeşil kartın yerini genel sağlık sigortası alacak. Ancak genel sağlık sigortası kapsamında primleri ödeyemeyenlerin primleri devlet tarafından karşılanacak.

Yeşil kart sisteminin Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesine alınarak kaldırılmasının ardından getirilecek en büyük değişiklik uygulanması, öngörülen test olarak gösteriliyor. Halen dünyanın birçok ülkesinde, gelir düzeyini belirlemek için kullanılan proxy means testi sağlıkta devlet desteği verilecek kişileri saptamak için de kullanılacak.

Bu testte harcama, gelir, tüketimle ilgili olarak bireylere çeşitli sorular yöneltilecek. Bu testin sonuçlarının yanı sıra, kişinin kayıtlı olan gelir ve giderleriyle ilgili olarak bir araştırma yapılacak. Ayrıca kişinin yaşadığı yere gidilerek, yerinde denetimle bireyin yaşam standartları saptanacak. Söz konusu test ve denetimler her yıl güncellenecek ve tekrarlanacak. Bir yıllık dönemde kişinin standartlarında bir değişiklik olması durumunda verilecek destek de kesilecek.

9.3 milyon kişi yeşil karttan yararlanıyor

Halen Türkiye genelinde 9 milyon 374 bin 476 kişi yeşil karttan yararlanıyor. En fazla yeşil kartlı Doğu Anadolu bölgesinde bulunuyor. Bu bölgede 2 milyon 398 bin kişi yeşil karttan yararlanırken, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise bu rakam 2 milyon 299 bin kişi. En az yeşil kartlı ise Ege bölgesinde bulunuyor. Bu bölgedeki yeşil kartlı sayısı 629 bin kişi.

Read more...

Gelir Vergisi Kanunu değişiyor

TBMM Genel Kurulu'nda, Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 1. bölümü kabul edildi.

Buna göre, gelir vergisinden muaf tutulan ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebebiyle verilen tazminat ve yardımlara, işe başlatmama tazminatı dahil edilecek. Genel Kurul'da zaman zaman AKP ve CHP arasında gerginlik yaşandı.

Asgari geçim indiriminde, ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınacak.

Gelir ve kurumlar vergisi indirim kalemlerine, iktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine yapılan nakdi bağış ve yardımlar dahil edilecek.

Lisanslı depo işletmesine teslim edilen tarım ürünleri için, ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar, 31 Aralık 2014 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacak.

İşverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmayacak.

Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinen mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi ve kesilecek ceza tarhiyatı, müteselsilen sorumlu olmak üzere tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacak. Tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlı olacak.

KOBİ'lerin birleşmesi

KOBİ birleşmeleri, vergi istisnası yoluyla teşvik edilecek. Birleşme sonrasında, 3 yıl süreyle yüzde 75'e kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanacak.

Buna göre, KOBİ'lerin 31 Aralık 2009 tarihine kadar birleşmeleri halinde, birleşilen kurum tarafından münfesih (dağılan) kurumun birleşme tarihindeki sabit kıymetlerin rayiç bedelle, diğer kıymetlerinin ise Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi zorunlu olacak.

Birleşme işlemlerinden dolayı kazançların kurumlar vergisinden müstesna olması için, Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme tarihi itibarıyla birleşilen şirketin sermayesine eklenmesi; birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini, münfesih kurumun, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde birleşme nedeniyle vereceği kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi; birleşme sonrasında 3 yıl süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile münfesih kurum tarafından, 1 Nisan 2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık istihdam sağlanması şartları aranacak.

KOBİ'lerden birleşme nedeniyle infisah eden (dağılan) kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, 3 hesap döneminde elde ettiği kazançlara indirimli Kurumlar Vergisi uygulanacak.

KOBİ'de alt sınır 10 kişi

İşletmelerden 2008 yılının Aralık ayında verilen sigorta bildirgesine göre 10 ile 250 işçi çalıştıran ve 2008 hesap döneminin sonu itibariyle, yıllık net satışlar toplamı 25 milyon TL'yi geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon TL'den az olanlar KOBİ sayılacak.

Birleşme, tam mükellef 2 veya daha fazla KOBİ'nin birleşerek yeni bir anonim şirket oluşturmaları ya da bir veya birkaç KOBİ'nin anonim şirket statüsündeki diğer bir KOBİ'ye devrolunması halinde mümkün olabilecek.

Birleşilen kurumun; indirimli kurumlar vergisi uygulamasının sona erdiği yılı izleyen 3'üncü yılın sonuna kadar birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulması (31 Aralık 2009 tarihine kadar KOBİ'lerin kendi aralarında yapacakları hariç) ile tasfiye edilmesi veya sermaye azaltımında bulunması halinde, birleşmeden dolayı istisna edilen ya da indirimli oran uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, gecikme faizi ile birlikte birleşilen kurumdan tahsil edilecek.

Münfesih kurumdan devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için, faydalı ömürleri dikkate alınarak münfesih kurumdaki kayıtlı değerleri üzerinden kalan süre için amortisman ayrılabilecek.

Birleşilen kurum tarafından devralınan varlıkların, devir bedelinden düşük bir bedelle satılması durumunda oluşan zararlar, birleşilen kurumun Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılamayacak.

Birleşme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının indirimli Kurumlar Vergisi uygulanan hesap dönemlerinde satışı halinde Kurumlar Vergisinde müstesna uygulanmayacak.

Bakanlar Kurulu, birleşmeden yararlanan işletmeler için Kurumlar Vergisi oranını yüzde 75'e kadar indirimli uygulatmaya; Maliye Bakanlığı ise uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak.

KDV

Tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin KDV uygulaması yönünden vergisel altyapısı oluşturulan tasarıya göre, ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde, bu işleme ilişkin KDV, lisanslı depo işleticilerince ödenecek.

Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde, senedin en son işlem gördüğü borsada oluşan değeri vergi tarhına esas alınacak.

Yabancı film yapımcıları, Türkiye'de film çekmeleri için vergi iadesiyle teşvik edilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan sinematografik eserlere ilişkin yabancı yapımcılar tarafından satın alınacak mal ve hizmetler nedeniyle ödenen KDV iade olunacak.

Başbakanlık merkez teşkilatına motorlu taşıt alımları KDV ve ÖTV'den istisna olacak. Türk Hava Kurumu tarafından yapılan uçak ve helikopter alımları da ÖTV'den muaf tutulacak.

Öğrenci yurtlarına, bedelsiz verdikleri hizmetlerinde ilgili dönemdeki kapasitelerinin yüzde 10'unu geçmemek üzere KDV istisnası tanınacak.

Konut yapı kooperatifleri

Konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yaptıkları konut teslimleri, genel KDV rejimine tabi olacak. Buna göre, konut yapı kooperatiflerinin 150 metrekarenin altındaki konut teslimlerinde yüzde 1, 150 metrekarenin üzerindeki konut teslimlerinde ise yüzde 18 KDV alınacak. Ancak düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yaptıkları konut teslimleri, KDV'den müstesna olacak.

Akaryakıta katılan Hekzan isimli ürünle benzer nitelikler taşıyan özel benzinin kilogramından 1,6135 oranında ÖTV alınacak. Tasarının 1. bölümünün kabul edilmesinin ardından birleşime ara verildi.

Read more...

ÖTV indiriminde tamam mı devam mı?

9 Haziran 2009 Salı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ÖTV ve KDV indiriminin devam edip etmeyeceği konusunda muhtemelen hafta sonuna kadar bir karara varacaklarını bildirdi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Avrupa Devlet Piyangoları ve Loto Birliği 5. Kongresi'ne katılan Mehmet Şimşek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şimşek, ÖTV ve KDV indiriminde sürenin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin bir soruya, “Ekonomik Koordinasyon Kurulu olarak bu konuyu çalışıyoruz. Muhtemelen bu hafta sonuna kadar hangisinin devam edip etmeyeceği konusunda bir karara varacağız. Ama bu aşamada verilmiş bir karar yok” karşılığını verdi.

Read more...

ÖTV indirimi uzuyor mu?

EKK, ÖTV ve KDV indiriminin uzatılmasıyla ilgili dünkü toplantısında otomotiv sektöründe indirimin 3 ay uzatılması yönünde görüş bildirdi. Karar 16 Haziran’dan önce çıkacak.

Ekonomİ Koordinasyon Kurulu 6 gün sonra sona erecek olan ÖTV ve KDV indirimlerini görüştü. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında toplanan EKK’ya Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile ilgili kurumların üst düzey yöneticileri katıldı. Toplantının ana konusunu otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve konut sektörüne getirilen vergi indirimlerine ilişkin değerlendirmeler oluşturdu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuyla ilgili “Uygulamanın bitim tarihi olan 16 Haziran’a bir ya da iki gün kala kararımız netleşir, açıklama yaparız” dedi.

Önceki hafta uygulama sonuçlarıyla ilgili çalışma yapması konusunda görevlendirilen Maliye Bakanlığı’nın EKK’ya bilgi sunduğu öğrenildi. Bu kapsamda bakanlık, otomotivde uygulanan ÖTV indiriminin yüzde 42’yi aşan oranda gelir sağlandığı, ancak beyaz eşya ve elektronikte yüzde 6’ya varan oranda bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Sözkonusu rapor ışığında ekonomi yönetiminin eğilimi de şekillenmeye başladı.

Beyaz eşya ve elektronikte bitecek

Buna göre EKK’daki genel eğilimin otomotiv sektöründeki ÖTV indirimini 3 ay daha devam ettirmek yönünde olduğu belirtiliyor. Ancak beyaz eşya ve elektronikte uygulanan ÖTV indiriminin kesilmesi düşünülüyor.

Öte yandan ekonomi yönetiminde konut ve mobilyada uygulanan KDV indiriminin de sürmesinden yana bir eğilimi olduğu belirtildi. Babacan, uygulamanın hangi sektörlerde, nasıl bir sonuç verdiğine detaylı olarak bakılacağına, ekonomide bir hareketlilik getiren ürünlerde bu uygulamanın sürdürülebileceği “ cevabını vermişti.

Read more...

Bono faizleri neyi fiyatlıyor?

Hazine, Mayıs ayında 1.2 milyar, Ocak-Mayıs döneminde ise 20.3 milyar TL açık vermiş. Her ne kadar faiz dışı rakamı beklentilerin üzerinde gelse de 48 milyar TL’ye revize edilen ancak 60 milyarı bile aşabileceği endişeleri düşünülen bütçe açıkları bono piyasalarını “geriyor”. Bu gerginlikte genel olarak TL cinsi bono faizlerinin artmasına neden oluyor.

Ali AĞAOĞLU/VATAN GAZETESİ

Geçtiğimiz Cuma günü önemli bir trend kırıldı. Hem da kapanış bazında... Cuma günü gösterge bono bileşik faizleri yüzde 13 bileşiklere kadar çıktıktan sonra 12.91’deki kapanmıştı. Cuma günü teknik açıdan önemli olan ve 12.67 seviyelesindeki 50 günlük Hareketli Ortalama ve de kısa vadeli düşüş trendi yukarı yönlü aynı anda kırıldı. Üstelik de oldukça da kararlı bir şekilde!

Cuma günkü sert yükselişin ardında, Perşembe günü açıklanan paketin payı vardı! Paketin “kaynak” tarafında sadece işsizlik fonu var görünüyor. “Sonlu” bir kaynak bu fon. Yeni paketin eninde sonunda bütçeye ciddi yansımaları olacağı, bunun da hızla büyüyen açığı daha da arttıracağı endişelerinin faizlerdeki yükselişte payı olduğu aşikâr.

Buna bir de ABD’deki 10 ve 30 yıllık tahvil getirilerinin artışının sürmesi ve de piyasalardaki “bozulma” eklenince, bono bileşiklerindeki yükseliş dünde devam etti. Bileşikler 13.17’den kapandı.

Bundan sonrası için ilk önemli “istasyon” yüzde 13.30 bileşik seviyeleri olacaktır. Bu seviyenin kırılması durumunda “ikinci ana istasyon” olarak 14.35 bileşik seviyeleri konuşuluyor olacaktır. arada inişli çıkışlı bir seyir ve de “tali duraklar” mutlaka olacaktır.

Devletlere borç verenler tüm olup bitenleri yakından izliyorlar. Tüm merkez bankalarının ve de merkezi hükümetlerin harcamaları arttırmak için daha fazla kaynağa ihtiyaç duymaları, ister istemez onların daha “nazlı” davranmasına neden oluyor. Onlar korkup, nazlandıkça faizler de artıyıyor. Teşvik ya da destek isteyenler, eninde sonunda bunun faturasının kendilerine de çıkacağını unutmamalılar.

Ekonomide kolay çözüm yoktur! Sadece ekonomide mi? Hayatın bir çok alanındaki “kolay” görünen çözümlerin faturaları hep misli olarak ödenmiyor mu?

Read more...

Abone Olursanız Haberiniz de Olur!

Aşağıdaki kutucuğa e-mail adresinizi yazıp gelecek olan onay linkine tıklayınız. Bu sayede en son borsa haberleri, borsa yorumları ve borsa tüyoları, e-mail adresinize gelecek.

|

Borsa-Tuyolari.Blogspot.Com

Bu sitede; başta Borsa Haberleri olmak üzere, ekonomi ile ilgili en son gelişmeleri bulabilirsiniz. Borsa Yorumları ve Borsa Tüyoları ile yatırımlarınız öncesi fikir edinebilir; Canlı Borsa bandı ile Hisse Senetlerini yakından takip edebilirsiniz. Bu site, yatırım danışmanlığı hizmeti vermemektedir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, bankalar ile kullanıcılar arasında imzalanan resmi bir sözleşme ile verilmektedir. Bu sitede, kişisel yorumlar da bulunabilir.
Bu blog, altyapısı Google tarafından sağlanan Blogger hizmetinden faydalanmaktadır.

Back to TOP